DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
GBP 40,2943 -1.04%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 2080827-1,30%

İyi ki varsın ana! (Ya da: Ana’ya mektup)

ABONE OL
4 Ağustos 2016 10:34
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Küçücük bir saksı içerisinde yetiştirilen salon bitkilerinin doğal ortamlarında koca bir ormanın özgür bir tropik bitkisi olduklarını düşündüğümde, hayret ediyorum.
Koca ormanda da yaşıyor, minik saksıda da…
Varoluşun koşuluna göre kendisini evriltiyor ağzı dili olmayan bir bitkicik. Peki ya konuşabilseydi ne derdi sizce?
“Niye beni yerimden söküp attınız? Neden yıllarca birlikte yaşadığım ormanımda kalamadım. Küçücük alanlarasıkıştırıp, daha önce serbestçe saldığım köklerimi düğümlediniz? İstediğiniz kadar toprak, dilediğiniz kadar su verip, suni gübrelerinizle biçimimi değiştirdiniz. 
Ben gibi yaşayanlara komşu, ama asla aynı tepkilere sahip olamayacağımız bir çevreye ister istemez adapte olmaya çalıştım. 
Tam alışıyordum ki, beni hapsettiğiniz azıcık toprağımla başka bir yere taşıdınız…
Sorma gereği bile duymadan üstelik. Esen rüzgarımı, güneş ışığımı kaybettim bir süre… Sonra gene ve gene başlamak zorunda kaldım…
Başkaları vardı bu defa da yanımda. Hatta sanırım toprağım bile farklıydı…
Kaçabilsem, uzaklaşabilsem…
Ancak gücüm bitişikteki saksının toprağına kavuşmaya bile yetmez. Belki ormanımda olsam, patlatırdım yanımdaki engeli ve diğer alana çıkar ufkumu genişletirdim. Sürgünüm başka bir noktada yeniden yeşerirdi. Olduğum yerde saymaz, sadece belli zamanlarda sınırlı tomurcuklanmazdım. Dallarımda dört mevsim pırıl pırıl yapraklarım olacakken, çoğunu kaybettiğim bir ortamda yaşamaya zorlanırken gördüklerim, özendirici de değil! 
Özenmek istediklerimin çoğunun durumu benden hallice…
Sağıma bakıyorum soluma bakıyorum. Herkesiniçi kan ağlıyor. Ağlamaktan içinde suyu kalmamış, tüm zenginliği olan gövdesine biriken suyu dikkatli kullanan değişik, kendini bile tanımayan varlıklara dönüşmüşler…”
***
Böylece düşünüp dururken, bir gün, mor bir kurdele bağlıyorlar dallarıma devrilmesinler diye… Sanıyorum ki daha güzel görüneyim diye yaptılar. Meğer diğerleri ile temas etmeyeyim,daha az alan kaplayım diyeymiş.
Önceleri, bu kurdelenin parlaklığına, rengine takılıyorum. Kendimi çevredekilerden farklı görüyorum doğrusunu isteseniz. Herkesten daha alımlı, süslü ve önemli olduğumu düşünüyorum. Fakat sonra bağladıkları yerden sürgünlerim olmayacağını farkettiğimde, çoktan mor kurdelemin rengi solmuş oluyor. Artık daha yavaş büyüyen,daha az özgür ve yanımdaki bitkilerle teması tamamen kesilmiş oluyorum.
***
İyimser miyim, hoşgörülü müanlamaya çalışırken, karamsarlığımın beni kuşattığının farkına varıp çaresizliğime yanıyorum. 
Ve diyorum ki, acaba çevremdekiler gibi daha az dikkatçekseydim… Yaşam alanım, etrafıma birikenler keşke daha bir iyice beni örtmüş, görünmez kılmış olsalardı. 
Belki gizlenirdim.
İş işten geçince farkettiklerime mi yanayım,farkedemeden yaşamak zorunda aldıklarıma mı?
Sonra öğreniyorum ki hiçbir şeye yanmamayı ve sahip olduklarımı olacaklarım sanıp öylece yaşamaya başlıyorum. Mutlu olduğumu bile düşünüyorum aslına bakarsanız. Çünkü, belki de en iyisi hoşnutsuzluğumla onları rahatsız etmemek… Yoksa suyumu da, toprağımı da vitaminimi de keserler… Dahası kökten beni kesip kurumama yol açarlar. 
Yokolmaktansa, varoluşumu böylece daim kılıp, varım zannederek yaşamak benimkisi.
Gerçeği de reddetmek, varlığımı da…Çünkü yeni sürgünlerim ve cılız dallarım, önce nerede nasıl ve kim olarak yaşadığıma hiç şahit olmadıklarından belki de isyana dursam, ilk protesto edecek olanlar onlar olacak…
Korkuyorum. 
Varlığım dahi ürkütüyor beni bu aşamadan sonra.
Varoluşumu teslim edişime böylece şahit oluyorum işte…
Saksı neyime yetmez!
İşte her türlü isteğim de sağlanıyor.
“Ana” diyorum sonra içimden birkaç günde birbeni sulayıp yaşamımı bana bahşettiğinden emin olduğum ve aslına bakarsanız korktuğum o iri ve hareketli varlığa.
“Ana! Hoş geldin!İyi ki geldin. Ben sen durdukça yaşayacağım. Birgün gidersen, ben de olmayacağım diyecek kadar da sadık ve bağlıyım sana mecburen…

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam