DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
GBP 40,2943 -1.04%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 2077822-1,44%

Güney’in derdi elini güçlendirmek

ABONE OL
21 Ocak 2018 08:24
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, son dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin atak bir politika yürüttüğünü vurgulayarak, “Özellikle bölge ülkeleri ile peşi sıra iş birliği anlaşmalarına giriyor. Bunların bir kısmı enerji konuları üzerinden dönüyor, bir kısmı ise, daha genel anlamda eğitimden, sağlığa kadar iş birliği anlaşmalarını içeriyor. Kıbrıs Cumhuriyeti kanımca Avrupa Birliğini çok iyi değerlendirmektedir” dedi


“Kıbrıs Cumhuriyeti bir bakıma çözüm olmadan da enerji politikalarından ilerleyebileceğini belirtiyor ve egemen, AB üyesi bir devlet olduğuna vurgu yapıp, politikalarını bu yönde sürdürüyor” 


“Diğer yandan ise, Kıbrıs sorunu çözülmediği sürece, yani tartışmalı bir ortamda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin en azından Türkiye tarafından varlığı ve egemenliğinin tartışma konusu yapıldığı bir ortamda özellikle enerji politikalarında kalıcı sonuçlar alıp alamayacağı bir soru işaretidir. Yani çözüm olmadan enerji politikalarında temelli bir sonuca gidebilir mi, bu benim açımdan bir soru işaretidir”


“Türkiye Batı nezdinde yani Avrupa Birliği, Amerika, ve Orta Doğuda iyi ilişkiler içinde olmadığı bir dönemden geçiyor. Dolayısıyla böyle bir durumla karşı karşıyayız. Ama Kıbrıs Cumhuriyeti küçük de bir ülke olduğu için Türkiye’yi devre dışı bırakamaz. Kaldı ki Türkiye’nin bölgede değişmeyen bir jeopolitik bir üstünlüğü var. Kısacası Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından yalnızlaştrılması söz konusu değildir bir yalnızlaşma varsa bu Türkiye’nin kendi dış politikasında aranmalıdır”

Eniz ORAKCIOĞLU

 Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek Yeni Bakış’a Güney Kıbrıs’ın bölge ülkeler ile imzaladığı anlaşmaları ve Türkiye’nin bu noktadaki durumunu değerlendirdi. Kızılyürek, Güneydeki seçimlerin ardından Kıbrıs sorununda beklenen gelişmelerle ilgili de görüşlerini açıkladı.  

“Kıbrıs Cumhuriyeti statüsünü iyi değerlendiriyor”

Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, son dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin atak bir politika yürüttüğünü vurgulayarak, “Özellikle bölge ülkeleri ile peşi sıra iş birliği anlaşmalarına giriyor. Bunların bir kısmı enerji konuları üzerinden dönüyor, bir kısmı ise daha genel anlamda eğitimden, sağlığa kadar iş birliği anlaşmalarını içeriyor. Kıbrıs Cumhuriyeti kanımca Avrupa Birliğini çok iyi değerlendirmektedir, çünkü Avrupa Birliği üyesi olan ve Orta Doğuya en yakın ülke konumu onlara avantaj sağlıyor. Bu statü tabi ki Kıbrıs Cumhuriyeti açısından bir avantaj ve bunu son derece iyi bir şekilde değerlendiriyor” dedi.

“Kalıcı sonuçlar alıp alamayacağı soru işaretidir”

Diğer bir önemli noktanın ise enerji politikası olduğuna dikkat çeken Kızılyürek, “Kıbrıs Cumhuriyeti bir bakıma çözüm olmadan da enerji politikalarından ilerleyebileceğini belirtiyor ve egemen, AB üyesi bir devlet olduğuna vurgu yapıp, politikalarını bu yönde sürdürüyor. Diğer yandan ise, Kıbrıs sorunun çözülmediği sürece, yani tartışmalı bir ortamda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin en azından Türkiye tarafından varlığı ve egemenliğinin tartışma konusu yapıldığı bir ortamda özellikle enerji politikalarında kalıcı sonuçlar alıp alamayacağı bir soru işaretidir. Yani çözüm olmadan enerji politikalarında temelli bir sonuca gidebilir mi, bu benim açımdan bir soru işaretidir” şeklinde konuştu.

“Elini güçlendirmek istiyor”

Kızılyürek, sözlerine şu şekilde devam etti; “Şu anki dünya piyasasına bakıldığında doğal gaz üretiminin hiç de karlı bir iş olmadığını görmekteyiz, dolayısıyla doğal gaz arayışı başka bir şey, onu kullanmak başka bir şeydir, ben bunun daha uzun bir zamana yayılacağını düşünüyorum. Ama bu tür açılımlarla da Kıbrıs Cumhuriyeti mutlaka ki elini güçlendirmek istiyor.”

“Türkiye dış politikada zor zamanlar yaşıyor”

 Türkiye’nin dış politikada zor bir süreçten geçtiğini vurgulayan Kızılyürek, “ Türkiye Batı nezdinde yani Avrupa Birliği, Amerika, ve Orta Doğuda iyi ilişkiler içinde olmadığı bir dönemden geçiyor. Dolayısıyla böyle bir durumla karşı karşıyayız. Ama Kıbrıs Cumhuriyeti küçük de bir ülke olduğu için Türkiye’yi devre dışı bırakamaz. Kaldı ki Türkiye’nin bölgede değişmeyen bir jeopolitik bir üstünlüğü var. Kısacası Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından yalnızlaştırılması söz konusu değildir bir yalnızlaşma varsa bu Türkiye’nin kendi dış politikasında aranmalıdır” diye konuştu.

“Guterres’e çerçevesini kabul ettiklerini beyan etmeleri gerekiyor”

Güney Kıbrıs’taki seçimlerin ardından Kıbrıs Konusunda yeni bir hareketlenme beklendiğine işaret eden  Niyazi Kızılyürek, “Ama görüyoruz ki bazen Sayın Anastasiadis, bazen de Sayın Akıncı bu konularda birtakım açıklamalar yapıyor ve ön şart anlamına gelebilecek şeyler söylüyorlar. Ben bunların çok fazla ciddiye alınması gerektiğine inanmıyorum, çünkü ortada zaten bir ön şart vardır ve bu ön şartı da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres koymuştur. Guterres’in, Crans Montana’da ortaya koyduğu Guterres çerçevesini tarafların kabul edip etmediği çok net ve açık bir şekilde, birlikte Antonio Guterres’e bildirmelidirler diyor. Kısacası iki tarafın liderleri seçimlerden sonra bir araya gelirler mi ve gelirse bu bir araya gelmelerin bir manası olur mu önemli olan budur. Bu bir araya gelme de sosyal bir buluşmanın ötesinde müzakere açısından manası olması ve iki tarafında çok net olarak Antonio Guterres’e çerçevesini kabul ettiklerini beyan etmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.

KKTC’de kurulacak hükümetin müzakerelere etkisi

Açıklamalarında, KKTC’de  kurulacak koalisyon hükümetinin müzakerelere etkisini de değerlendiren Niyazi Kızılyürek, “Öncelikle 3’lü mü, 4’lü mü koalisyon kurulacağı gündemde. Ama iki hükümet modeli de meşru bir hükümettir, kısacası birisi daha fazla meşru, öteki daha az meşru değildir. İçerik bakımından bakıldığı zaman ise partilerin poziyonları çok net ortadadır. Federal bir çözüme sıcak bakan partiler ve sıcak bakmayan ve karşı olan partiler vardır. Ancak müzakereleri hükümet değil, seçilmiş toplum lideri yürütmektedir, dolayısıyla bu noktada önemli olan KKTC’de gerçekleşen seçimin Kıbrıs sorunu bağlamındaki önemi federal çözüm müzakereleri başlarsa hangi güçlerin Sayın Akıncı’ya destek, hangilerinin ise köstek olacağıdır. Bir de bu seçimlerin önemli olan başka bir göstergesi vardır o da 2020’de kimin Cumhurbaşkanlığı makamına seçileceğine dair bir ipucu vermesidir. Bunun dışında kurulacak olan hükümetin Kıbrıs sorununa doğrudan ve direk yansıması olmayacaktır. Çünkü zaten eğer Kıbrıs konusunda bir hamle yapılacaksa ve bu Guterres çerçevesinde yapılmak zorundaysa sadece 2 tarafın liderinin Guterres çerçevesine evet demesi yetmeyecektir. Türkiye’nin de bu noktada görüşü çok önemlidir, çünkü Guterres çerçevesinin birinci maddesi garanti anlaşmasını ilgilendirmektedir. O bakımdan eğer Türkiye Guterres çerçevesini benimser ve bu temelde müzakerelere evet derse Kuzey’de oluşacak herhangi bir hükümet 4’lü ya da 3’lü buna karşı çıkamaz” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam