DOLAR 32,5384 0.15%
EURO 34,9748 -0.15%
GBP 40,8331 -0.12%
ALTIN 2.437,220,60
BITCOIN 21110041,16%

Nefret suçu daha da tırmanacak

ABONE OL
23 Ocak 2018 08:40
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, ülkede nefret suçunun üst seviyelere tırmanacağı endişesi taşıdığını ifade ederek, “Beni korkutan bir gün farklı görüş ve ideolojilerin sokakta birbirine girmesidir” dedi 


Başel, her ferdin kendi fikrini ortaya koyma hakkına sahip olduğuna işaret ederek, dün herhangi bir fikri, belli bir bilimsel tabanı olmayan beyinlerin sadece nefret suçuyla bir şeyleri yakıp yıktığını belirtti


Başel, bu tarz davranışların toplumun iç huzurunu zedeleyecek şekilde bir ayrımcılık kültürüne hizmet ettiğini belirterek, o nedenle nefret suçlarıyla ilgili yasal düzenlemenin elzem olduğunu kaydetti 


Başel, Cumhuriyet Meclisi’nin üzerine çok rahat bir biçimde bazı kişilerin çıkarak propaganda yapmasının üzücü olmakla birlikte toplumun güvenlik güçlerine olan güvenini zedelediğini belirtti 


Başel, “Dün suç işleyenler derhal yargı önüne çıkarılmalıdır. Bu durum gerçekleşmezse toplumun güvenlik güçlerine olan güveni zedelenecektir. Hatta ‘Güvenlik Kuvvetleri, Türkiye yönetiminin bir uzantısı mı?’ sorusunun cevabına da gerçeklik kazandıracaktır” diye konuştu 


Başel, nefret söylemlerine ortak olmanın nefret suçunu doğurduğunu belirterek, bunun örneğinin dün Meclis’te yaşandığını, Zaroğlu’nun Doğuş Derya’ya karşı bir cisim fırlatmasıyla nefret söyleminin nefret suçuna dönüştüğünü söyledi 

Deniz ABİDİN 

Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, ülkede nefret suçunun üst seviyelere tırmanacağı endişesi içinde olduğunu ifade etti. Başel, sosyal medyada görülün nefret söylemlerinin ve sanal nefret gruplarının bir gün karşıt görüşler arasında şiddete dönüşme ihtimaline karşı yasal bir düzenleme yapılmasının şart olduğunu söyledi. Başel, nefret suçlarıyla ilgili olarak kapsamlı bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu çok önceden ifade ettiğini belirterek, sanal dünyada ideolojik akımlara yorum yapan ve paylaşan insanların hangi ideoloji olursa olsun normal hayatta da bunun etkisini ister istemez gösterdiğini kaydetti. 

Başel, tetikleyici bir etken ortaya çıktığı zamanlarda nefret ideolojisine yönelik davranışlar ortaya konduğunu belirterek, dün tüm bunların üzülerek izlendiğini kaydetti. 

Başel, Kuzey Kıbrıs’ta bir zamanlar övünülen ideolojik çeşitliliğin ve ifade özgürlüğünün geldiği durumun değişmekte olduğuna dikkat çekti.

“Fikirlerle tartışmak 

yerine şiddet kültürüne hizmet ettiler”

Başel, şunları söyledi, “Eylemi provoke eden basın yayın organları, bazı siyasi parti yetkilileri, çocukları bile kullanarak nefret suçuna ortak oldular. Bu durum çok üzücüdür. Fikirlerle tartışmak, sosyal diyalog içinde görüşünü savunmak varken, yıkmak, yakmak, linç etmek, sadece faşizmi meşrulaştırarak şiddet kültürüne hizmet eder. Bu nedenle ciddi anlamda Kıbrıs Türkü demokrasisine ve en önemlisi de farklı ideolojileri yansıtan özgür bir basın demokrasisine ve temel insan hakkına da ciddi bir yara verdi.”


“Etten duvarla korunan Meclis’in üzerine 

çok rahat bir biçimde 

çıktılar”

Başel, yaşadığımız coğrafyada insanların istediği görüşü savunabileceğini, karşıt görüşte olunması durumunda herkesin, şiddetsiz bir şekilde protesto etme hakkına sahip olduğunu belirtti. Başel, her ferdin kendi fikrini ortaya koyma hakkına sahip olduğunu belirterek, dün herhangi bir fikri, belli bir bilimsel tabanı olmayan beyinlerin sadece nefret suçuyla bir şeyleri yakıp yıktığını belirtti. Başel, “Faşist bir şekilde düşünceye müdahale ettiklerini gördük” diyerek, birçok eylemde etten duvarla korunan Cumhuriyet Meclisi’nin üzerine çok rahat bir biçimde kişilerin çıkabildiği bir yer haline geldiğini ve bunun üzücü olduğunu kaydetti. 


“Derhal yargı önüne 

çıkmaları gerekiyor”

Başel, şöyle devam etti, “Bu durum iç güvenlik algımızın ciddi zarar görmesine yol açacaktır. Yakıp yıkan ve şiddet uygulayan ve de Meclis’in damına çıkarak kendi ideolojisiyle bayrak açarak suç işleyen insanların Güvenlik Güçleri tarafından derhal yargı önüne çıkarılması gerekmektedir. Bu durum gerçekleşmezse toplumun güvenlik güçlerine olan güveni zedelenecektir. Hatta ‘Güvenlik Kuvvetleri, Türkiye yönetiminin bir uzantısı mı?’ sorusunun cevabına da gerçeklik kazandıracaktır.”

“Nefret suçu üst 

seviyelere tırmanacak”

Başel, nefret suçunun üst seviyelere tırmanacağı endişesi içinde olduğunu ifade ederek, Meclis içinde milletvekilleri yemin verirken dışarıda Afrika Gazetesi’ni protesto eden grubun olduğunu anımsatarak, şu ifadeleri kullandı, “Beni korkutan, bir gün bu farklı görüş ve ideolojilerin sokakta birbirine girmesidir.” 

Başel, bu tarz davranışların toplumun iç huzurunu zedeleyecek şekilde bir ayrımcılık kültürüne hizmet ettiğini söyleyerek, o nedenle nefret suçlarıyla ilgili yasal düzenlemenin elzem olduğunu belirtti. İdeolojik farklılar ne olursa olsun tüm siyasi parti başkanlarının ve yetkililerinin sosyal diyalog, sağduyu ile empati kültürünün gelişmesi yönünde temkinlerde bulunması gerektiğini belirten Başel, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yaptığı açıklamayı örnek göstererek, bu tarz tarafsız açıklamaların örnek teşkil etmesi gerektiğinin altını çizdi. 

“Zaroğlu’nun nefret 

söylemi, nefret 

suçuna dönüştü”

Başel, nefret söylemlerinin nefret suçunun habercisi olduğunu belirterek, toplu halde yaşamı düzenleyen çağdaş hukuk kurallarının geçerli olduğu çağdaş ülkelerde nefret suçlarıyla ilgili düzenlemelerin olduğunu ve önem arz ettiğini kaydetti.

Başel, “Örneğin Avrupa’da ‘Moron’ tabirini kullanmak bazı ülkelerde 5-6 yıl hapis cezasına kadar gider.  Sosyal medya aracılığıyla Milletvekili Doğuş Derya’ya yönelik yapılan söylemden dolayı Bertan Zaroğlu’nun aldığı ceza örnek teşkil etmektedir. Bu bir nefret söylemiydi. Zaroğlu’nun o nefret söyleminin ardından dün ise Meclis’te Doğuş Derya’ya karşı bir cisim fırlatarak nefret suçuna dönüştüğüne şahit olduk. İşte bu olayların olmaması için yasal düzenleme olmalıdır” dedi. 

“Nefret söylemlerine ortak olmayınız”

 Barış Başel, ülkede bulunan yabancıların ve dün Afrika Gazetesi önünde olan grup dikkate alındığında hepsinin aynı kefeye konulmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Herkesi aynı sepet içine koymamaya özen göstermeliyiz. Sosyal medya gözlemlerimizde ve paylaşımlarımızda ırkçılık içerecek söylemlerden ve bu gibi paylaşımlardan uzak durmalı, yapan kişilerin paylaşımlarının altında çıkan tartışmalara görüş bildirmekten kaçınmalıyız. 

Çünkü bunları yapmak, sosyal medya üzerinden gelişen nefret söylemleri içeren suça ortak olmak demektir. Nefret söylemlerine ortak olmak nefret kültürünü körüklemek demektir. Şunu unutmamalıyız ki fikirleriyle dövüşen insan düşüncelerini ve ideolojilerini ortaya koyar. Ama nefrete dönüştürüp, küfürle başlayan, kinle biten, ayrımcılık içeren cümleler kuruyorsa, savunduğu fikrin içini dolduracak duruma sahip değil görüntüsü çizer” diye konuştu. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam