DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
GBP 40,2943 -1.04%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 2069476-1,62%

Migren belirtileri ve tedavisi

ABONE OL
30 Ağustos 2016 10:41
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Baş ağrısı, insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir sorun olarak öne çıkıyor.

Bu ağrının, sürekli ve şiddetle devam etmesi durumunda ise, mutlaka doktora başvurulması gerekiyor. Halk arasında yarımbaş ağrısı olarak da bilinen migren ağrılarında bilinçsiz ağrı kesici kullanmaktan kaçınılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nurettin Lüleci, migrene yönelik özel ilaçlar alınmasının önemini vurguluyor.

 

Migren ve özellikleri

Migren, bir baş ağrısı çeşididir. Bugüne kadar, neden kaynaklandığı tam olarak anlaşılamayan kompleks bir rahatsızlıktır. Ancak genellikle öne çıkan unsur; damarların genişlemesine bağlı olarak sinirlerin üzerine baskı yapılması, dolayısıyla da ağrıya neden olduğudur.

Migrenin özellikleri şöyledir: Genellikle başın tek tarafını tutar. Yani, yarım baş ağrısı dediğimiz bir baş ağrısı türüdür. Örneğin; auralı migren dediğimiz türde hafif bulantılar, biraz yorgunluk hissi gibi ön belirtiler olmakla birlikte, esas ana semptom zonklayıcı ağrıdır. Bu ağrının özelliklerinden bir tanesi gece uyandırmamasıdır. Yani, baş ağrınız varken uyuyabilirsiniz, gece rahatsız etmez ama sabah kalktığınızda baş ağrısı devam ediyor olabilir.

İkinci olarak, belli bir trase göstermez. Yani, başın arkasından başlayıp öne doğru yayılma olmaz. Genelde göz çevresinde ve tek taraflıdır. Bunun yanında, enseden başlayan migren tipleri de vardır. Ağrının tek taraflı olması, gerilim tipinin ağrıdan ayırt edilmesini sağlar. Migren hastalarının ortak özelliği, toplumdan uzaklaşmak istemeleridir. Uyaranlara yakın olmak istemezler, kaçarlar.

Örneğin; ışıktan, gürültüden ve kokulardan rahatsız olurlar. Daha çok, sakin bir yer bulup uyumayı isterler. Kısacası, ağrıdan bir kaçış durumu söz konusudur. Dolayısıyla, kendilerini toplumdan izole ederler.

 

Migreni tetikleyen faktörler

Yorgunluk, uykusuzluk, stres ana faktörlerdir. Oksijen azlığı da damarlarda genişleme yapabilir. Bu nedenle, kirli ortamlarda ve kirli havada çalışanlarda daha fazla görülebilir. Yapılan istatistikler, kadınlarda daha fazla olduğunu gösteriyor. Kadın anatomisinin daha hassas olması bu duruma sebep olabilir.

 

Bilinçsiz kullanılan ilaçlar migreni tedavi etmez

Hastalar baş ağrısı var diye çeşitli analjezik ilaçlar, yani ağrı kesici kullanırlar. Bu o kadar yo-ğunlaşır ki, artık migren normalde ayda 4-5 defa geliyorsa, bu defa her gün gelmeye başlar. Yani günlük, süreğen baş ağrısına dönüşür. Çünkü bilinçsiz kullanılan ilaçlar, migreni tedavi etmediği gibi, şeklini de değiştirir. Biz buna transformer migren diyoruz. Şekil değiştirmiş migren ile artık iş içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Bu anlamda bazı tedavi yöntemleri mevcuttur. Yapılan iş, ağrı kesicilerin hepsini kesmektir. Gelişigüzel ilaç almamak gerekir; sadece migrene yönelik özel ilaçlar kullanılmalıdır.

Bunun yanında, yalnızca migreni tetikleyici faktörlere yönelik tedaviler de yapılabilir. Yani kişinin daha rahat, gevşek, stresten uzak bir şekilde konumlandırılması, eğer bu gerçekleştirilemiyorsa ilaçlarla takviye yapılması söz konusu olabilir. Akupunktur gibi, daha alternatif yöntemler de uygulanabilir.

Akupunktur dışında da birçok alternatif metot kullanılmaktadır.

 

Migreni tetikleyici faktörlere yönelik tedaviler

Migren hastalarına tamamlayıcı tıp bağlamlı olarak ozon tedavisini uygulanır. Hasta doktora birçok ilaç kullanmış olarak başvuruyor. Kullanmaya da devam ediyor ve bir türlü baş ağrıları geçmiyor. Ozonla kombine edilen bu tedavilerde, baş ağrıları kalıcı olarak ortadan kalkıyor. Bilindiği gibi ozon; aktif oksijen olduğu için toplardamarlarda büzüşme yapıyor. Deri oksijeni daha iyi hissediyor ve dolayısıyla, oksijen koklamak bile bazı nöbetlerde etkili oluyor. Kandan verildiğinde, kanda sürekli migreni engelleyen bir tedavi şekli olarak dikkat çekiyor. Yapılan çalışmalar, ozon tedavisinin %40 oranında migreni ortadan kaldırdığını ortaya koyuyor.

 

Tedavi süresi

Genellikle haftada 2 kez olmak üzere, 10 seans yeterli oluyor. Diğer bir yöntem olarak ise, botoks uygulamaları bulunuyor. Özellikle stres anında, insanda ilk önce yüz kasları gerilir. Bu gerilen yüz kasları da, baş etrafındaki kaslarda migreni tetikleyici bir rol oynayabilir. Daha önce, güzellik amacıyla yapılan bazı botoks uygulamalarında, migreni olanlarda ağrının azaldığı, nöbetlerin daha az geldiği, gelse bile daha hafif geçtiği görülmüştür. Radyofrekans dediğimiz bir diğer yöntemle de bu sinirler devre dışı bırakılabiliyor.

Radyo frekansla yapılan işlemler ve botoks ile birlikte cerrahi girişimler son bulmuştur. Artık, tetikleyici faktörlere yönelik adale gevşetmeleri, sinir serbestleştirmeleri yapılmıyor. Bunun yerine botoks yapılarak, o adalenin kasılması engelleniyor. Böylece, tetikleyici bir rol oynamasının da önüne geçilmiş oluyor. Sadece ilaç tedavisine bağlı kanılmıyor. Ozon, botoks, radyofrekans gibi alternatif yöntemlerle farklı girişimlerde bulunarak; hastanın iyilik halini uzatmak ve yaşam kalitesini artırılabiliyor.

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam