Başarının yol haritası!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

16.Dünya Atletizm Şampiyonası’nda final koşma başarısını yakalayan Türkiye Milli Takımı ile 4×100 Bayrak takımında yer alan sprinter atlet Yiğitcan Hekimoğlu ve antrenörü Celal Keleş süreci anlattı.

Yarış öncesi,yarış sonrası ve bundan sonraki süreçle ilgili açıklamalarda bulunan Hekimoğlu ve Keleş,ülkede gördükleri ilgden dolayı son derece mutlu olduklarını da kaydettiler.

1-Dünya Şampiyonası öncesinde sakatlık yaşayan sporcunuzu şampiyonaya hazırlama sürecinde neler yaşadınız.

Celal Keleş : “ Sakatlığın ayni noktada olması bizi endişelendirdi”

Öneclikle 2016 Rio Olimpiyatları öncesi yaşadığımız sakatlıkla aynı bölgede olması bizi endişelendirdi. Ancak aynı sakatlık olmaması da işimizi kolaylaştırdı.  Bu sonuç psikolojik anlamda dayanma gücümüzü ve motivasyonumuzu arttırdı. Hemen bize her noktada yardımcı olan Dr. Nevzat Denerel ile görüş alışverişi yapıp  süreci değerlendirdik.  Bu noktadan sonra geçirdiğimiz sürecin antrenman boyutuyla da bağlntılı  bir değerlendirmesini yapıp sporcumla paylaştım ve geridönüp kaldığımız yerden devam edeceğimizi soyledim.  Çünkü çok verimli ve etkili bir hazırlık süreci geçirmiştik.  Hemen Türkiye Atletizm Federasyonu ile bağlantıya geçip İstanbul’da Acıbadem Hastahanesinde Prof. Dr. Tolga  Erdoğ hocamla randevulaşıp (ki kendisi olimpiyat öncesinde yaşadığımız sakatlığın da iyileştirilmesinde  doktorumuzdu) hemen Yiğitcan’ı İstanbul’a gönderdik ve  4 hafta boyunca fizik tedavi ekibi  Mesut Selami, Serdar  Korkmaz ve Turgay Aslanyürek ile her gün bilgi alışverişi  yaptığım ve onların çalışmalarına paralel antrenmanlar verdiğim çok verimli bir iyileşme ve tedavi süreci geçirdik.  Tabii gün ve gün psikolojik ve özgüven anlamında da yarışma şartlarına hazırlandık ve tedaviyi tamamladık.  Söylemem gerekir ki Yiğitcan bu süreçte son derece özveriliydi.

2-Böylesi önemli bir organizasyonun içinde yer almak nasıl bir duygudur.

Celal Keleş : “İnsanımızın hayallerini gerçekleştirmek için gittik”

Aslında antrenör olarak benim için, çocuklarını en güzel oyuncakların olduğu ve çok mutlu olacağını bildiğim bir park veya oyun alanına götürmenin mutluluğuna karşılık gelen bir keyif ve huzur duygusu vardı. Çocuklarını diyorum çünkü oraya ülkemizdeki her çocuğun ve hatta insanımızın hayallerini gerçekleştirmeye gittiğimizi biliyordum.

Yiğitcan Hekimoğlu: “ İnandık ve başardık”

Sporcu olarak ben inanılmaz duygular ve tecrübeler yaşadım. Ama bu inanılmaza biz inanmıştık ve bunu gerçekleştirmenin tarifi imkansız duygulara karşılık geldiğini söyleyebilirim. Biliyorum ki bu yolda artık insanımız için inanılmaz diye bir duygu olmayacak.

3-İngiltereye gitmeden önce sporcunuza nasıl hazırladınız ve böyle bir başarı bekliyormuydunuz.

Celal Keleş: “ 14 aylık süre diliminde hazırlandık”

Antrenör olarak İngiltere’ye gitme planımız bir yılı kapsayan hatta geçen yıl olimpiyata gidemememizle başlayan bir planlama süreciydi. Bunun hazırlıklarını hem fiziksel hem de mental anlamda o tarihten itibaren yapmaya başlamıştım. Buyüzden koyduğumuz bu hedefin yaklaşık 14 aya varan bir çalışma süreci oldu ve adım adım ilerledik. Kış sezonunda koyduğumuz Balkan Şampiyonası bireysel hedefini 60m’de Bronz,  4. İslami Dayanışma Oyunlarını 4x100m bayrak takımıyla Gümüş madalya alarak planımızın ara hedeflerine ulaştık. Bu da bizi Türkiye 4x100m bayrak takımı için iddalı duruma getirdi. Burada 4 kişilik yarışacak kadroda yer alabilmek için 4. İslami Dayanışma Oyunlarından önce yapıldığı gibi son bir test yarışı kalmıştı ve o da Londra’ya gittikten sonra antrenmanda yapılacaktı. Sonuçta  test yarışında da başarılı olarak 16. Dünya Atletizim Şampiyonası’nda 4x100m bayrak takımında birinci adam olarak koşmayı başardık. Tüm bu süreçlere baktığımızda hedeflediğimiz sonuclara ulaştık diyebiliriz. 

Yiğitcan Hekimoğlu: “ Kendime ve doğru çalıştığımıza inandım”

Sporcu olarak ben kendime ve doğru çalıştığımıza herzaman inandım. Daha önce ulaştığımız hedefler ve başarılar orada olmamız gerektiğine olan motivasyonumu yükseltmemi sağladı. Sonuç olarak orada olduğumuz ve bu güzellikleri yaşadığımız için çok mutluyum.

4-Bundan sonraki hedefiniz ne.

Bundan sonrakı ana hedefimiz 2018  yazında Berlin’de düzenlenecek olan Avrupa Atletizm  Şampiyonası’dır. Bunun yanında kış sezonunda 60m derecelerimizi geliştirmek ve yaz sezonunda yapılacak olan Akdeniz Oyunları bulunmaktadır.

 5-Hükümet yetkililerinin ilgisinden memnunmusunuz.

Gelecek kaygımız olmamalı

Antrenör ve sporcu olarak biz 9 yılda her türlü durumla karşı karşıya kaldık ve her zaman hedefimize odaklanmayı başardık. Çok yalnız hissettiğimiz zamanlar da oldu, övgü ve taktirin güzelliklerini de yaşadığmız zamanlar da. Fakat maddi anlamda bakacak olursak, biz bu işi  eğer hak ettiğimiz maddi karşılığı almamıza göre yapsaydık kesinlikle bugüne gelemezdik. Nedeni de bizi maddi anlamda destekleyecek sabit bir sistemin olmaması ve yöneticilerimizin sürekli değişmesine paralel bize yapılacak katkıların sürekli farklı yol ve şekillerde bize ulaşmasıdır. Düşünün ki her değişen yöneticimize tekrardan kendimizi ve hedeflerimizi anlatmak ve onları sürekli ihtiyaçlarımızın karşılanması için rahatsız etme durumunda kalmamız hem bizi hem de yöneticilerimizi yormaktan geçiyordu. Bunun sonucunda da bazen isteklerimiz tam zamanında bazen gecikmeli bazen de red cevabıyla sonuçlanıyordu. Tüm bunların yaşanmaması adına bir ‘’Elit Sporcu ve Antrenör Pozisyonu ve İhtiyaçları’’ veya ‘’ Devlet Sporcusu ve Antrenörü Pozisyonu ve İhtiyaçları’’nın karşılanacağı mevzuatın ve yıllık bütçesinin Ana  Bütçe içerisinde yer alacağı bir  yasal sürdürülebilir ortamın yaratılmasını arzuluyoruz ve öneriyoruz. Aynı zamanda kriterlerinin Olimpik Sporlar için geçerli olacak şekilde gerçekleştirilecek sabit bir ‘’Ödül Yönetmeliği’’’nin de oluşmasını istiyoruz. Bunun için her branş için uluslararası kriterlerin oluşturulmasına da şahsen katkı koymaya  da hazır olduğumuzu söylemek isteriz.  Geldiğimiz bu noktada belirttiğimiz gibi taktir ve övgünün güzelliklerini yaşıyoruz ve hükümet yetkilileri de bize bunu hissettiriyor. Yetkililerimizden beklentimiz onların da hemfikir olduğu gibi bize devletin maddi- manevi  sahip çıkması noktasındaki yasal  mevzuatı biran önce yürürlüğe sokmaları ve bizi gelecek kaygısından kurtarmalarıdır.