DOLAR 32,5932 0.35%
EURO 34,8598 0.34%
GBP 40,5758 -0.07%
ALTIN 2.507,930,95
BITCOIN 21061411,43%

Aklın yolu bir!

ABONE OL
12 Şubat 2017 12:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Elektrik & Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Fahrioğlu, Türkiye ile yapılan enerji anlaşmasının, ülkedeki enerji çeşitliliğine katkı sağlayacağı gibi, enterkonnekte (bir sistemin başka bir sisteme bağlanması) olmayı da olanaklı kılacağı gerçeğinin göz önünde bulundurulmasını istedi

 Türkiye ile yapılan anlaşmanın altının iyi doldurularak tartışılması gerektiğine dikkat çeken Farhrioğlu, bu anlaşmanın ülkede sürdürülebilirliği kalmayan elektrik politikasının kurtuluşu anlamı taşıdığına da vurgu yaptı

Ülkedeki mevcut elektrik düzenin fuel-oil’e bağımlı şekilde devam ettiğine dikkat çeken Fahrioğlu,  ön görülen yüzde 5 ya da 6’lık bir talep artışıyla bile çok kısa sürede KKTC’nin elektrikte kendi yükünü bile karşılayamayacak duruma geleceğini ve sistemin çökeceğini vurguladı

 

 

 

Özlem ÇİMENDAL

Yeni Bakış’ın elektrik konusunda  sorularını yanıtlayan ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Elektrik & Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Fahrioğlu,  önemli saptamalarda bulundu.

ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Elektrik & Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Fahrioğlu, KKTC’de sürdürülebilir bir elektrik politikası olmadığı gibi mevcut santrallerin ise ekonomik ömrünü doldurduğunu söyledi.

Türkiye ile yapılan enerji anlaşmasının, ülkedeki enerji çeşitliliğine katkı sağlayacağı gibi, enterkonnekte (bir sistemin başka bir sisteme bağlanması) olmayı da olanaklı kılacağı gerçeğinin göz önünde bulundurulmasını isteyen Fahrioğlu, yine KKTC’nin AB’ye uyum kapsamından, stratejik, siyasal ve daha birçok konuda mevcut durumundan çok daha avantajlı konuma gelmesini sağlayacağını vurguladı. Anlaşmanın altının iyi doldurularak tartışılması gerekliliği üzerinde de duran Farhrioğlu, bu anlaşmanın ülkede sürdürülebilirliği kalmayan elektrik politikasının kurtuluşu anlamı taşıdığına da vurgu yaptı.

 

“KKTC’de sürdürülebilir elektrik politikası yok”

KKTC’de  sürdürülebilir bir elektrik politikası olmadığını dile getiren ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Elektrik & Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Fahrioğlu, KKTC’de puant (en fazla talebin olduğu)  yükün 317 Megawatt (MW) olduğunu ancak mevcut kullanılabilir gücün ise 356 MW olduğunu ve geriye  39 MW’lık bir pay kaldığını söyledi. KKTC’de termik santraller ve dizel santraller olmak üzere iki tür üretim teknolojisi kullanıldığını ifade eden Fahrioğlu, bunların da %99’unun fuel-oil’le çalıştığını söyledi.  

 

“Elektrikteki en ufak artış sistemi çökertir”

 Ülkedeki kurulu düzenin fuel-oil’e bağımlı şekilde devam ettiğine dikkat çeken Fahrioğlu, bugün ön görülen yüzde 5 ya da 6’lık bir talep artışıyla bile çok kısa zamanda elimizin kolumuzun bağlanacağını dile getirdi. Fahrioğlu,  böyle bir artış halinde ise  KKTC’nin elektrikte kendi yüknü bile karşılayamayacak duruma geleceğimizi söyledi ve herhangi bir artışla sistemin çökeceğine işaret etti.

 

“Dünyada dizel santral politikası izleyen kalmadı”

Güney’deki Vasiliko santralinin  patlamasından sonra KKTC’nin Güney’e 3 hattan enterkonnekte (bir sistemin başka bir sisteme bağlanması) olduğunu anlatan Fahrioğlu, artan talebe karşı KKTC’nin seçenekleri önüne koyarak düşünmesi gerekliliğine işaret etti. Fahrioğlu, “En kolayı ve şu anda tek alternatif olan daha fazla dizel santral kurmaktır. Ama bu hiç mantıklı değil, dünyada bunu izleyen bir politika yok. Fuel-oil, kömürden sonra çevreye en çok zarar veren fosil yakıtlardan biridir” dedi.

 

“Termik santrallerimiz ekonomik ömrünü doldurdu”

KKTC’nin termik santrallerinin ekonomik ömrünü doldurduğuna dikkat çeken Fahrioğlu, “Artık çok pahalıya çalışıyorlar. Bir araba düşünün eskidikçe yakıt maliyeti artar, jeneratörleri de buna benzetebiliriz. Bakımlarının yapılarak ömürlerinin uzatılması, ekonomik ömrünü tamamlamasına engel olmuyor. İki termik santralimiz 60 MW’lıktır ve bunların 55 MW’lık kapasitesi kullanılabiliyor. Bunlardan birinin serviste olduğu zaman mecburen ek takviyeye ihtiyaç duyuluyor ve biz de bazen bunu Güney’den enterkonnekte sistemi bağlantısı aracılığı ile karşılıyoruz. Bunun alternatifi de bölgesel elektrik kesintileridir ancak bu da doğru yapılmazsa bütün sistemi çökertebilir” şeklinde konuştu.    

 

“Dizel’e ve dolara bağlı bir politika sağlıklı değil”

KKTC’nin genel olarak elektrik politikasının sağlıklı olmadığı görüşünü de ortaya koyan Fahrioğlu, “Daha da dizel alma yoluna gidiliyor. Bu ne kadar sağlıklı, biz bilebiliyor muyuz ne olacağını? Doları görüyoruz hangi seviyelere yükseldi. Ömrü 50 yıl olacak olan bir kabloyla gelecek olan bir elektrik mi daha ucuz ya da fuel oil ile çalışan bir sistem mi daha ucuz diye sorsak ve cevaplamaya kalksak bugünden yarına değişen bir doğrulukla karşılaşırız ve kesin bir şey söyleyemeyiz” dedi.

 

“Elektriği Güney’den maliyetin çok üzerinde, pahalı alıyoruz”

Güney’den alınan elektriğin maliyetinin de üzerinde alındığı düşünülecek olunursa, Türkiye ile enterkonnekte olarak kabloyla gelen bağlantının mevcut yapıya alternatif getireceğinin de bir gerçek olduğunu vurgulayan Fahrioğlu, “Güneye 25 Eurocent ödüyoruz, kWh (Kilowatt saat)’ine 75 kuruş ile 1 lira arası ödeyerek maliyetinin üzerine elektrik alıyoruz” şeklinde konuştu.

 

“Alım garantili anlaşma en kötüsüdür”

Enerji alımı anlaşmalarında anlaşmanın şeklinin ve tarafların üzerinde mutabık olduğu noktaların önemine de dikkat çeken Fahrioğlu, “Enerji alım garantisi en kötüsüdür. Kullanır ya da kullanmazsınız ama ödersiniz. Bir de güç alım garantisi vardır. Sadece açığınızı hazırda bekletip, gerektiğinde alırsınız. Ancak en güzel yöntem mahsuplaşma sistemidir böylelikle iki taraf da kullandığı kadar öder. Güney’e verdiğimiz elektrikte biz sadece maliyeti talep ederken, onlardan aldığımızda ise onların tüketicisinden daha fazla ve KDV’li ödeme yaptık ve bu bilançolara da yansıtılmadı” diye konuştu.

 

“Güney kurtarıcı ancak pahalı”

KKTC’de elektrik için seçenekler zincirine göz atıldığında Güney’in acil durumlarda kurtarıcı ancak pahalı olduğunun görüldüğüne işaret eden Fahrioğlu, ikinci seçeneğin ise dizel ile devam edilmesi yönünde olduğunu ancak bunun da sürdürülebilirlikten öteye çevreye ve insana olan dezavantajlarının da eklendiğini ve kendi kendimizi kandırmaktan öteye geçemeyeceğini dile getirdi.

 

“Denizaltı kablo çalışmaları için TEİAŞ gemileri aldı”

Türkiye ile yapılan anlaşmanın ise şu an için ne getireceğinin henüz bilinmediğini ancak bunun sadece elektrik değil genel enerji olduğunu ve  bu yapının içerisinde doğalgaz, elektrik, yakıt ve bölgesel ihtiyaçları içine alacağını söyleyen Fahrioğlu, “Gelen kabloların ortasında fiber optik de var, bu da bonusu olacak. Fiber optik bağlantı kapasitemiz de artacak. Bunun çalışmasını yapacak olan geminin de şu an TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi) tarafından alındığını duyduk” dedi.

 

“Enterkonnekte bağlantılar dünyada kucaklanarak karşılanıyor”

Bu tarz enterkonnekte bağlantıların avantajları dolayısıyla dünyanın her yerinde kucak açılarak karşılandığının altını çizen Fahrioğlu, “Ben bugüne kadar bir enterkonnekte sistemin konuşulmasından sonra, küçük tarafın karşı çıktığını duymadım. Bu aşamada Meclis bu anlaşmaya onay vererek çok doğru bir karar verdi. Bu KKTC’nin lehine olacaksa bu defter neden açılmasın? Diğer iki seçeneği gördük ne ekonomik ne de sürdürülebilir.”

“Türkiye piyasasında elektrik 14 kuruş”

 “Türkiye piyasasında şuanda elektrik 14 kuruştur ve biliyoruz ki o piyasa 14 ile 18 kuruş arasında oynuyor ve bu da bize olumlu yansıyacak demek oluyor ve şu anda Avrupa’nın en ucuzları arasındadır. Finansal olarak yararlı ya da yararsız olacağı tartışmaları şu an için mantıklı bir yaklaşım olmayabilir, bağlantı sağlandıktan sonra hangi şartlarda alışveriş yapılacağı ve yöntemleri belirlendikten sonra bir sonuca varılabilir” dedi ve ekledi “Ayrıca Türkiye elektriğinin %45 kadarını “dumansız” kaynaklardan üretiyor”.

 

“Küçük bir şebekeyi büyük bir şebekeye bağlamak en büyük nimettir”

Türkiye’de kurulu gücün 78 bin MW olduğunu KKTC’ye de 200 MW’lık bir enerji katkısı sağlanmasının düşünüldüğünü kaydeden Fahrioğlu, “Bugün dünyanın birçok yerine enerji satan bir ülkeden bahsediyoruz. Bize verilecek olan bu miktar ne Türkiye piyasasını ne de şebekesini etkilemez, devede kulaktır. Her projede 3 analiz yapılır. Ekonomik, çevresel ve teknik. Şu an teknik konuda hiçbir sorun yok. Küçük bir şebekeyi büyük bir şebekeye bağlamak en büyük nimettir. Yenilenebilir enerji izole ve küçük bir sisteme küçük dokunuşlar yaparak sallar. Sistem ne kadar büyük olursa, o kadar az sallanır. Bizim Türkiye’ye bağlanmamız, büyük bir gök delene sırtımızı dayamaya benzeyecek, bizi ne kadar itseler sallanmayacağız” ifadelerini kullandı.

 

“Salınan karbondioksit nedeniyle 40 milyon ton toplumsal zarar veriyoruz”

KKTC santrallerinde yakılan fuel-oil’lerin çevreye yaydığı karbondioksit miktarının yıllık 1 milyon ton olduğuna vurgu yapan  Fahrioğlu, “Bunun verdiği zarar insan sağlığından başlayarak tüm canlıları, hayvancılık ve tarım sektörünü kapsamaktadır. Amerikan Çevre Koruma Dairesi tarafından yapılan araştırmalara göre karbondioksitin her 1 tonunun 40 dolar toplumsal zarar olarak geri döndüğü söyleniyor. Biz de bu standart zarar skalasına göre 40 milyon ton toplumsal zarar vermiş oluyoruz ülke olarak. Bu toplumsal zararın da ötesinde insan sağlığı açısından problem yaratan bir olaydır. İnsanın hayatının bir değeri olmalıdır” dedi.

 

“Orada yaşayanlar insan da burada yaşayanlar insan değil mi?”

Zaman zaman toplumsal zarar miktarının 40 dolar olmasına eleştirel yaklaşılmasına da değinen Fahrioğlu, “Amerikan sağlık sisteminin uçtuğunu söylüyorlar. Amerika’da 40 dolar bizde 20 dolar olacak gibi bir durum söz konusu olamaz. İnsan her yerde insandır. Orada yaşayanlar insan da burada yaşayanlar insan değil mi, aralarında bir fark yoktur” ifadelerini kullandı.   

 

“İsrail’den Güney Kıbrıs’a 1000 MW’lık bir bağlantı projesi başladı”

Açıklamalarında, uluslararası anlaşmaların stratejik, politik ve siyasi boyutlarına da değinen  Fahrioğlu, “Bugün İsrail gazını da elektriğini de Türkiye’ye bağlayacağını söylüyor. Kıbrıs için bu anlaşma stratejik olarak bir üstünlük ve güç odağı oluşturacak. Bu yıl İsrail’den Güney Kıbrıs’a 1000 MW’lık bir bağlantı projesinin başlayacağı açıklandı. Deniz altından 329 kilometre olacak olan bu proje bizde ise 80 kilometre kat edilerek gelecek. İsrail’den Atina’ya kadar 3,5 milyar Euro toplam yatırım maliyeti çıkarıldı. Ama bu 3,5 milyar yatırımın, 10 milyar Euro olarak bu 3 ülkeye Sosyo-ekonomik değer olarak geri döneceği söyleniyor. 3,5’a 10 değer arasındaki geri dönüşüm farkı muazzam, bizde bire bir ya da 3,5’a 3,5-5 bile geri dönüşüm olsa mükemmel bir sonuç elde etmiş oluruz. Bu rakamları ortaya çıkaran analiz raporları milyon dolar maliyetlerle yapılmıştır. Yani bu kadar para harcanıp yapılan bu analizler yanlış mıdır? 1500 km’lik bir enterkonnekte bu raporla bu kadar değerli bulunuyor da bizim 80 km’lik enterkonnekte mi sorun oluyor” ifadelerini kullandı.

 

“Bütün Avrupa enterkonnekte oluyor”

Avrupa Birliği’nin bütün elektrik üreticilerinin üye olduğu Avrupa Elektrik Üreticileri Birliği adında (ENTSO) bir birliğin olduğunu dile getiren Fahrioğlu, “Bunların en büyük amacı bütün Avrupa’yı enterkonnekte etmektir. Türkiye’de bunun içindedir ve senkron olarak Avrupa’ya bağlıdır. Bu birliğin mantalitesi de enterkonnekteye yatırılan her bir Euro’nun toplumsal değer olarak 2 katı olarak geri dönmesidir” şeklinde konuştu. 

Türkiye ile bağlantı modelinin frekans sağlığı adına en sağlam yolunun senkron modeli olduğuna dikkat çeken Fahrioğlu, “Senkron bağlantı modeli full frekans desteği veren modeldir.  Bizim için en sağlıklı ve yararlı bağlantı budur. Avrupa

“Kıbrıs’ın Türkiye’ye enterkonnekte olmasıyla Güney de Avrupa’ya bağlanacak”

Avrupa Elektrik Üreticileri Birliği, AB’ye üye olmayan ülkelere senkron bağlantılara genel anlamda izin vermiyor. Sakıncalı ülkelere de aynı şekilde. Türkiye AB üyesi olmamasına rağmen bu bağlantının içerisindedir ve Avrupa’ya senkronize olmuştur. Bu bağlantı da 1 Bulgaristan 2 Yunanistan olmak üzere 3 hat üzerinden yapılmaktadır. Biz AB üyesi değiliz diye bize senkron bağlantı izni verilmeyecek diye düşünülüyor halbuki biz bu şebekeye zarar verecek konumda değiliz. Türkiye Avrupa’ya 400 kV voltaj düzeyinden bağlıdır, TEİAŞ bize 154 kV voltaj düzeyinden bağlanacağını bunun da ENTSO açısından sorun yaratmadığını bildirdi. Siyasi değil ticari bir birlik olan ENTSO’nun ana hedefi büyük bir enterkonnekte sistem yaratmaktır. Bu sebeple bu bağlantıya karşı çıkmaması doğaldır. Aslında Güney Kıbrıs senkron şekilde bize bağlıdır ve ENTSO üyesidir, bizim Türkiye’ye enterkonnekte olmamız halinde onlar da bizimle beraber Avrupa’ya bağlanmış sayılacaktır. ENTSO’nun fiziksel bağlantısı olmayan tek üyesi Güney Kıbrıs’tır ve bu sorun da böyle çözülebilir. En son üyesine de bağlanmış olacak olan ENTSO buna niye karşı çıksın ki?” dedi.

 

“Gürcistan’a verebiliyorsa bize de verebilir”

Türkiye-Gürcistan anlaşması örneği üzerinde de duran Fahrioğlu, “En kötü ihtimalde senkron bağlantı yapamazsak HVDC aracılığı ile enterkonnekte olacağız. Bu durumda da frekans sorunu olacağı üzerinde duran kesimler var. Türkiye Gürcistan’a bu şekilde bağlı ve Türkiye Gürcistan’a garanti veriyor ki frekans kontrolünü, normal operasyonda 49,8 ve 50,2 Hz arasında acil durumlarda ise 49,5 ile 50,5 arasında tutacağını söylüyor bu mükemmel bir garantidir. Türkiye bunu Gürcistan’a verebiliyorsa bize de verebilir demektir” ifadelerini kullandı.        

 

“Güney Kıbrıs da gizli gizli istiyor”

Güney Kıbrıs’ın da her ne kadar istemiyor gibi gözükse de teknik olarak enterkonnektenin ne kadar iyi bir şey olduğunun farkında olduğuna da değinen Fahrioğlu, “Onların da teknik düşünen uzmanları bu bağlantıyı gizli de olsa istiyor” dedi.

 

“Avrupa’nın en iyi güneş enerjisi Kıbrıs’ta”

KKTC’nin en zengin enerji kaynağının güneş enerjisi olduğunun da altını çizen Fahrioğlu, Avrupa’nın en iyi güneş enerjisinin Kıbrıs’ta olduğuna değindi. Fahrioğlu, “Bir tek İspanya’nın en Güney’i bizden zengin onun dışında en zengini Kıbrıs’tır. Güneş verimli ama rüzgar için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Güney’de Larnaka ve Baf’ta rüzgar tribünleri kuruldu. Güneş var, rüzgar da kuruldu çok verimli olmamasına rağmen ve enerjide çeşitliliğe gidilmiş oldu ama bizde enerji çeşitliliğinden bahsetmek hala mümkün değil. Bize bağlanmadan 140 MW rüzgar türbinlerinin 66 MW’ını kullanabiliyorlardı. Bize bağlanınca bu 66 MW, 80 MW oldu. Ne kadar küçük olsak da bir miktar frekans desteği verdik. Biz de gerekli bağlantıları kurunca elektrik enerjisinde çeşitlendirmeye gidebileceğiz” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam