DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
GBP 40,7959 -0.56%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2075200-1,31%

“Ekonomi ‘8 yıldır’ patinaj yapıyor”

ABONE OL
18 Mayıs 2017 09:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Deniz ABİDİN

 

Ekonomist Necdet
Ergün, ekonomisinin yeterince büyütülemediğini belirterek, “KKTC ekonomisinin 8
yıldır patinaj yapıyor” dedi. Ergün, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu
ve çıkış yolunu Yeni Bakış’a açıkladı.

Ergün, ülke olarak
bugünlerde 6 milyar USD civarında olunması gerekirken 4 milyar USD civarında kalındığına
dikkat çekerek, bu sürede vatandaşın 
refah kaybı yaşadığını ve ülkenin gelir dağılımının bozulduğunu kaydetti.

Satın alma gücünün
düştüğünü ifade eden Ergün, yerli istihdamda yeterince kalifiye-ara eleman ve ekonomiye
girişimci veya yönetici olarak katılacak insanlar yetiştirilemediğini belirtti.

 

“Köklü reformlar şart”

Ergün, yüksek kamu
borç stokunun ve yüksek özel sektör-tüketici borçluluğunun içerisinde, kamusal bataklıklar
ve mali açıklarla, orta gelir tuzağında kıvranan bir ekonomi içinde olunduğuna
dikkat çekerek, çok köklü reformlar yapılması gerektiğini söyledi.

Ekonomiyi  “ dış taleple büyütecek ” yeni bir
hikaye-kurgu-vizyon ortaya konulması gerektiğini belirten Ergün, “ finansman, sermaye
ve insan taşıyacak”, daha çok dışarıya hizmet ve az biraz mal satacağımız güçlü
bir politika paketi-programına gerek olduğunu kaydetti. Ergün, “KKTC’nin
fabrika ayarlarına ciddi kaba ayarlar yapmak lazım” diye konuştu.

 

“Sorunlar hep halı altına süpürüldü”

Ergün, şunları
söyledi, “KKTC yıllar içerisinde uluslararası hukukun dışında kalarak ve
sürekli çözüm beklentisi ile sorunlarını halı altına süpürdü. Bütün bunlar fabrika
ayarlarında ciddi bozulma yaşamasına neden oldu. Ne yazık, vatandaşlarımızın
çoğu avanta ve kayırmaya alıştı, vatandaşlarımızın çoğu devleti avanta-kayırma
aracı olarak görüyor ve siyasilerimizin de çoğu bu avanta-kayırmayı dağıtma
üzerine siyaset yapıyor. Sonuçta,  toplumun
önemli bir kesimi kamusal ve özel suni ekonomik gettolar yarattı. Şimdilerde de
kimse daha iyi bir proje-gelecek görmeden bundan vazgeçmek istemiyor. Bunu
ancak çok güçlü bir yönetimle ve toplumu ikna edeceğiniz bir programla
kırabilirsiniz”

 

“Başkanlık sistemine geçilmeli”

Ekonomist Ergün, KKTC’nin
normalleşmesi için mutlaka eş zamanlı dört konuda adım atılması

gerektiğini
belirterek, parlamenter sistemin terkedilerek Başkanlık rejimine geçilmesi
gerektiğini söyledi. 40 yılda 38 hükümetin yaratıldığına vurgu yapan Ergün, en
büyük sorunun istikrarlı icraatçı uzun vadeli sahipli sorumlu tek elden
yönetilen hükümetlerin yaratılmamış olması olduğunu kaydetti.

 

“Türkiye ile rekabetçi değil tamamlayıcı bir vizyon şart”

Türkiye ile ekonomik
ilişkilerin revize edilmesi gerektiğini belirten Ergün, şöyle devam etti, “De Facto
TL para birliğini ya terk etmeliyiz (başka para), ya da TC para merkez
bankacılığı sistemine dahil olmalıyız. Bunun yanında, TC’nin Kuzey Kıbrıs’a
kredi ve yardım politikasını değiştirmeliyiz. Türkiye cari bütçeye kaynak
aktarmamalı ve yatırım bütçesini de direkt bizim siyasi irademiz
şekillendirmeli ve yönetmelidir. Şimdiki gibi TC kalkınma ve işbirliği ofisi
üzerinden değil. TC-KKTC arasında yer alan mal-hizmet-kişi-sermaye akımlar
ilişkisi  Türkiye’nin yeni dünyadaki
yerine konumlandırmasına göre yeniden kurgulanmalıdır.

Yani, Türkiye, çok
bariz bir şekilde batı ittifakını(Avrupa-ABD), Rusya-Çin bloku ile dengeleme
politikasında ve bulunduğu coğrafyadaki gücünü çok yönlü çıkarlarını gözeterek  iki büyük bloğun ara kesiti haline getirme
hedefinde. Türkiye, dünyanın doğu-batı ve kuzey-güney ekseninde
merkez-hup-köprü ülke olma amacıyla, her iki blokla karşılıklı bağımlılığını
artırma vizyonunda. Turizm, enerji, ticaret, finans, hava ve deniz
taşımacılığında Türkiye’nin yeni konumlanmasına göre, Türkiye ile rekabetçi
değil tamamlayıcı bir ekonomi vizyonuyla ekonomik ilişki kurulması gerekiyor”

Tüm bunların
olmazsa olmaz başlangıçta yapılması gereken kaba ayarlar olduğuna dikkat çeken
Ergün, ekonomik programın temel ekonomik vizyonu ve referansı olması
gerektiğini söyledi. Ergün, Kuzey Kıbrıs ekonomisi turizm ve üniversite
sektörleri lokomotifliğinde hizmetler sektörüne dayalı bir ekonomi olduğunu
ifade ederek, tarım ve sanayi sektörlerine yönelik politikaların hizmetler
sektörüne rekabetçi değil, tamamlayıcı vizyonla uygulanması gerektiğini söyledi.

 

“Yabancı sermaye-yatırımcı dostu politikalar uygulanmalı”

Ergün, “KKTC’nin bastırılmış-atıl ekonomik
potansiyellerini açığa çıkarmak istiyorsak, mutlaka ekonomide; Yasakçı ve
korumacı ithalat rejimini terk edeceğiz, kamusal hizmetlerin çoğunu
özelleştireceğiz, birçok sektörü ve piyasayı liberalize edeceğiz, Hem devlette
hem belediyelerde özel sektör dinamizmini kullanarak “ yap-işlet ” ve “ yap-işlet-devret”
modellerini devreye koyacağız, yatırımcı dostu vergi reformu yapacağız, ekonomideki
teşvik ve sübvansiye sistemini kökten değiştireceğiz. Finansmana erişim ve
finansman maliyetini iyileştirici açılımlarla ve yeni finansal enstrümanları
hayata geçireceğiz. İş ve yatırım ikliminin önündeki bürokrasiyi
iyileştirip-basitleştireceğiz. Yabancı sermaye-yatırımcı dostu politikalar uygulayacağız.
Girişimciliği ve hayatın birçok alanında birleşmeleri teşvik edeceğiz. İnsan
kaynaklarımızı hem ülke ihtiyaçlarına, hem de yenidünya ekonomisine göre
dönüştürmek için eğitim sistemimizi değiştireceğiz. Bunları yapmadan kimse
KKTC’de daha fazla refah ve yaşam kalitesinin artmasını beklemesin” diye
konuştu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam