DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
GBP 40,2943 -1.04%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 20789682,74%

Siyaset genlerinde var!

ABONE OL
23 Kasım 2017 09:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Eniz ORAKCIOĞLU

Yeni Bakış, 7 Ocak 2018 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde ilk kez vatandaşın karşısına çıkacak olan milletvekili adaylarını tanıtıyor. İlk konuk ülkenin önde gelen Kadın Doğum Uzmanlarından merhum Mevlut Soyer ile eski Çalışma Bakanlarından Dt. Şerife Ünverdi’nin oğlu Aydın Soyer.

“Siyasete ilgim 

aileden geliyor”

Yeni Bakış’ın sorularını yanıtlayan Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Adayı Aydın Soyer, siyasete olan ilgisinin aileden geldiğine vurgu yaparak, “Gerek benim büyük dayım Meclis eski başkanlarından merhum Vehbi Zeki Serter, gerek annem Şerife Ünverdi’nin siyasetin içinde aktif olmaları benim de bu yoldan yürümemi sağladı. Siyaset bir şekilde hayatımızın parçası ve UBP’de her zaman içimizde ve yüreğimizde olan bir parti olmuştur. Ben ülkesini seven ve KKTC’ye inanan bir gencim, Anavatanımıza da ciddi bir şekilde saygım ve sevgim var. Bu noktada KKTC anavatansız olmayacağı inancındayım ve yürüyeceğimiz yolda her zaman için Anavatan Türkiye’nin yanımızda olması bizim menfaat ve çıkarlarımızın korunması açısından son derece önemlidir. Kıbrıs Türkü Türkiye’nin kopmaz bir parçasıdır.” şeklinde konuştu.

“Ülkenin en büyük 

sorunu boşanmalar”

Açıklamalarında ülkede yaşanan sorunlara da değinen Aydın Soyer, aile içi sorunlar ve boşanmaların ülke açısından önemli ve kanayan bir yara olduğuna dikkat çekerek, “Her gün  boşanma davalarındaki artış, istatistikler ile ortaya konmakta ve her gün bu davalar sonucunda gerek çiftler, gerekse çocuklar maddi veya manevi büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Boşanmaların en büyük sebebi ise ailevi değerlerimizi kaybetmemiz olduğunu düşünüyorum. Geçmişte daha sağlam olan evlilik kurumu, şimdi en küçük bir şeyden yıkılmakta. Bunu da insanların birçok nedenle sabrının kalmamasına bağlıyorum. Ailevi değerlerimizi biraz daha önemsemeliyiz” dedi.

“Güvensizliğin sebebi 

icraatların az olması”

Siyasete vatandaşın güvenini bu denli yitirdiği bir ortamda niye siyasette yer almayı düşündüğüne yönelik bir soruyu da yanıtlayan Aydın Soyer ; “Bazı siyasilerin yanlışları sonucunda vatandaşta hepsi aynı diye bir düşünce oluşmuştur. 

Yeniliğin ve icraatın az olması aynı işleyişin ve sistemin devam etmesi de bu güvensizliği artıran bir nokta. Trafik, eğitim ve sağlıktaki sorunların çözülemeyişi de güvensizliği artıran başka bir unsurdur. 

Artan araba sayılarına rağmen yolların yetersizliği, devlet okullarındaki sıkıntılar hala bugün ülkemizin en büyük problemleri arasında” dedi.

“Genç bir Meclis daha etkili olur”

Aydın Soyer, meclise genç ve dinamik isimlerin de girmesiyle birlikte tecrübe ve dinamizmin harmanlanarak siyaset ve siyasetçiye güvenin artmasının yanında, ülke siyasetinin ivme kazanacağını vurguladı. Soyer, “Tecrübeli ve yol gösterici vekil abilerimizin de içerisinde olduğu ve daha gençleşen bir ekipten oluşan bir meclis ülkeyi daha iyi noktalara götürebilir. Gençlerin günümüz problemlerini daha iyi kavrayarak, güncel konulardaki sorunlara müdahalelerinin daha yerinde olacağını düşünüyorum. Örneğin ülkemizde gençlerle ilgili  sorunları genç milletvekillerinin daha iyi anlayabileceği, değişen dünyada ve sistemde daha etkili olabileceklerini düşünüyorum” dedi.

“Kadın sayısı artacak”

Açıklamalarında, kadının siyasetin içinde yer almasına karşın mecliste yeterince temsil edilemediği noktasında da değerlendirmelerde bulunan Soyer, “Bunun nedenini partilerin kadına yönelik politikaları olmaması olarak değerlendiriyorum. Ama son dönemde Ulusal Birlik Partisinin bu bağlamdaki çalışmaları ve yeni geçen Siyasi Partiler Yasası ile birlikte inancım meclisteki kadın sayısının artacağı yönündedir” şeklinde konuştu.

“Görüşmelere umut bağlanmamalı”

Aydın Soyer, Yeni Bakış’ın Kıbrıs konusundaki tıkanıklık ve bu aşamadan sonra müzakerelerin nasıl şekilleneceğine ilişkin sorusunu yanıtlarken ise, Güney’le olan görüşmelerden  bu aşamadan sonra  umutlu olmamak gerektiğini kaydetti. Soyer, “Güney Kıbrıs’ın bizi istemediği ve anlaşmaya karşı olduğu apaçık ortadadır, biz de artık alternatif bir çözüm üreterek KKTC’yi başka yollarla tanıtmaya çalışmalıyız. Türkiye’nin yol göstermesi ve desteğiyle KKTC’yi uluslararası arenada da tanıtabileceğimizi düşünüyorum ki bu noktada da Türkiye ile istişare içerisinde olmamız şarttır. Türkiye ile birlikte oluşturulacak bir yol planıyla en kısa zamanda bir yerlere geleceğimizi de düşünmekteyim. Öte yandan kendi içimizde de üretimi artırmakla işe başlayıp, yine Türkiye aracılığı ile yurtdışına açılabiliriz” diye konuştu.


“Meclis yüzde

 80 bağımsız”

Türkiye’nin KKTC’ye her alanda maddi manevi büyük katkısı olduğunu vurgulayan Soyer, “Bugün baba ve anne çocuklarına para veriyor ve onlar üzerinde hak iddia edebiliyor. Türkiye ile KKTC ilişkisine de bu şekilde bakılmalıdır. Meclisin ve yönetimin bağımsız olduğuna inanıyorum ama bazı önemli ve ciddi konularda Türkiye’nin de fikir anlamında müdahaleleri bulunabilmedir. Bana göre meclisin yüzde 80 bağımsızlığı olduğunu düşünüyorum. Örneğin Kıbrıs Konusunda Türkiye’nin müdahaleleri olabilmektedir, bunu gerekli ve normal olarak değerlendiriyorum, sonuç olarak onlar bize maddi ve manevi katkı koyuyor ve yanlış yolda olmamızı da istemiyorlar” dedi.

“Bence dokunulmazlık kalkmalı”

Aydın Soyer, son günlerde yeniden gündeme gelen milletvekili dokunulmazlığı konusundaki soruyu da yanıtladı. Soyer, milletvekili dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı hariç tamamen ortadan kalkması gerektiğini kaydetti. “Milletvekili seçilen biri bence örnek olması gereken bir kişidir ve bu kişilerin hata yapıp, suç işlemeyeceğini düşünüyorum. Dokunulmazlığın ise vekilleri suça teşvik ettiğini düşünüyorum. Bence dokunulmazlık kalkmalı” şeklinde konuştu.

“Ticari mahkeme şart”

Değerlendirmelerinde yargıda yaşanan tıkanıklık ve aşırı yük nedeniyle ortaya çıkan sorunlarla ilgili açıklamalarda da bulunan Aydın soyer, “Mahkemelerde  alacak-verecek davaları da aşırı bir yığılmaya neden olmakta. Alacak- verecek davalarında artışın ana nedeni ise insanların eskisi gibi borçlarına sadık olmamalarından kaynaklanmakta. Eskiden insanlar borçlanma konusunda daha tutucuyken, şimdi çok kolay borçlanabilmekte.  Alacak ve verecek davalarında yaşanan bu artış ayrı bir ticari mahkemenin kurulmasını gerektirmektedir. Bugün bir alacak verecek davası 6-7 yıl sürebilmekte ve bu sürede de parasını kaptıran taraf mahrumiyet yaşamakta, bu sebeple de ticari mahkeme şarttır. Öte yandan, bankaların faiz oranlarına bakıldığında faizlerin gerçekten çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Bizim bir diğer sorunumuz ise ülkemizdeki çalışan kesimin maaşlarını TL üzerinden alırken, borçlanırken döviz üzerinden borçlanmalarıdır. Bu noktada da borçlanmaların TL üzerinden yapılması gerektiğini söyleyebilirim.”

“Uyuşturucu ülke için büyük tehdit”

Ülkedeki içki, sigara ve uyuşturucu kullanımındaki artışın ise büyük bir tehdit oluşturduğuna işaret eden Soyer, devletin bu konuda ciddi bir politikası olması gerektiğini vurguladı. Aydın Soyer, “Başbakanlıkta Uyuşturucu ile ilgili bir komisyon kurulmuş olsa da yeterli olmadığını ve performansı artırmak gerektiğini söyleyebilirim. Bu konuda komisyondaki personel sayısı artırılıp, daha fazla kaynak ayrılabilir. Diğer yandan Güney’den geçiş kapılarında ve havaalanları gibi yerlerde kontrol ve denetimler daha fazla artırılabilir. Birde uyuşturucu ve sigara, alkol anlamında ailelere de büyük rol düşmekte, çocukları uyararak bu maddelerin zararları anlatılmalı ve çocuklarla daha fazla ilgilenilmeli. Bunların yanında okul müfredatlarında bu konulardaki eğitimler de yer almalı, devlet eli ile madde bağımlılıklarından arınabilmek için rehabilitasyon merkezleri yapılmalı, aileler için bu noktalarda neler yapılacağı konusunda eğitimler ve seminerler düzenlenmeli” dedi.

“Adalet sistemi 

düzenlenmeli”

Aydın Soyer, açıklamalarının sonunda vekil seçilmesi durumunda mecliste atacağı ilk adımla ilgili düşüncelerini Yeni Bakış okurları için açıkladı.

 Soyer, “Bir ülkede adalet düzgün olmazsa o ülke asla ileriye gidemez ve vatandaş da o ülkeye güvenemez. Buna bağlı olarak adalet sisteminde düzelme olursa vergi ödeme kültürünün de artacağını düşünüyorum ki vergi noktasında bu ülkede yine büyük sıkıntılar vardır. Ülkemizin en büyük gelirlerinden biri vergidir ve kalkınmak için vergilerin toplanmasına ihtiyaç var.  Meclise girdiğim takdirde ülkenin başka bir sorunu olan Muhasebecilik Yasasının hayata geçmesi için de çalışacağım.  Muhasebecilik yasası bana göre çok önemli çünkü muhasebe demek şeffaflık ve hesap verebilirlik demek, bir ülkede bunlar olursa ve adalet de yerine oturursa çok daha iyi olacaktır. Muhasebe yasası geçerse bu vergilerinde daha düzenli bir şekilde toplanmasına yarayacaktır” diye konuştu.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam