DOLAR 32,5009 -0.15%
EURO 35,0233 0.41%
GBP 40,7202 0.32%
ALTIN 2.433,970,46
BITCOIN 2095356-0,96%

Açık büfeler sağlığınızı bozmasın

ABONE OL
28 Haziran 2017 07:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Beş yıldızlı otellerdeki sabah, öğlen,
akşam kurulan açık büfeler iştah kabartıyor. Ancak bu ihtişama kapılıp
tabaklarını dolduran tatilciler, kilo başta olmak üzere çeşitli sağlık
sorunlarıyla karşılaşıyor. Peki ama tatilden hiç kilo almadan dönmek mümkün mü?
Biruni Üniversitesi’nden Klinik Diyetisyen Doç. Dr. Barış Öztürk, tatilciler
için önemli beslenme önerilerinde bulundu…

Yaz tatilleri, yeni yerler keşfetmek, yılın
yorgunluğunu atmak ve hayatın tadını çıkarmak için keyifli fırsatlardır.
Tatilcilerin büyük bir kısmı otelleri, özellikle her şey dahil konseptini
sunanları tercih eder. Çünkü açık büfe konseptinde yiyecekler ve içecekler
sınırsız olarak sunulur. Sabah kalkıp gece uyuyuncaya kadar, hatta gece yarısı
dahil tüketim devam eder. Bu ortamlarda günlük kalori alımımızı hesaplamak da
hiç aklımıza gelmez.

Etkisi
uzun süre devam ediyor

Her şey dahil konsepti sunan bir otelde
sağlıklı beslenmek ve sağlık verilerimizi alt üst etmemek elbette mümkün. Tatil
süresince tüketicilerin yüzde 80’ine yakınıkilo alıyor ama artan vücut yağ
yüzdesi, kan yağlarında yükselme, insülin dengesinin bozulması başta olmak
üzere en önemli olumsuzluk değişen beslenme alışkanlığımız oluyor.

Bir-iki haftalık tatil sürecinde yüksek
kalorili beslenmeye alışan bedenimiz tatil sonrasında da bu alışkanlığı
sürdürmek üzere daha fazla insülin salgılamaya ve bizi daha fazla besin
tüketmeye davet eder. Dolayısıyla bu süreci sadece tatil süresi olarak
değerlendirmemek gerek. Kısa bir tatilde kazanılan olumsuz ve kural tanımaz
beslenme alışkanlıkları çok uzun bir süre peşimizi bırakmayacaktır.

Diyet
büfeleri yetersiz

Otel restoranlarında geri planda bir köşede
haşlanmış, renksiz, tatsız diyet yemekleri sunmak yeterli değil. İşletmenin
sorumluluğu tüm besinleri sağlıklı, az yağlı, az tuzlu sunmak ve sağlığı
bozacak niteliklerden uzak tutmaktır. Düşük kalorili ve sağlıklı yemekleri en
ön planda, yüksek yağlı ve kalorili yemekleri ise geri planda tutarak bir
farkındalık yaratılabilir.

Tüm yemeklere yüksek yağ ilave ederek
tüketicilerin çabuk doymasını sağlamak yerine tüketici sağlığını korumaya
yönelik çözümler üretmek daha etkili ve uzun vadeli bir yatırım olacaktır. Açık
büfelerin en kışkırtıcı bölümüdür tatlılar. O bölgeye aç karnınıza yaklaşmayın.
Yemeğinizi yiyip biraz bekleyin.

Tokluk merkeziniz tokluk sinyali vermeye
başladıktan sonra küçük bir dilim tatlı yeterli olacaktır. Her gün hamur
tatlıları tüketmek yerine sütlü tatlılara ve diyet tatlılarına yer vermek daha
yararlı olacaktır. Öğünlerle birlikte yaz meyvelerini tüketerek hem tatlı
tüketme isteğinizi azaltabilir, hem de daha düşük kalori alırsınız. Ayrıca
meyvelerdeki vitaminler ve de hücre temizleyicilerden maksimum düzeyde
yararlanmış olursunuz.

Bunları
bol tüketin

Açık büfelerin en sağlıklı yiyecekleri;
rengarenk sebzeler ve meyvelerdir. Bununla birlikte süt ve süt ürünleri, ceviz,
fındık gibi yağlı tohumlar ile balık eti de en sağlıklılar arasında
sayılabilir. Tüm besinler organizmamız için yararlı ve gereklidir ancak bu
saydıklarımız vitamin ihtiyacımızın karşılanması, metabolizmanın normal seyri
ve çeşitli sebeplerle kirlenen hücrelerimizin temizlenmesi için son derece
yüksek fonksiyonlara sahiptir.

Rengarenk
sebzeler tüketin

 Tüm
öğünlere renk renk çiğ sebzeleri tüketerek başlayın. Yeşil yapraklı sebzeler,
yazın vazgeçilmez kırmızılarından domates, salatalık, biber gibi sebzeler;
hücrelerimizi temizlemede ve tokluk hissi sağlamada etkilidir ve bu vitamin
depoları tüm öğünlerin vazgeçilmez başlangıcı olmalıdır. Temiz hücreler ve
doğal vitaminler; enerji metabolizmasını harekete geçirerek yağ yakımını
artıracaktır.

 Sabah kahvaltısında ağırlıklı olarak az yağlı
peynir çeşitleri, şekersiz süt, haşlanmış yumurta veya bazı günler az yağda
pişirilmiş sahanda yumurta olmazsa olmazlarınızdan olmalıdır. Bol yağlı poğaça
çeşitleri, börekler, çikolatalar, reçeller, bal, sucuk-sosis kızartması gibi
seçenekleri görmemeye çalışın.

 Öğlen yemeklerine yine salata yiyerek ve su
içerek başlayın. Sunulan onlarca et yemeği arasından kırmızı et tercihinizi
yağsız dana etinden yapılan yemeklerden yana kullanın. Et tercihinizi kırmızı
et, tavuk eti, hindi eti ve balık eti arasında dönüşümler yaparak sürdürün.
Bazı günler tabağınıza kurubaklagil ilave etmeyi unutmayın. Ana yemek ile
birlikte haşlanmış veya zeytinyağlı yemekleri eksik etmeyin masanızdan.

Akşam yemeğine çorba ve salata ile başlamak
en güzel seçenek olacaktır. Izgara balık eti, etli/tavuklu sebze yemekleri veya
zeytinyağlı dolmalar akşam yemeğini renklendirecektir. Yemeğe ilave edeceğiniz
kavun, karpuz, kiraz gibi meyveler tatlı isteğinizi dizginleyecektir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam