DOLAR 32,5630 0.06%
EURO 35,0201 0.49%
GBP 40,6517 0.13%
ALTIN 2.426,300,14
BITCOIN 2094941-3,76%

Mutlu olmak için bırak güneş içeri girsin

ABONE OL
27 Nisan 2017 12:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

İnsan fizyolojisini ve psikolojisini
etkileyen en önemli etmenlerden biri güneş ışığıdır. Güneş ışığının yetersiz
geldiği günlerde veya mevsimlerde kendimizi halsiz, yorgun, mutsuz hissederiz.
Bu durum halk arasında mutluluk hormonu dediğimiz seratoninden
kaynaklanmaktadır. Uzman Psikolog F. Işıl Yenikaynak güneş ışığının ve
Serotonin etkisi hakkında bilgi verdi.

Güneş ışığının yoğun olduğu
zamanlarda serotonin salgılanması artmakta, melatonin salgılanması
azalmaktadır. Melatonin, insanın uyuması için salgılanan hormondur. Serotonin
ise enerji ve ruh halini düzenleyen hormondur. Serotonin ve melatonin beraber
çalışarak psikolojiyi, bağışıklık sistemini, sindirimi, uykuyu ve vücudun
günlük işlevselliğini düzenlemektedir. Serotonin hormonu, mide ve bağırsağa
bağlı kas sisteminin hareketini sağlamakta, ağrı hissini düzenlemeye ve kişinin
rahat bir uyku uyumasına yardımcı olmaktadır. Serotonin hormonunun düşük olması
duygu durumun, uyku düzeninin ve enerji düzeyinin olumsuz etkilenmesine neden
olmaktadır.

Uykunun
etkisi

Uyku ve yemek insan hayatının temel ve
vazgeçilmez faaliyetleri arasındadır. Uyku düzenindeki en küçük bir aksama
günlük hayatımıza doğrudan etki etmektedir. İş hayatında verimsizliğe, iş
kazalarının oranlarının yükselmesine, aile içi ilişkilerin zayıflamasına neden
olmakta ve öğrenme becerilerini olumsuz etkilemektedir. Düşük serotonin, iştahı
bozmaktadır. Obezite ve ya anoreksiya nevroza, bulimia nevroza gibi yeme
bozukluklarına yol açabilmektedir. Serotonin azlığı iştahı arttırır ve
şişmanladıkça vücudumuzda serotonin tekrar azalır. Serotonin azaldığında ise
yine iştah artar. Bu döngü sağlığı olumsuz etkilemektedir.

“Sonbahar
ve kış aylarında depresif düşünceler artıyor”

Sonbahar ve kış aylarında insanlarda
depresif düşüncelerin artmakta olduğu bir gerçektir. Bu mevsimlerde güneş
ışığının yetersiz gelmesi nedeniyle karamsar ve olumsuz düşünceler daha çok
ortaya çıkmaktadır. İnsanlar bu düşüncelerle baş edemediklerinde ya da baş
etmede zorlandıklarında stres oluşmaktadır. Böylelikle insanlar depresyona
daha kolay girmektedir. Depresyondaki kişi kendisini değersiz hissetmekte,
yaptığı hiçbir şeyde başarı gösteremediğini düşünmekte, geleceğe ilişkin
ümitsiz hissetmektedir. Kişi çoğunlukla kendisini önemsiz konularla ilgili
olarak sebepsiz yere suçlamaktadır. Hayattan zevk alamama depresyonda en sık
görülen belirtidir. Depresyonun fiziksel belirtileri arasında ise uykusuzluk,
iştahsızlık ve kilo kaybı, cinsel isteğin azalması, unutkanlık ve dikkatini
verememe yer alır.

Depresyondaki
bir kişi için güneş ışığı…               

Depresyondaki kişi hiçbir şey yapmak isemez.
Bu durum kişinin iş hayatını olumsuz etkiler. İş verimini ve kalitesini
düşürür. Uzun vadede ekonomik sorunları da beraberinde getirir. Sosyal
ilişkilerden kaçınması, sosyal çevreye karşı ilginin azalması, cinsel isteğin
azalması kişinin aile içi iletişimi, arkadaş ilişkilerini zedelemektedir.
Görüldüğü üzere depresyon serotoninin, aile ilişkilerinin, sosyal çevre gibi
birçok faktörün içinde bulunduğu çok yönlü bir olgudur. Mevsimsel depresyonda parlak
ışık tedavisinin (fototerapi) etkili olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle sabah
erken saatlerde alınan parlak ışık tedavisi olumlu duygulanımı, depresif
belirtilerin azalmasını, uyku kalitesinin artmasını sağlamaktadır.

İlkbahar ve yaz aylarında güneşin doğrudan
etkisinin yanı sıra dolaylı etkileri de hissetmekteyiz. Havaların ısınmasıyla
açık alanlarda geçirilen süreler uzamakta, tüketilen yiyecekler hafiflemekte
böylece enerji düzeyimiz artmaktadır. Sonbahar ve kış aylarında ise havanın
puslu oluşu, daha çok kapalı alanlarda vakit geçirilmesi, daha fazla yiyecek
tüketme isteği insan psikolojisinin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.
Mümkün olduğunca bu mevsimlerde hareketlerimizi arttırmamız, hayatımızda farklı
odak noktaları (hobi, spor) yaratmamız, yeme ve uyku düzenimize dikkat etmemiz,
stresten uzak durmamız gerekmektedir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam