DOLAR 32,5423 0.25%
EURO 34,7676 0.06%
GBP 40,5752 0.22%
ALTIN 2.492,061,22
BITCOIN 20597354,26%

“İki devletli çözümden söz etmek ciddiyetten uzaklaşmaktır”

ABONE OL
18 Aralık 2017 14:04
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Kıbrıslı Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Rum tarafı
için, müzakere çerçevesi dışında başka bir çerçeve bulunmadığını söyledi.
Mavroyannis, AB içinde iki devletli çözümden söz etmenin ciddiyetten uzaklaşmak
olduğunu savundu.

 

Politis gazetesine röportaj veren Mavroyannis,
Türkiye’nin uzun bir sürece bir kez daha girmek istememesi ve Güney Kıbrıs’ın
da, yoğunlaştırılmış müzakere fikrine karşı olmaması nedeniyle, metodolojinin
değişmesi ihtimalinin bulunduğunu ve bunun için, doğru bir ön hazırlığın
yeterli olacağını kaydetti.

Mavroyannis, “müzakerelerin Kıbrıs aidiyeti” ilkesinin,
garantiler ve garantör güçler gibi, Kıbrıs sorununun dış boyutları minvalinde
mutlak olmasına gerek bulunmadığını belirtti.

 

“Süreç Gutteres
Çerçevesi’nden devam etmeli”

Çözümün uygulanması mekanizmasına dair Crans-Montana’da
ortaya çıkan belgenin önemine vurgu yapan Mavroyannis, müzakere sürecinin
durduğu yerden devam etmesi için, Guterres Çerçevesi’nden devam etmesi
gerektiğini ifade etti.

Habere göre Mavroyannis, Kıbrıs sorununda, stratejik bir
anlaşma sağlansa dahi, daha yapılacak çok şey olduğunu ve geriye, yalnızca
siyasi kararlar alınmasının kaldığı argümanına katılmadığını dile getirdi.

 

Ne iyimser ne
kötümser

Mavroyannis röportajında, Kıbrıs sorunuyla ilgili
iyimserlik ya da kötümserlik belirtmezken, AB içinde iki devletli çözümden söz
etmenin, ciddiyetten uzaklaşmak olduğunu savundu.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Crans-Montana
görüşmelerinde çıkmaz oluşmasının hemen ardından çıkmazın, Crans-Montana
görüşmelerinin sonu olduğunu, ancak müzakere sürecinin sona erdiği anlamına
gelmediğini söylediğini anımsatan Mavroyannis, bu görüşün, bugüne kadar
değişmediğini kaydetti.

 

“Benzer bir tutum
içine girildi”

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun,
Crans-Montana’da yaşanan çıkmazın, kendileri için müzakere sürecinin bittiği
anlamına geldiğini ve artık BM parametrelerinden ayrılarak, alternatif
seçenekler bulunması gerektiğini açıklamasının ardından zor bir döneme
girildiğini belirten Mavroyannis, Kıbrıs Türk tarafının da benzer bir tutum
içerisine girdiğine işaret etti.

Yoğun çalışmaların ardından, BM Güvenlik Konseyi’nin,
temmuz ayı sonunda, çözüm arayışının BM parametreleri çerçevesinde yapılması
gerektiği kararının alındığını belirten Mavroyannis, Guterres’in eylül ayında,
New York’ta iki liderle yaptığı görüşmelerde, Kıbrıs Türk tarafının “tam
anlamıyla reddedici değil, ağırdan alıcı” olduğunu tespit ettiğini iddia etti.

 

“Perspektif
bırakılmadı”

Mavroyannis, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın,
müzakereler için Güney Kıbrıs’taki seçim sonrasına, Türkiye’nin de, daha farklı
öncelikleri bulunduğu gerekçesiyle gelecek yıla bırakılması yönünde görüş
belirttiğini ve bu durumun, müzakereler için doğrudan bir şey yapılması için
perspektif bırakmadığını öne sürdü.

 

Habere göre Mavroyannis, müzakerelerin devam etmesinde
önkoşullar olgunlaştırılmasına yönelik, uluslararası unsurlardan “git-gel
prosedürü” çerçevesinde müdahale talebinde bulunulduğunu; ancak etkili ve
katalizör olabilecek herhangi bir şey yapılmadığını belirtti.

 

“Faaliyetler perde
gerisinde yapılıyor”

Perde gerisinde birtakım faaliyetler yapıldığına dikkati
çeken Mavroyannis, BM ve ABD’den bazı yetkililerin Güney Kıbrıs’a gitmesinin
söz konusu olduğunu; ancak şubat ayından önce bu ziyaretlerin gerçekleşme
ihtimalinin bulunmadığını ifade etti.

Türkiye’nin, B veya C planıyla ilgili söyleminin,
müzakerelerin devam etmesi söylemine kaydığını da belirten Mavroyannis, buna;
uluslararası toplumdan, farklı metotlarla ilgili taleplerine destek bulamaması
ve uluslararası toplumla ilişkilerinin kötüye gitmesinden kaçınmasının sebep
olduğunu öne sürdü.

Mavroyannis, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın Atina’ya gerçekleştirdiği ziyareti de, Türkiye’nin bazı köprüleri
korumak istemesi olarak değerlendirdi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam