DOLAR 32,5790 0.28%
EURO 34,9959 0.06%
GBP 40,7947 -0.02%
ALTIN 2.456,140,83
BITCOIN 20955280,51%

Gündem uyum yasaları ve saatler

ABONE OL
18 Ekim 2017 07:40
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu toplandı.

Meclis Başkan Vekili Hüseyin Avkıran Alanlı’nın başkanlık ettiği toplantı dün saat 10.25’te başladı.

Genel Kurul’da ilk olarak komiteden gelen tasarı ve öneriler ele alındı.

Devlet Laboratuarı’nda Çıkan Yangının Nedenlerinin Araştırılması Çalışanlarına ve Çevreye Etkilerinin Ortaya Çıkarılması ve Gerekli Yasal Düzenlemelerin belirlenmesi ile ilgili Meclis Araştırma Komitesi’nin  ek süre talebi ile ilgili tezkere oy birliğiyle kabul edildi. Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu güncel konuşmalarında ise saat uygulamasının değişmemesi, AB uyum yasalarıyla yapısal reform yasalarındaki gecikmeler ve Mali Protokol konuları ele alındı.

Hamzaoğulları: Verilen cevaplar yeterli değil

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, yazılı ve sözlü sorulara verilen cevaplar konusunda 18 ayda sorduğu yazılı ve sözlü soruların bir kısmına cevap alamadığını, aldığı cevapların ise yeterli olmadığını kaydetti.Hamzaoğulları, denetim görevinin yerinde yapılması adına, sorulara gerekli önemin verilmesini istedi.

Erhürman: “Gereken yapılmazsa konu mahkemeye taşınacak”

Genel Kurul’da ilk sözü alan CTP Milletvekili Tufan Erhürman, “Yaz saati uygulaması” konusunda yaptığı konuşmada, bu konuda bu yıl da kargaşa yaşandığını belirtti.

Uygulamanın Türkiye’de değişmesi halinde burada da değişeceği yönünde söylemler olduğunu hatırlatan Erhürman, Türkiye’ye bakılarak, uygulama yapılmasını eleştirerek, o zaman ülkede ayrı bir hükümetin olmasının da gereksiz olduğunu söyledi.

“İrade sergilenemedi”

Erhürman, “Bir irade ortaya koymayacaksınız ve bu ülkede yaşayanlar üzerinde iradeniz olmayacaksa o zaman siz ülkeyi yönetemiyorsunuz” dedi. Erhürman, geçen yıl dağ yolunda öğrencilerin öldüğü kazaya dikkat çekti.

Tufan Erhürman, bütün bunlar defalarca konuşulmuş olsa da, bir ilerleme kaydedilmediğini ve hükümetin bu konuda bir sorumluluk almadığını ve irade sergilemediğini savundu.

Yaz saati uygulamasının 2004 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile alındığını ifade eden Erhürman, ilgili genelgeyi okudu.

“Yasalara aykırı davranılıyor”

Erhürman, hükümetin 12 yıl sonra bir karar çıkararak, Bakanlar Kurulu kararını iptal ettiğini ve yaz saati uygulamasını sürekli kılınarak yasalara aykırı hareket ettiğini kaydetti.

Ülke koşulları dikkate alınarak, uygun kararlar alınmasının hükümetin görevi olduğunu söyleyen Erhürman, Türkiye’nin 80 milyonluk kocaman bir coğrafya olduğunu ve kendine göre karalar aldığını ancak ülkede halkın talepleri ve coğrafya koşulları ortadayken bu kararın devam ettirilmesini eleştirdi.

Ülkede uyulmayan bir yasa ve mevzuat olduğunu vurgulayan Erhürman, artık halkın ihtiyaç ve taleplerini dikkate alınmasını istedi. Erhürman, gerekenin yapılmaması halinde, mahkemeye taşınacağını kaydetti.  

Berova: “Uygulamanın Türkiye’ye göre düzenlenmesi doğal”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, Erhürman’a cevaben yaptığı konuşmada, saat konusunun ciddi anlamda polemik konusu edildiğini ve konunun çarpıtıldığını söyledi.

Berova, yasa ve mevzuat konusunun araştırılacağını ifade ederek,  dünyada saat uygulamasının, ülke koşulları dikkate alınarak yapıldığını anlattı ve bunlara örnekler verdi.

Özdemir Berova, ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerin bir çoğunun Türkiye ile yapıldığı düşünüldüğünde, bu uygulamanın da Türkiye’ye göre düzenlenmesinin doğal olduğunu ve kararı alırken de bunu göz önünde bulundurduklarını kaydetti.

Berova, mevzuat neyi öngörüyorsa, gereğinin yapılacağını belirtti.

Özdemir Berova’nın konuşması esnasında milletvekilleri arasında tartışmalar yaşandı.

“Bütün söylemler çelişkili”

CTP Milletvekili Tufan Erhürman, yeniden söz alarak, böyle bir Bakanlar Kurulu’nda, bir bakanın hukuku uygulayacağını söylemesinin önemli olduğunu belirterek, Berova’nın bütün söylemlerinin birbiriyle çelişkili olduğunu ileri sürdü.

Saat konusunun “ideolojik” olduğu yönündeki söylemlerden artık vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Erhürman, bu ülkede halkın talepleri, ihtiyaçları ve çocukların kaçta kalkıp yollara düşeceğinin önemli olduğunu, kendilerinin de bunu ortaya koyduklarını kaydetti.

Erçal: “Önemli yasaların hemen hemen hiç birine dokunulmadı”

CTP Milletvekili Hüseyin Erçal da “Hükümetin AB ve Yapısal Dönüşüm Programına Uyum Yasalarının Yapılmasındaki İsteksizliği” başlıklı konuşmasında, hükümetin göreve başlamasından bu yana geçen sürede önemli yasaların hemen hemen hiç birine dokunmadığını ileri sürdü.

Bu yasaların, AB uyum yasaları ve Türkiye ile yapılan ekonomik anlaşmalarda yer alan yapısal dönüşün programlarla ilgili olduğuna işaret eden Erçal, 78 konudan 10 taneyi yerine getirmenin bir başarı olmadığını savundu.

Erçal, kamu reformu konusunda gerekenlerin yapılmamasını eleştirerek, kamu reformunun geçmesi halinde neler olacağını anlattı. Hal Yasası’nın da Meclis’ten geçirilmediğini ifade eden Erçal, bu yasanın halk sağlığı ve gıda güveliği açısından önemine işaret etti.

Hüseyin Erçal, Yurttaşlık Yasası konusunda da gerekenin yapılmadığını belirterek, yasaların bir an önce geçirilmesi için hükümete çağrı yaptı.

Sağlıkla ilgili yasal düzenlemelerin de hala geçirilemediğini vurgulayan Erçal, “Bunların anası olan Döner Sermaye Yasası da hala meclise getirilmedi” dedi. Yerel Yönetimler Yasası’nın da ayni şekilde Meclis’e getirilmediğini ifade eden Erçal, su ile ilgili yasaların akıbetini sordu.

Çavuşoğlu: “Hiçbir partinin prensip sorunu olmadı”

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu da eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, bazı konuları konuşurken süreci de takip etmek gerektiğini belirterek, Kamu Reformu Yasası’nın 2009 seçimlerine giderken gündeme getirildiğin ancak birçok kez söylenenle yapılanların örtüşmeyebileceğini söyledi.

Yerel Yönetimler Yasası konusunda, geçmişte çok kapsamlı bir çalışma yapıldığını, 26 belediye başkanının oy birliğiyle bir yasa yapılarak, konunun meclise taşındığını anlatan Çavuşoğlu, hükümetin düşmesiyle yasanın kadük olduğunu anımsattı.

Çavuşoğlu, eleştirilen yasa tasarıları konusunda bilgiler vererek, yaşanan süreçleri aktardı ve kendilerinin yapamadığını, bundan sonra hükümete geleceklerin yapabileceği anlamına gelmediğini kaydetti.

AB uyum yasalarını geçirme konusunda hiçbir partinin bir prensip sorunu olmadığına işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye ile yapısal dönüşüm programlarının uygulanması konusuna değinerek, bu konuda çok hummalı çalışmalar yapıldığını anlattı.

Çavuşoğlu, bu konuların seçim zamanı değil, her zaman konuşulması ve milletvekillerinin motive edilmesi gerektiğini vurguladı.

Akansoy: “Sınıfta kalmış hükümetler silsilesi var”

CTP Milletvekili Asım Akansoy “Çalışma Hayatı” konusunda yaptığı güncel konuşmada, mali protokol konusuna değinerek, önemine işaret etti.

Akansoy, bu konuda bugüne kadar yapılan işlerin, hükümetin kendi ölçütleri içinde 1.5 yıllık karnesini gösterdiğini ifade etti.

İşgücü Anlaşması protokolüne de değinen Akansoy, İş Yasası’nın değiştirilmesi konusunda ilgili bakanlığın sonuç alıcı bir adım atmadığını kaydetti. Akansoy, son zamanlarda ortaya konulan icraatlarda denetimin giderek azaldığının görüldüğünü söyledi.

Yapılan diğer uygulamaları da eleştiren Akansoy,  aktif istihdam tedbirleri konusunda da ilgili bakanlığın gerekli çalışmaları yapamadığını kaydetti.

Denetim ve planlama konusunda sınıfta kalmış hükümetler silsilesi olduğunu dile getiren Akansoy, denetim ve planlama konusunda ciddi önem verilmesi gerektiğini ve ilgili bakanın irade ortaya koymadığını savundu.

Saner: “Ne söz verdiysek onu yerine getirdik”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hamza Ersan Saner de, eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, kendisinin ne söz verdiyse onu yerine getirdiğini, uygulamaya girmediyse onun sorumlusunun kendileri olmadığını kaydetti.

Mali Protokol konusunda hiçbir sıkıntıları olmadığını vurgulayan Saner, bu konuda önümüzdeki hafta kapsamlı bir basın toplantısı yapacaklarını belirtti.

Aylık borçlanmalarla emeklisini ödemek için borç alan kurumun, artık borçlanmadan bunu yapabildiğini aktaran Saner, İş Gücü Protokolü konusuna değinerek, ön izinle ülkeye gelecek işçiler konusunda gerekli düzenlemelerin yapıldığını anlattı.

Saner, İş Gücü Protokolü’nü, Türkiye’deki gelişmelere bağlı olarak uygulamaya koyamadıklarını ifade etti.

“Denetimler sıkıntısız devam ediyor”

Bakan Saner, Çalışma Dairesi’nin devre dışı kalması gibi bir durumun ise söz konusu olmadığını vurgulayarak, denetimlerin de sıkıntısız devam ettiğini kaydetti.

 Yapılan denetim sayının, CTP hükümeti döneminden daha fazla olduğunu belirten Saner, kayıt dışılıkla ilgili paralı affın başarılı olduğunu ve 6 bin 342 kişinin kayıt altına alındığını vurguladı.

İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü’nün 1989’da geçtiğini, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın ise 2008’de CTP tarafından geçirildiğini anlatan Saner, yasanın 1989’da geçirilen tüzükle yönetildiğini aktardı.

Saner, ilgili tüzüğün hazırlanarak, bunun geçirilmesi için çalıştıklarını belirterek, artık ön izin başvurularının online yapılacağını sözlerine ekledi.

“Faaliyet raporları yayımlansın”

Yeniden söz alan CTP Milletvekili Asım Akansoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın faaliyet raporlarının yayımlanmasını istediklerini, ellerine en son ulaşan faaliyet raporunun Mart 2017 olduğunu söyledi.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu güncel konuşmaların ardından tamamlandı. Milletvekilleri, Bedis Piknik Alanındaki binayla ilgili dava süreci, Lapta Marina ve Otel projesi ihalesi ile  güvenlik ve garantiler konularını da meclis gündemine taşırken; hükümetin icraatlarıyla ilgili eleştiriler de yapıldı.

Şahali: “Ülkede seferberliğe ihtiyaç var”

CTP Milletvekili Erkut Şahali “Bir Peşkeşin Ardından Yaşananlar” konusunda yaptığı konuşmada, trafik kazaları ve diğer konularda olduğu gibi iş sağlığı ve güvenliği konusunda ülkede bir seferberliğe ihtiyaç olduğunu söyledi.

Bedis Piknik alanının bir kısmının özel şahıslara kiralanmasıyla ilgili yapılanlara değinen Şahali, konuyla ilgili bir ara emri olduğunu anımsattı.

Şahali, başlatılan dava sürecine değinerek Başsavcılığın ve Bakanlığın konuyla ilgili yazışmalarından bazı bölümler okudu.

Şahali konuyla ilgili şu soruları sordu:

“Ahşap binayla ilgili ödeme kim tarafından yapıldı? Bu kararları verenlere yapılan ödeme rücu ettirildi mi? Ödemenin yapılıp yapılmadığına ilişkin net bilgi alabilecek miyiz? Sökülen ahşap bina ne oldu? Binadan arta kalan kısımlar ne olacak?”

Ataoğlu: “Bedis’teki bina İskele’de orman dairesi binası haline getirilecek”

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Şahali’ye verdiği yanıtta, halkın temiz bir alanda piknik yapabilmesi için başlayan süreçte, mahkeme emriyle bölgedeki yapının durdurulduğunu anlattı.

Bölge birinci derece sit alanı olduğu halde Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan izin alınmadığı için sorunun yaşandığını anlatan Ataoğlu, inşaat konusunda Merkezi İhale Komisyonu’ndan yetki alarak hareket ettiklerini dile getirdi.

Bölgedeki yapının kaldırılması için çalışmaları olduğunu kaydeden Ataoğlu, binanın İskele’de Orman Dairesi Hizmet Binası haline getirileceğini söyledi.

Ataoğlu, Bedis’teki ahşap binayı, engellilere de hizmet verebilecek tam teşekküllü bir bina olacağı için o günlerde desteklediklerini söyledi.

Şahali: “Kabul edilemez”

Bunun üzerine yeniden söz alan Erkut Şahali, bu inşaatın hem yetkisiz hem gayri yasal olduğuyla ilgili ilk günden uyarıda bulunduklarını dile getirdi.

Şahali, bölge temiz kalsın gerekçesiyle gayri yasal işlem yapılamayacağını dile getirdi; yapım amacı restoran olan bir binaya Orman Dairesi Hizmet Binası yapılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Şahali “bu izahatın ardından ortada bir peşkeşin anatomisi olduğuna ikna oldum” dedi ve Sayıştay’ın konuyla ilgili gerekeni yapmasını istedi.

“Görev başında bir azınlık hükümeti vardır” diyen Şahali, hükümetin “boyunu ve vadesini aşan işlere kalkışmaması” gerektiğini söyledi. Şahali, buna elektrikle ilgili sözleşmeyi de örnek gösterdi.

Töre: “Şu anda özgürlüğümüzü doyasıya yaşıyoruz”

Daha sonra UBP Milletvekili Zorlu Töre “Kıbrıs’ta Barış Özgürlük ve Güvenlik”le ilgili konuşma yaptı. Töre konuşmasına başlamadan Şahali’ye cevap vererek, 7 Ocak’ta hükümet sona erecek diye elektrik gibi toplumun geleceğini ilgilendiren konularda adım atılmamasının kabul edilebilir olmadığını anlattı.

Ülkede şu anda barışın hüküm sürdüğünü dile getiren Töre, 1974’ten önce bu barış ortamının olmadığını söyledi. O günlerde yaşanan zorluklardan bahseden Töre, “Şu anda özgürlüğümüzü doyasıya yaşıyoruz.” dedi.

Dayısının arkadaşlarıyla birlikte 1963 Aralığında kaybolduğunu, bunun gibi birçok örnek olduğunu söyleyen Töre, “Kıbrıs’ta barış isteriz deniyor. Biz de barış istiyoruz, bir daha böyle üzüntüler yaşansın istemiyoruz ama Rum tarafı bir yandan silahlanmaya doymuyor diğer yandan da Türk ordusunun adadan gideceği bir anlaşma istiyor.” dedi.

“Kıbrıs’ta bir anlaşma olsun ama özgürlüğümüze kastedecek, Kıbrıs Türk halkının egemenliğini ortadan kaldıracak bir yaklaşımı asla kabul etmeyiz” diyen Töre, ülkede sorunlar olduğunu ancak bu yüzden devletten vazgeçmenin kabul edilebilir olmadığını anlattı.

Töre, Girit’te yaşananları örnek göstererek, “Kıbrıs Girit olmasın” dedi.

Özdenefe: UBP zihniyetinin tipik örneği

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe “Lapta Marina ve Otel Projesi” başlıklı konuşma yaptı. Konuşmasıyla ilgili bakanın genel kurulda olmamasını eleştiren Özdenefe, “Lapta ihalesinde yaşananlar aslında son zamanlarda hızlandırılmış olarak her gün yüzümüze tokat gibi çarpan UBP zihniyetinin tipik örneğidir” dedi.

“Yasa dışı işlemleri doğru kılmıyor”

Ercan Havaalanının işletme haklarıyla ilgili yaşananlara da değinen Özdenefe, ilgili tüm bakanlarla ilgili soruşturma önergelerini Meclis Başkanlığına sunacaklarını kaydetti.

Yatırımlarla ilgili konularda ne zaman eleştiri yapsalar, CTP zaten yatırım istemez sözleriyle karşılaştıklarını söyleyen Özdenefe, CTP’nin gelişmeyi desteklediğini ancak bunun yasa dışı işlemleri doğru kılmayacağını anlattı.

“İhale kime verildi açıklanmadı”

Kendilerinin de hazır bulunduğu “Lapta Marina ve Otel Projesi”yle ilgili danışma toplantısının ihale kararı alındıktan sonra yapılmasının kabul edilebilir olmadığını anlatan Özdenefe, ihalenin kime verildiğinin hala açıklanmadığını söyledi.

İhaleye sadece bir şirketin teklif verdiğinin açıklandığını, şirketin kim olduğunu sorduklarında cevap verilmediğini kaydeden Özdenefe, ilgili yasaya göre ihalenin kime verildiğinin 3 iş günü içinde yayınlanmak zorunda olunduğunu dile getirdi.

Lapta Belediye Meclisi üyesinden alınan bilgiye göre ilgili şirketin Taşyapı olduğunu dile getiren Özdenefe, sözleşmenin belediye meclisi üyelerine dahi gösterilmediğini kaydetti.

İlgili denetleyici kurumların ve bakanlıkların bu konuda neden denetim yapmadığını soran Özdenefe, ilgili kamu arazisinin ilk etapta sahil yürüyüş yolu olarak belediyeye verildiğini kaydetti.

Özdenefe, daha sonra marina için de izin alan projede nasıl 5 yıldızlı otel için ihaleye çıkılabildiğini sorarak, “kamu yararı bunun neresinde” dedi.

Özdenefe, bu konuyla ilgili hala açıklama yapılmaması nedeniyle atılan adımların seçimlerden önce belediyenin borçlarını kapatmak, seçimde avantaj sağlamak için atıldığını düşündüğünü söyledi.

Hamzaoğulları hükümetin icraatlarını eleştirdi

CTP Milletvekili Biray Hamazoğulları “Hükümetin İcraatları” başlıklı konuşma yapmak üzere kürsüye çıktı.

Sorduğu sorulara verilen yanıtların yetersiz olduğunu anlatan Hamzaoğulları, bunlara örnek verdi.

Hamzaoğulları, İskele merkezde yapılması planlanan, devlet dairelerinin tek çatı altında birleştirilmesi projesinin ne zaman gerçekleştirileceği sorusuna karşılık, konunun hala proje aşamasında olduğunun söylendiğini dile getirerek, 17 aydır nasıl hala proje aşamasında olunduğunu sordu.

Yenierenköy Kaymakamlık binasına ilişkin sorusuna, “Bütçe Dairesinden bloke talep edildiği ancak Haziran ayından bu yanan cevap alınmadığı” yanıtını aldığını söyleyen Hamzaoğulları, Yenierenköy Belediyesi’nde kaç personel çalışır ve görevleri nedir sorusuna cevaben, 91 kişi çalıştığının söylendiğini ancak belediyede 114 kişi çalıştığını kendisinin bildiğini kaydetti.

Mehmetçik Köyü asfaltlama projesiyle ilgili sorusuna verilen cevaba da değinen Hamzaoğulları, bölge halkının mağdur olduğunu anlattı.

Hamzaoğulları, 17 aydır bazı köylere su götürülemediğini de kaydetti.

Zorunlu taşımacılık altında kimlerle sözleşme yapıldığı hakkındaki sorusuna 26 otobüsle sözleşme yapıldığı cevabı aldığını kaydeden Hamzaoğulları, kendisinin ilgili kurumda divan başkanlığı yaptığını hatırlatarak, 410 kişilik sözleşme belgesinin kendisine ikinci uyarıda gönderildiğini belirtti.

“38 kişiye iki dudak arasında işbaşı yaptırdılar” diyen Hamzaoğulları “Bu çarşaf liste yüzlerine tokat gibi çarpacak. Halk gerekeni yapacak” dedi.

Turistik T izinlerinin başlı başına bir sıkıntı olduğunu söyleyen Hamzaoğulları, T izinlerinin kimlere verildiğine dair bilgi istedi.

Son döneme 200 tane 9+1 araç satıldığını dile getirerek, günün sonunda belirli bir kesimin karlı çıktığını kaydetti.

“Dürüst insanları seçin”

Ercan ihalesi konusunda Bakan Dürüst’e sorular yönelten Hamzaoğulları, “Ercan sözleşmesiyle ilgili uzatma nedeniyle şirketin 800 milyon Euro kazandığını” söyledi.

Hamzaoğulları halka, dürüst insanları Meclise seçme çağrısı yaptı.

Konuşmaların ardından yazılı ve sözlü sorulara geçildi.

Meclis Genel Kurulu bugünkü toplantısını tamamlandı. Sonraki toplantı 23 Ekim Pazartesi 10.00’da yapılacak.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam