DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
GBP 40,2943 -1.04%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 20696203,92%

“350 bin TL’lik kıyak nerede?”

ABONE OL
17 Mayıs 2018 08:29
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, 4’lü koalisyon hükümetinin, siyasilerin dokunulmazlığının kaldırılması ve yargı sürecinin açılması manifestosu kapsamında hakkındaki iddiaları yeniden gündeme getirmesine tepki göstererek, “Beş yıl boyunca dokunulmazlığım yoktu. Bugüne kadar yargılanmam gerekirdi. Her nedense bu iddialar adaylığımdan, milletvekili seçilmeme kadar gündemden düşmedi. Zamanlama çok manidar” dedi 


Çalışma Bakanlığı Özel Kalem Müdürü görevine geldiğinde, kendilerinden önce bakanlıkta görev yapan CTP’nin icraatlarına yönelik Sayıştay raporunun ellerine ulaştığını belirten Çaluda, “Sayıştay hazırladığı raporda devletin uğradığı rakamsal zararın ya işverenlerden tekrar tahsil edilmesi, ya da icraatları gerçekleştiren yetkili şahıslar tarafından karşılanması şartı koşmuştu. Bu yapılan idari paraya yönelik bir usulsüzlüktür ve tamamen yasa dışıdır” diye konuştu 


CTP’nin 2009 seçimlerinde 350 bin TL’lik miktarı bazı şahıslara kıyak geçerek tahsil etmediğini savunan Çaluda, “Sayıştayın tahsil etmeleri gereken paralarda kendilerince indirim yaptıkları ya da tahsillerin yarısını yaptıkları yönündeki bulgusu sonucu devletin uğratıldığı zararın düzeltilmesi talep edildi. CTP, 2009 seçimlerinde 350 bin TL’yi kıyak geçerek tahsilatını yapmadı” ifadelerini kullandı 


“2014 yılında kurulan DP-CTP hükümeti döneminde yaşanan bu usulsüzlükler bir önerge hazırlanarak Meclis’e gönderildi” diyen Çaluda, “Devletin alacağı bu parayı dönemin bakanı, tahsil edilecek kişilerin kendi adamları ve müdür yaptıkları kişiler olduğu için bunları sildirdi. Devleti zarara uğratan bu kişilerin yaptıklarının, 2015 yılında hükümette olmanın da ağırlığı kullanılarak Meclis’te üstü kapatıldı” dedi


Özlem ÇİMENDAL

Hakkındaki iddiaları Yeni Bakış aracılığıyla yanıtlayan UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, koalisyon hükümeti ortaklarından CTP’nin, geçmiş dönemdeki iktidarlığında Sayıştay raporuna rağmen Çalışma Bakanlığı’nda yaptığı çeşitli usulsüzlüğü iktidarda olmanın da gücünü kullanarak Meclis olanakları ile temize çıkardığını iddia etti. 

“Hakkımdaki iddialar gerçeği yansıtmıyor”

Çaluda, UBP’den Milletvekili seçilmesiyle birlikte gündeme getirilen, Ulusal Birlik Partisi İrsen Küçük Hükümeti döneminde, Çalışma Bakanlığında Özel Kalem Müdürü görevindeyken kendi imzasıyla Yabancıların Çalışma İzni Yasası’na rağmen, bazı şahısların borçlarını sildiği, bazılarını da çalışma izni için gerekli olan ön izinden muaf tuttuğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını dile getirdi.

“Zamanlama çok manidar”

Yeni koalisyon hükümetinin siyasilerin dokunulmazlığının kaldırılması ve yargı sürecinin açılması manifestosu kapsamında hakkındaki iddialar yeniden gündeme gelen Çaluda, “Beş yıl boyunca dokunulmazlığım yoktu. Ben bir yere de kaçmadım, madem ki usulsüz ve devleti zarara uğratacak bir icraat yaptım. Bugüne kadar yargılanmam gerekirdi. Her nedense bu iddialar adaylığımdan, milletvekili seçilmeme kadar gündemden düşmedi. Zamanlama çok manidar. Siyasilerin dokunulmazlığının kaldırılması kapsamındaki yargılamalarda yanlış kişiden işe başladılar” dedi. 


“Çalışma tüzüğünün 36. Maddesi kapsamında hareket edildi”

Yabancıların Çalışma İzni Yasası’nın 2006 yılında direkt Çalışma Bakanlığı’na bağlandığını dile getiren Çaluda, işçi ve işverenlerin talep ve sıkıntılarını doğrudan bakanlığa ileterek çözüm aradığını ifade etti. Çaluda, Çalışma Bakanlığı özel kalem müdürlüğü yaptığı dönemde gerek işverenlerin sorunları gerek ise çalışanların mağdur olmaması adına birtakım çalışmalar yaparak, mağdur olan vatandaşları en az zarar ile içine düştükleri çıkmazdan kurtarmayı amaçladıklarını kaydetti. Çaluda, “Çalışma tüzüğünün 36. Maddesi ilgili Çalışma Bakanlığı’na geniş yetkiler vermektedir. Bir çalışan kayıt dışına düştüğü zaman ya işveren ya da kendisi bir dilekçe yazarak durumunu anlatır ya ilgili bakanlık ya görevlendirdiği müdürü ya da kurulan özel komisyon tarafından bu vatandaşlarımızın mağduriyeti giderilmeye çalışılırdı. Yasa ve tüzükler kapsamında olacak şekilde bu icraatlar yapılmaktaydı” şeklinde konuştu. 

“İşverenlerden kaynaklı mağduriyet yaşayan ve kayıt dışı kalanlara çözüm bulundu”

Çalışma Bakanlığı Özel Kalem Müdürü görevindeyken, kendilerinin hükümet döneminde de geçmiş hükümet döneminde hangi uygulamalar yapılıyor ise yine aynı uygulamaların yapıldığını ve herhangi bir farklı uygulamanın söz konusu olmadığının altını çizen Çaluda, “Biz görevdeyken bazı 3. ülke veya TC vatandaşları çalışma hayatında çeşitli sebeplerden dolayı ciddi mağduriyetler yaşadı ve bu insanlar ülkede kaçak duruma düştü. Gerek çalışanlardan gerek ise işverenlerden gelen talep ve başvuru üzerine mağdur olan insanları daha da mağdur etmeden çeşitli çözüm arayışları içerisinde tüzüklerin kapsamlarını aşmayacak şekilde çalışmalar yapılmaktaydı. Özellikle evli olup da kayıt dışına düşenlerin çocuklarının okula kaydı yapılmıyordu. Bir cenazesi olsa yurt dışına çıkış yapamıyorlardı. Sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlardı. Çalışma izni süreleri bittikten 30 gün sonra direkt kaçak konuma düşüyorlardı ve ülkede kaçak korku içinde yaşamlarını sürdürüyorlardı. Bu durumda olan herhangi bir çalışan başka bir işveren aracılığı ile Savcılık’tan da aldığımız görüş doğrultusunda geriye dönük yatırımlarını yapmalarına olanak tanıyarak, mağduriyetlerini minimize etmeyi amaçlıyorduk” dedi. 


Savcılık görüşü alınarak, mağdurlara yasal zemin kazandırıldı 

Özellikle 3. dünya ülkelerinden gelen yabancı işgücü çalışanları bazı işverenler tarafından yanıltılarak, ön izin ile değil turist vizesi ile ülkeye girişlerinin yapılmasından kaynaklanan mağduriyetlerin de yaşandığını dile getiren Çaluda, “Durum böyle olunca Vietnam ya da Türkmenistan’dan bakıcılık için gelmiş bir insanı siz tekrardan ülkesine gönderip masraf yaparak tekrar ülkeye girmesini sağlarsanız eziyetten başka bir şey yapmazsınız. Bu insanların çoğunun gerçekten durumu da yoktu ve ekonomik çıkmaz içerisindeydi. Bu tarz mağduriyetler yaşayanlara tüzükler kapsamında Savcılık görüşü ile yasal bir zemin kazandırarak, çözüm üretimi yapılmaktaydı” ifadelerini kullandı.

“Siyasi koz olarak kullanıldı”

2013 erken genel seçimlerinden sonra kurulan geçici hükümette dönemin bakanlığından emekli olan müsteşar Aziz Gürpınar’ın teknokrat bakan olarak atandığını ifade eden Çaluda, “Gürpınar bizim kısıtlı sayıda ön izinlerine çeşitli sebeplerden dolayı muafiyet verdiğimiz kişiler üzerinden usule aykırı işlem yaptığımız şeklinde bir çalışma ortaya çıkarttı ve Savcılığa hakkımızda suç duyurusunda bulunuldu. Bu tespitler daha sonra seçim dönemlerinde siyasi koz olarak kullanıldı” diye konuştu. 

“5 yıldır dokunulmazlığım yoktu, amaçlanan dokunulmazlığı gündeme taşımak”

2014 yılında konuyla ilgili gerekli tahkikat ve soruşturmaların yapıldığını da ifade eden Çaluda, 2018 Ocak seçimlerine kadar neredeyse 5 yıla yakın bir süredir ne haklarına dava ne de herhangi bir gelişme yaşanmadığını dile getirerek, yine seçim dönemi siyasi rant uğruna konunun gündeme getirilerek ince hesaplar peşinde olunduğunu söyledi. Çaluda, “Milletvekili oluşum sebebi ile siyasilerin dokunulmazlığını kaldıracakları ve yargı yolunu açacakları söylemleri ile başa gelen koalisyon hükümeti de bu konuyu tekrardan gündeme getirerek, bir milletvekilinin dokunulmazlığı üzerinde çalışılıyor imajı çizmeye çalışıyor. Bunda da beni seçtiler” diye konuştu. 

“CTP’nin eksik tahsilini gösteren Sayıştay raporu, bizim dönemimizde elimize ulaştı” 

Çalışma Bakanlığı Özel Kalem Müdürü görevine geldiğinde kendilerinden önce bakanlıkta görevli olan CTP’nin icraatlarına yönelik Sayıştay raporunun ellerine ulaştığını söyleyen Çaluda, “Cezada bulunan işyeri sahiplerine bir asgari ücret ceza kesilmesi ya da 15 gün içerisinde ödenmemesi halinde ikiye katlanması gibi uygulamalar bizden önceki hükümet döneminde gerektiği şekli ile yapılmadığı Sayıştay raporunda yer almaktaydı. Sayıştay, hazırladığı raporda devletin uğradığı rakamsal zararın ya işverenlerden tekrar tahsil edilmesi ya da icraatları gerçekleştiren yetkili şahıslar tarafından karşılanması şartı koşmuştu. Bu yapılan idari paraya yönelik bir usulsüzlüktür ve tamamen yasa dışıdır” dedi. 

“350 bin TL’lik tahsilatı kıyak geçerek devleti zarara uğrattılar”

CTP’nin 2009 seçimlerinde 350 bin TL’lik miktarı bazı şahıslara kıyak geçerek tahsil etmediğini savunan Çaluda, “Sayıştay’ın tahsil etmeleri gereken paralarda kendilerince indirim yaptıkları ya da tahsillerin yarısını yaptıkları yönündeki bulgusu sonucu, devletin uğratıldığı zararın düzeltilmesi talep edildi. CTP, 2009 seçimlerinde 350 bin TL’lik tahsilatı kıyak geçerek yapmadı” şeklinde konuştu. 

“DP-CTP hükümeti döneminde hazırlanan önerge ile Meclis’e gönderilerek üzeri kapatıldı”

“2014 yılında kurulan DP-CTP hükümeti döneminde yaşanan bu usulsüzlükler bir önerge hazırlanarak Meclis’e gönderildi” diyen Çaluda şöyle konuştu: “Devletin alacağı bu parayı dönemin bakanı, tahsil edilecek kişiler kendi adamları ve müdür yaptıkları kişiler olduğu için bunları sildirdi. Biz 10 kişiye çalışma izni çıkartmak için yardımcı olmaya çalıştık ve devleti zarara değil, artıya geçirdik diye üzerimize gelenler, devleti zarara uğratan bu kişilerin yaptıklarını hükümette olmanın da ağırlığını kullanarak 2015 yılında Meclis’te üstünü kapatmışlardır” diye konuştu. 

“Ensemden politika yapıyorlar”

Kendisini yargıya göndererek ensesinden politika yapıldığını da savunan Çaluda, 10 yıldan bu yana devletin uğratıldığı bu zararın milyonları bulmasına rağmen, koalisyon hükümeti ortaklarından da olan bir partinin bakanlık döneminde yapılan usulsüzlüğe göz yummasını eleştirdi. Çaluda, “Biz yasa dışı durumu yasal hale getirerek birtakım mağduriyetleri çözmeye çalıştık. Biz devleti zarara uğratmadık” dedi. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam