DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
GBP 40,7959 -0.56%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2072812-1,20%

Anastasiadis tehdite gidiyor

ABONE OL
23 Şubat 2018 14:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Kıbrıs Rum tarafı Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’deki
faaliyetleri konusunu Brüksel’e götürmeye karar verdi ve atacağı adımları dün
sabah Başkanlık Sarayı’nda düzenlenen Gayrı Resmî Siyasi Parti Başkanları
Konseyi’nde kararlaştırdı. 
Rum yönetiminin artık ses tonunu yükselteceğini ve Avrupa Birliği’ndeki
ortaklarını “Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarını kullanmasına etkin destek”
beklediğini, aksi halde tavrını değiştireceği, Türkiye için bedel Avrupalı
ortaklarına da baş ağrısı yaratacak şekilde davranacağı”  tehdidinde
bulunacağı haber verildi.
Fileleftheros haberi “Türkiye’ye Karşı Tedbir… Lefkoşa Tonları Yükseltiyor ve
Avrupalı Ortaklarını Uyarıyor… Brüksel’den Etkin Destek Talep Ediyor” başlık ve
spotlarıyla manşete çekti ve Rum yönetiminin, “Türkiye’ye bedel yaratacak
çabalarında belirleyici rol oynayabilecek ülkelerle direkt iletişim içerisinde
bulunduğunu” yazdı.
Gazete, Rum yönetiminin Avrupalı ortaklarından, “münhasır ekonomik bölgesinde
egemenlik haklarını” kullanmasına etkin destek talep edeceğini, beklediği
destek verilmezse 26 Mart’ta Varna’da yapılacak AB-Türkiye zirvesini hüsrana
uğratacak eylemlerde bulunmakta tereddüt etmeyeceğini yazdı.
Anastasiadis’in Gayrı Resmi Avrupa Birliği Zirvesi için Brüksel’e gidişi
öncesinde, atılacak adımları belirlemek üzere Gayrı Resmi Siyasi Parti
Başkanları Konseyi’ni dün sabah topladığını hatırlatan gazete Rum tarafının,
Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ve Türkiye’nin tavrına göre uygulayacağı “tepki
önlemlerine” atıf yaptı.
Gazete “Türk vatandaşlarına vize verilmesi konusunun bloke edilmesi,
Türkiye’nin aday ülke statüsünün, göçmenler ve mülteciler için verilen ekonomik
yardımın kesilmesi ve KKTC’ye Avrupa ödeneği aktarılmasının kesilmesini” Rum
yönetiminin “sadağındaki” tepki önlemleri arasında sıraladı. 
“AB’den Türkiye’ye yaptırım gerçek
dışıdır”
Gazete “Gayrı Resmi Zirve’nin Çıtası Düşük” başlığıyla aktardığı Brüksel
kaynaklı bir haberinde ise Rum yönetiminin Cuma günü Brüksel’de yapılacak Gayrı
Resmi Zirve toplantısında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki eylemleri meselesinde
çıtanın düşük tutulduğunu bildirdi.
Habere göre, AB çevreleri bu gazeteye “Avrupa yaptırımları (Türkiye’ye karşı)
konusu gerçek dışıdır. Böyle bir şey için 28’lerin oy birliği gerekir ki üye
devletlerin tutumları ortadayken oy birliği sağlanamaz” dedi.
Zirvenin gayrı resmi niteliği nedeniyle sonuç bildirgesi de yayınlanmayacağını
belirten gazete, bu durumun da Rum tarafının elinden, bütün üye devletler adına
en azından oy birliğiyle, Türkiye’ye yazılı bir telkin talep etme olanağını
aldığına vurgu yaptı.
Gazeteye göre Fileleftheros’a konuşan kaynak şu anda üye ülkeler arasında “ihtilaf
konusunun (gazete MEB’in bu şekilde algılandığına dikkat çekti) Kıbrıs
sorununun çözüm müzakerelerinin yeniden başlamasının çözeceği” eğiliminin hâkim
olduğunu söyledi, şunları ekledi:
“Gerçekte Lefkoşa’nın Avrupa düzeyinde (tek yanlı yaptırım-önlemleri haricinde)
iki seçeneği var: 1- Ankara’ya sözlü telkin talep edebilir. Ancak bunun bir
katma değeri olup olmayacağı kuşkuludur keza Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk
da Komisyon Başkanı da son on gün içinde defalarca Türkiye’ye çağrı yaptı ancak
telkinler sonuç vermedi. 2- AB tarafından Ankara’ya bir müdahale-çağrı
yapılmasını daha isteyebilir. Ancak bundan da kazanç elde edileceği kuşkuludur,
AB halihazırda Ankara’ya müdahalede bulundu ancak hiçbir sonuç alınmadı.”
Çağrısına “derhal cevap” istedi 
Haberde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in doğal gaz konusunda
Türkiye ve KKTC’den yapılan açıklamalara karşılık da yazılı açıklama
yayımladığı belirtildi. 
Habere göre Anastasiadis, Rum tarafının enerji planlamalarının devam edeceğini
belirterek Türk tarafından, “MEB’deki egemenlik haklarına ihlallere son
verilmesi şartı ile müzakere masasına dönme çağrısına derhal cevap vermesini”
istedi.
Anastasiadis, “Talat-Hristofyas müzakereleri sırasında varılan ve deniz
bölgeleriyle (karasuları, komşu bölgeler, kata sahanlığı, münhasır ekonomik
bölge) ilgili kararların, 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde düzenlendiği
gibi, Birleşik Kıbrıs’ta federal hükümetin yetkisinde olacağı yakınlaşması
varlığını koruyor. Bu yakınlaşma, son tur müzakereler sırasında yeniden teyit
edildi ve Türk tarafından da hiçbir itiraz gelmedi” ifadesini kullandı. 
Rum yönetiminin, gelecekteki hidrokarbon rezervlerinin yönetimi için Norveç
modeli temelinde bir devlet fonu kurulmasını Rum meclisine götürerek “Ada’nın
doğal zenginliğinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bütün yasal vatandaşlarına ait
olduğu ilkesine bağlılığını ve hidrokarbon alanlarındaki perspektifi “Kıbrıs
 halkının tamamının menfaatine büyütmek maksadıyla önemli bir adım
attığını” savundu. 
Türkiye’den ve KKTC’den yapılan açıklamaların içeriğinin “haksız, gerçek
verilere dayanmayan ve Kıbrıs halkının malum çıkarlarına hizmet etmeyen
açıklamalar olduğunu” da savunan Anastasiadis açıklamasını “Türkiye’ye ve
Kıbrıs Türk toplumuna bir kez daha ve alenen, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’i
içerisindeki egemenlik haklarının ihlaline son verilmesi şartıyla müzakere
masasına dönme çağrıma derhal cevap verme çağrısı yapıyorum” ifadesiyle
sonlandırdı.
AKEL, meselenin Kıbrıs sorununun
çözümüyle hallolabileceğini yineledi

Habere göre Gayrı Resmi Siyasi Parti Başkanları Konseyi sırasında AKEL Genel
Sekreteri Andros Kiprianu, görüşülen tepki önlemlerine mesafeli durdu,
meselenin ancak müzakerelerle Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasıyla
hallolabileceği tezini ortaya koydu.
Rum Sözcü Nikos Hristodulidis Konsey toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada
Anastasiadis’in Konsey üyelerine Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki eylemleri, Rum
yönetiminin bugüne kadar yaptığı uygulamalar ve durumu yönetmek için bundan
sonra atmak niyetinde olduğu adımlarla ilgili bilgi verdiğini söyledi.
 Konsey üyelerinin, Rum yönetiminin yapması gerekenlerle ilgili görüş
belirttikleri toplantıda Anastasiadis’in “egemenlik haklarının güvenceye
alınması” yönündeki çabalarına tam destek belirttiklerini de ekledi. 
Habere göre Anastasiadis dün öğle saatlerinde ABD’nin Güney Kıbrıs’taki
Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty ile görüştü. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’a
Ankara ziyareti sırasında eşlik eden Doherty’nin Anastasiadis’e Doğu
Akdeniz’deki konuların ABD’yi ilgilendirdiğini ve ABD’nin Rum yönetiminin MEB
içerisindeki kaynakları arama ve kullanma hakkını teslim ettiğini ilettiği
kaydedildi. 
Anastasiadis’e, durumu yakından takip ettiklerini söyleyen Doherty
“müzakerelere yeniden başlayabilmemiz için meselenin çözüleceği umudunu” dile
getirdi. Doherty’ye Exxon Mobil şirketinin çok yakında Doğu Akdeniz’e geleceği
hatırlatılarak Amerikalıların endişe edip etmediği soruldu; “Bugün doğrudan
alakalı konuları görüştük, ne olacağını göreceğiz” cevabını verdi.
Sert çizgide yeni strateji
Politis “Başkanlar Konseyi’nde Yeni Strateji… Sert Çizgi ile Flört Ediyor”
başlıklı haberinde dün sabah Saray’da gerçekleşen Gayrı Resmî Siyasi Parti
Başkanları Konseyi’nde Anastasiadis’e, teknokratlarının önerilerine ilaveten
bir dizi tedbir ve hareket tarzı önerildiğini bildirdi.
Gazeteye göre önerilenler arasında KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki geçiş
noktalarının kapatılması, KKTC yetkililerinin “Kıbrıs Cumhuriyeti”
pasaportlarının iptali de bulunuyor. Bu tür “aşırı” söylem ve tedbirle bazı
partilerin tepkisini çekti, kimisi de Anastasiadis’in yapmayı planladığı BM
Güvenlik Konseyi’ne başvuru gibi daha ılımlı tedbirler üzerinde durdu. Neticede
Türkiye’yi kınayan ve “partiler durumun göğüslenmesi yöntem ve tedbirler
konusunda görüşlerini koruyor” ifadesiyle sona eren bir açıklama yapıldı. 
Rum yönetiminin yöneldiği önlemler
Gazete, dünkü toplantı sonrasında yapılan açıklamaya dayanarak
Anastasiadis’in Brüksel’e gidişi ışığı altında Rum yönetiminin şu önlemleri
almaya yöneldiğini yazdı:
“-Güvenlik Konseyi’ne başvuru, 
-Avrupa Birliği kurumlarına başvuru, 
-Kayıpların Avrupa ödeneği kullanılarak kapatılan çöplükte olabileceği
açıklaması nedeniyle Kıbrıs Türk toplumunun AB tarafından finanse edilmesi
konusunun gündeme getirilmesi,
-Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin yükseltilmesine ilişkin her türlü görüşmenin
Kıbrıs Rum tarafınca dondurulması,
-MEB’deki durum devam ettiği sürece müzakere masasına dönülmemesi”
Sizopulos Güvenlik Konseyi’ne
başvurunun, istenilenin aksine sonuç verebileceği uyarısında bulundu
Gazete yukarıda sıralananların Konsey kararı içerisinde alacağını ancak
AKEL Genel Sekreteri’nin itirazı üzerine karara konulmadığını, EDEK Başkanı
Marinos Sizopulos’un da Güvenlik Konseyi’ne başvurulmasının istenilenin tam
tersi bir sonuç getirebileceği uyarısında bulunduğunu yazdı.
Teknokratların salı gecesi önerdikleri
“en son müzakere kozu olabilir”
Anastasiadis’in aklında, teknokratları tarafından Salı geceki toplantıda
kendisine sunulan ve siyasi parti başkanlarına sunmak istediği başka önlemler
de olduğunu belirten gazeteye göre bunlar arasında Kıbrıslı Türk yetkililerin
Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının iptal edilmesi ve hatta KKTC ile Güney
Kıbrıs arasındaki kara sınır kapılarının kapatılması da bulunuyor ancak
Anastasiadis’in,  bunların baskı artarsa en son müzakere kozu
olabileceğini söylediği bilgileri var. 
Alithia haberi “Kıbrıs Cumhuriyeti Hakkını Arıyor… Kıbrıs Hükümeti Diplomatik
Düzeyde Hareketlerini Sürdürüyor, Başkan Yarın Meydan Okumaları, Türk
Tahriklerine Yazılı Kınama Talebiyle Gayrı Resmi AB Zirvesine Götürecek”
 başlık ve spotlarıyla aktardı.
“340 trilyon ayakküpten fazla doğal gaz
olabilir”
Aynı gazete “Bloomberg: Doğu Akdeniz’de Devasa Miktar” başlığıyla aktardığı
haberinde ABD Jeolojik Araştırmalar Enstitüsü’nün Doğu Akdeniz’deki doğal gaz
rezerviyle ilgili değerlendirmesini Bloomberg’ten alıntılayarak aktardı.
Habere göre Enstitü Kıbrıs’tan Lübnan’a ve Mısır’a kadarki deniz bölgesinde,
340 trilyon ayakküpten fazla doğal gaz olabileceğini, bu miktarın ABD’nin
tescilli rezervlerinden de fazla olduğunu değerlendiriyor. Bölge ülkelerinin
ihracat planları yaptıklarını ancak canlanmakta olan bu zenginliğin çatışmalar
da yaratabileceğini keza MEB’lerinin sınırları konusunda anlaşmazlık içerisinde
bulunan İsrail ile Lübnan’ın son haftalarda birbirini tehdit etiği kaydedildi.
Haravgi de haberini manşetten “Krizin Hafiflemesi İçin Formül Aranıyor”
başlığıyla aktardı. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam