DOLAR 32,4776 -0.04%
EURO 34,7698 -0.63%
GBP 40,5613 -0.63%
ALTIN 2.438,110,09
BITCOIN 2061298-0,89%

“Sorunları çözmenin yolu siyasettir”

ABONE OL
13 Aralık 2017 08:34
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

TKP-Yeni Güçler Lefkoşa adayı Hediye Yiğiter, vatandaşın siyasete ve siyasilere karşı büyük bir güvensizlik içinde olduğunu belirterek, bunun nedeninin ise, siyasetçilerin bir kısmının siyaset yapmanın esas amacının topluma ve ülkeye hizmet etmek olduğunu unutarak, kendi kişisel, veya partisel çıkarları için çalıştığını, yolsuzluk ve usulsüzlüklere göz yumduğunu hatta çanak tuttuğunu söyledi.


Yiğiter, “Memnun olmadığımız bir düzenden kurtulmanın yolu onu değiştirmekten geçer” diyerek, “Siyaset ve siyasetçi sorunların kaynağı gibi gözükse de bu sorunları çözmenin tek yolu yine siyasettir” diye konuştu.

Deniz ABİDİN 

TKP-Yeni Güçler Lefkoşa adayı Hediye Yiğiter, siyasete olan ilgisinin ailesinden geldiğini belirterek, toplumsal sorunlara duyarlı, siyasetten çok da uzak olmayan bir ailede büyüdüğünü belirtti.  Yiğiter, Annan Planı’nın ortaya çıkması ile kendini barış ve çözüm mitinglerinde bulduğunu anlatarak, o güne kadar herhangi bir örgüt çatısı altında olmadığını, ancak bireysel olarak yapılacakların örgütsel kimliğe bürününce daha da anlam kazandığını düşündüğü için 2003 yılının başında Birleşik Kıbrıs Partisi’ne ve BKP Gençlik Hareketi’ne bu günkü adıyla BKP Gençlik Meclisi’ne üye olduğunu belirtti. Yiğiter, Parti Meclisi ve Parti Merkez Yürütme Kurulu dahil bir çok organda görev aldığına dikkat çekerek, hala Birleşik Kıbrıs Partisi Kadın Meclisi Sözcülüğü görevini yürütmekte olduğunu kaydetti. 

“Hala gelecek kaygısı 

ve belirsizlikle 

yaşamak zorundayız”

Yiğiter, o günlerde de şuan da olduğu gibi toplumda büyük bir gelecek kaygısı, belirsizlik, ekonomik ve sosyal sıkıntılar olduğuna işaret ederek, “Çözümsüzlüğün neden olduğu sıkıntılar bir yana kendi içimizdeki adaletsizlikler ve eşitsizliklere karşı duyarsız kalmak mümkün değildi” diye konuştu.  

Yiğiter, toplumun bugün o günlerden daha fazla barış ve çözüme ihtiyacı olduğuna vurgu yaparak, 2000’li yıllarda toplumun yaşadığı siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunların daha da arttığını söyledi. 

“Hala gelecek kaygısı ve belirsizlikle yaşamak zorundayız. Hala adaletsiz, eşit olmayan, yolsuzlukların hesabının sorulmadığı, sadece belli bir zümrenin menfaatlerini koruyan, insanlar arasında ayrım yapan bir sistemle yaşamak zorundayız” diyen Yiğiter,  gerçek değişim, demokratik, insan haklarına saygılı, vatandaşlarına eşit mesafede duran, eşitlikçi ve özgürlükçü, insanının refahı için çalışan, hesap sorulabilir, yapanın yanına kalmayacağı bir sisteme ihtiyaç olduğunu kaydetti. 

Yiğiter, “Siyasetin ve siyasetçinin var olma nedeni bu olmalıdır” dedi.

Kendini yurtsever olarak tanımladığını belirten Yiğiter, ülkesinde ve dünyada, barışın, kardeşliğin, insan hak ve özgürlüklerinin, eşitlik ve adaletin, demokrasinin hakim olmasını isteyen, bunun için mücadele etmenin bir yurtsever olarak en büyük sorumluluk olduğuna inanan biri olduğunu belirtti. Yiğiter, her şeyden önce yurdunu çok seven bir kişiliğe sahip olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi, “Benim için Kıbrıs kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına her karış toprağıyla üzerinde yaşayan herkesi mutlu edecek kadar güzel bir ülke. Ve bu güzel ülkede kavgalara, savaşlara, acılara, ölümlere ve ayrılıklara değil, barış, kardeşlik, eşitlik ve sevgiye ihtiyaç var. Amacımız da böylesi bir ülke yaratmak olmalı.”

“Günü birlik çareler üretmekten öteye 

gidemediler”

Yiğiter, ülkenin en büyük sorununun geçim derdi, üreticiden tutun da, çiftçiye, hayvancıya, küçük esnafa, özel sektör çalışanına, dar gelirli ve sigortalıya kadar her kesimin pahalılığın ve dolayısı ile giderlerin her geçen gün arttığı, gelirlerinse azaldığı bir ekonomik modelde yaşamak zorunda olduğunu belirtti. “Toplumun yalnızca küçük bir kesimi ekonomik olarak iyi bir yaşam sürüyor. Ülkede her alanda eğitimde, sağlıkta kangrene dönüşmüş sorunlar var. Ne yazık ki hükümet edenler bu güne kadar sorunlara günü birlik çareler üretmekten öteye gitmediler” diyen Yiğiter, toplumun tümünün refahını hedef alan bir ekonomik sistemin oluşturulamadığını söyledi. 

Yiğiter,  “İşsizlik, gelecek ile ilgili belirsizlik, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün devamının getirdiği siyasi, ekonomik sorunlar en büyük sorunlarımızdır” diye konuştu.

“Siyaset kirletildi”

Son dönemlerde vatandaşların siyasete ve siyasilere karşı büyük bir güvensizlik içinde olduğunu belirten Yiğiter, “Vatandaş bu konuda haksızdır dersek biz haksızlık etmiş oluruz. Çünkü ne yazık ki Kıbrıs’ın kuzeyinde özellikle son dönemde siyaset kirletildi. Çünkü siyasetçilerin bir kısmı siyaset yapmanın esas amacının topluma ve ülkeye hizmet etmek ettiğini unuttu, kendi kişisel, zümresel veya partisel çıkarları için çalıştı. Partizanlık, adam kayırmacılık, yolsuzluk ve usulsüzlüklere göz yumulduğu ve hatta çanak tutulduğu ortaya çıktı” diye konuştu.

“Sorunları çözmenin 

tek yolu siyasettir”

Yiğiter, şöyle devam etti, “Yapanın yanına kalan bir düzen oluşturuldu ve vatandaş bu kötü gidişin değişebileceğine dair umudunu ve inancını kaybetti. Ancak, hepimiz de çok iyi biliyoruz ki memnun olmadığımız bir düzenden kurtulmanın yolu onu değiştirmekten geçer. Denenmiş olanlar bu düzeni devam ettirecek olanlardır. Bu güne kadar toplum onlara yeterince şans vermiştir. Başarmamışlardır, başaramayacakları da ortadadır. Çünkü her şeyden önce kendi zümrelerini besleyen bu yapıdan vazgeçme niyetleri yoktur. Bu açıdan Kıbrıs Türk toplumu 7 Ocak’ta bunları görerek sandığa gitmelidir. Bu güne kadar güvenini boşa çıkarmış, muhalefette başka, hükümette başka söyleyen ve davranan, yıllarca hükümet olmuş ama hiçbir sorunu çözmeyi başarmamış, üstelik siyaseti kendi partisinin, zümresinin ve ailesinin çıkarlarını korumak için kullanmış olanlara değil, bu yapıyı kökten değiştirmeyi hedefleyen ve bunun için çalışan TKP- YG BKP ittifakına destek vermelidir. Şu anda siyaset ve siyasetçi sorunların kaynağı gibi gözükse de bu sorunları çözmenin tek yolu da yine siyasettir”  

“Mantalitenin 

yenilenmesi önemlidir”

Yiğiter, önemli olanın şahısların yenilenmesinden çok mantalitenin yenilenmesi olduğunu belirterek, “toplum yararına işler yapacak, toplumun çıkarlarını gözetecek, toplumu ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan düzlüğe çıkaracak, kötü gidişe dur diyecek kararlılık ve isteğe sahip parti ve kişilerin yeni meclisi oluşturması önemlidir” dedi. 

 “TKP- YG- BKP ittifakı olarak amacımız halkımızın desteğini alarak yıllardır devam eden siyasi, ekonomik sorunlara çare üretmek, kangren haline gelmiş sorunları çözerek toplumu rahatlatmaktır” diyen Yiğiter, siyasette genel olarak kadın sayısının yetersiz olduğuna dikkat çekti. 

“Toplumsal yargıları aşmak henüz 

mümkün 

olmadı”

Yiğiter, siyaseten donanımlı birçok kadının ne yazık ki geri planda kaldığını veya bırakıldığını söyleyerek, toplumun kadına biçtiği birçok rol olduğunu,  kadına anne olarak, eş olarak, çalışan olarak birçok sorumluluk yüklenmek zorunda bırakıldığını, toplumsal algıların kadın için erkekten farklı olarak daha katı olduğunu söyledi.

 “Bu konudaki toplumsal yargıları aşmak henüz tam anlamıyla mümkün olmadı” diyen Yiğiter, şunları belirtti, “kadının siyasette olması anne olmasına ya da eş olmasına engelmiş gibi görülüyor, en azından toplumun bir kısmı böyle bakıyor olaya. Oysa erkek için böyle düşünülmüyor. Hem baba, bir erkek hem eş hem de siyasetçi olabiliyor, kimse de birini diğerine göre eksik ya da fazla yapacak endişesi taşımıyor. Toplum tarafından kadına biçilmiş roller, toplumsal öğretiler var. Bu rollerin gerekleri, sorumlulukları ve kadın bu rol ve sorumlulukların yanına bilgi ve becerilerini kullanabileceği bir konuda yer almak isteyince sorumluluklarında eksik kalacağı ya da bunu başaramayacağı düşünülüyor. Oysa dünya da birçok gelişmiş ülkede siyasete yön veren, liderlik yapan birçok kadın var. Ve elbette onların da siyasetçi yüzü dışında, meslekleri, aileleri ve sorumlulukları var. Kadının siyasette yeterince yer alabilmesi fırsat eşitliğine sahip olması ile mümkündür. Bu ancak toplumsal yargıları değiştirebildiğimiz oranda gerçekleşecektir. Siyasette yer alan kadın sayısı arttıkça bu yargıların yıkılması da daha kolay olacaktır. Bu nedenle siyasi partilerin yönetimleri partilerinde bulunan kadınları daha aktif olmaya teşvik etmelidir”

“Maceraya değil 

gerçekçi olmaya 

ihtiyacımız var”

Yiğiter, Kıbrıs’ta bir çözüm ve barışa ihtiyacı olduğunu ifade ederek, yarım asır aşkın bir süredir devam eden Kıbrıs sorununun artık her iki toplumun da hassasiyetlerini gözeterek çözülmesi gerektiğini söyledi. Yiğiter, her iki toplum için de iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal çözüme ulaşmak dışında her hangi bir seçeneğin sağlıklı bir seçenek olduğuna inanmadığına vurgu yaparak, devreye sokulacak başka planın olmadığını kaydetti. 

Yiğiter, “Birilerinin böylesi bir planı varsa insanımızı maceraya sürüklemekten öteye gidemez” diyerek, toplumun maceraya değil gerçekçi olmaya ihtiyacı olduğunu belirtti. 

“AKP hükümetinin 

müdahalesi var”

“B” planı diye ortaya atılan ve arada sırada dillendirilen entegrasyon gibi tezlerin yalnızca macera ve gerçekçi olmadığını ifade eden Yiğiter, “Ne yazık ki ne meclis ne de KKTC tam bağımsız olarak hareket etmektedir. Ankara’daki AKP hükümetinin ve bundan önceki hükümetlerin açık müdahaleleri olmuştur ve olmaya devam ediyor. Bizim bu seçimlere katılma amacımız da neredeyse bir birine benzetilmiş, var olan düzeni kabullenmiş partilerden farklı olarak, çağdaş, demokratik, toplum dışında her hangi bir yapının müdahale edemeyeceği bir anayasa oluşturarak Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesini koruyacak yasal düzenlemeleri yapmaktır”

“Milletvekili hesap 

verebilir olmalı”

Yiğiter, siyasi söylemler dışında hiçbir konuda dokunulmazlığa ihtiyaç olmadığına inandığına vurgu yaparak, “milletvekili hesap verebilir olmalı, yolsuzluk ya da usulsüzlüklerin üstünün kapatılması dokunulmazlık kullanılmamalı” diye konuştu. 

Yiğiter, banka faizlerinin acilen yeniden düzenlenmesinin zorunlu olduğunu belirterek, “ne yazık ki insanımız aldıkları kredilerin faizlerini dahi ödemeyecek duruma gelmiştir. Üretici, çiftçi, hayvancı, küçük esnaf, dar gelirli toplumun büyük bir kısmı borç batağındadır. Ürettikçe batan, borcunun faizini dahi ödeyemeyen çok önemli bir kesim vardır. Bunun önüne geçmek için bileşik faiz kaldırılmalı, faiz oranları yeniden düzenlenmeli ve toplum yararını gözetecek noktaya getirilmelidir” dedi. 

“Banka faiz oranları 

yeniden düzenlenmeli”

Yiğiter, madde bağımlılığının günden güne artıp ürkütücü boyutlara ulaşmakta olduğuna dikkat çekerek, bunun önüne geçmek için daha etkili polisiye tedbirler yanında eğitimin de çok önemli bir unsur olduğunu kaydetti. Yiğiter, ilköğretimden itibaren madde bağımlılığının önlenmesi için ders programları ve müfredatlara bilgilendirici dersler konulması gerektiğini belirterek, madde bağımlılığı ve bunun sonuçları ile ilgili bilinçli bir nesil yaratmanın yolunun eğitimden, bilinçlendirmekten geçtiğini söyledi. Yiğiter, banka faiz oranlarının yeniden düzenlenmesi ve bileşik faizin kaldırılarak vatandaşı rahatlatacak tedbirlerin alınmasının göreve gelmesi durumunda ilk önce yapılmasını istediği düzenleme olduğunu belirtti.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam