DOLAR 32,5129 0.19%
EURO 34,7595 0.05%
GBP 40,4818 0.01%
ALTIN 2.487,891,05
BITCOIN 20657523,81%

Üç haftada 500 başvuru

ABONE OL
13 Aralık 2018 08:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, genel bir emirnamenin sıkıntı yaratacağı görüşünde olduğunu belirterek, “Emirname tamam da hazırlanma süreci iyi idare edilemedi” dedi. 2019 yılının sonuna kadar bir sürenin konulduğunu, bu süre sonunda tekrar bir uzatma olması durumunda kimseye bir fayda sağlamayacağını belirten Arter, bu nedenle 2019 yılı sonunda imar planının hazır olması gerektiğine vurgu yaptı 


“Ben işin teknik tarafındayım. Tarım arazileri, sulak alanlar korunacak ancak bunlar yapılırken yükseklikten de kısıtlama yapılacak. Bu doğru değildir. Ben yükselmeye karşı değilim” diyen Arter, bir imar planı hazırlanırken bu kadar sancılı bir dönem yaşanmasının normal olmadığını belirtti 


Arter, büyük bir mağduriyetin olduğunu ifade ederek, “Bu dönemde rant sağlayan olacak mı bilemiyorum ama zarar görenler olduğunu görebiliyorum” dedi. Arter, Mağusa’nın da Girne gibi olması endişesi taşıyanlar gibi kendisinin de bu endişeyi taşıdığını belirterek, ülke fiziki planının bile bu ülkede daha yeni hayat bulduğunu anımsattı 


Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten ise, emirname tartışmasının bitip imar planının konuşulmaya başlanması gerektiğini belirterek, emirnameye olumlu baktığını, ancak esas olanın imar planı olduğunu kaydetti


Sarpten, “Ülkede hem plan isterim hem de emirname ortadan kalkmalıdır” demenin tutarlı bir yaklaşım olmadığına dikkat çekerek, üç haftada 500’e yakın başvurunun olduğunu, bunun da çıkan emirnamenin olumsuz bir noktası olduğunu söyledi


Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu ise 17 Kasım’da yapılan halkı bilgilendirme toplantısında söz konusu emirnameye destek olduklarını belirterek, iki gün önce yayınlanan emirnamenin iyi olmakla birlikte bir takım yanlışların olduğunu kaydetti. Refikoğlu, “Kafamızda bazı soru işaretleri oldu”  dedi 


Deniz ABİDİN 

Gazimağusa, İskele, Yeniboğaziçi Geçiş Süreci Emirnamesi, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi, ancak bir süredir devam eden tartışmalar devam ediyor.  

Söz konusu emirnameye konan bir madde ile emirnamenin yürürlük süresi düzenlenerek emirnamenin, Ülkesel Fiziki Plan’ın hedef, strateji ve politikaları kapsamında hazırlanmakta olan Gazimağusa İskele Yeniboğaziçi İmar Planı yürürlüğe girinceye kadar her hal ve karda 31/12/2019 tarihinde yürürlükten kalkacağı kayıt altına alındı. 

Yeni Bakış’a konuşan Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, “Sıcak bakıyorum, ancak esas hedef imar planı olmalıdır” derken, Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten de emirname tartışmasının bitip artık imar planının konuşulmaya başlanması gerektiğini belirterek, ilk defa bir emirnamenin içine bir sınır konduğunu, 2019 yılı sonuna kadar imar planının hazırlanmasını zorunlu kıldığını kaydetti.

Mağusa Belediye Başkanı Arter: Genel bir emirname sıkıntı yaratabilir

Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter, başlangıçta belediye olarak hedeflerinin şehir imar planı çıkması yönünde olduğunu belirterek, bu çalışma devam ederken 2016 Kasım ayında başlayıp 2018 Kasım ayında bitmesi gerektiğini söyledi. Arter, şehir planlama dairesi çalışma yürütürken belediye olarak çok fazla destek verdiklerini ifade ederek, İskele ve Yeni Boğaziçi belediyesi ile beraber olsun denildiğini, ancak teknik olarak ayrı olmasında daha çok yarar gördüğünü kaydetti. Arter, her bölgenin kendine has özellikleri olduğunu belirterek, genel bir emirnamenin sıkıntı yaratacağı görüşünde olduğunu söyledi. 

“Sıcak bakıyorum, ancak esas hedef imar planı olmalıdır”

Arter, esas hedefin imar planı olduğuna dikkat çekerek, geçici olarak hazırlanan bu emirnameye sıcak baktığını kaydetti. Arter, insanları, hayatı, işadamlarını ve belediyeleri nasıl etkileyeceği kısmının biraz imar planı çalışması dışında kaldığını söyledi. 

Arter, söz konusu emirnamenin ani olarak gündeme düşmesinden dolayı vatandaşta da işadamlarında da sıkıntı yarattığını belirtti. Arter, hazırlıksız birçok projenin izinlendirilmesi için panik içinde yığılmaların olduğunu söyledi. 

“Hazırlanma süreci iyi idare edilemedi”

Arter, “Emirname tamam da hazırlanma süreci iyi idare edilemedi” diyerek, 2019 yılının sonuna kadar bir sürenin konulduğunu, bu süre sonunda tekrar bir uzatma olması durumunda kimseye bir fayda sağlamayacağını söyledi. Arter, bu nedenle 2019 yılı sonunda imar planının hazır olması gerektiğine vurgu yaparak, geçecek olan bu bir yılda ülke ekonomisinin fazla zarar görmemesi gerektiğini kaydetti. 

“Pek fazla düzeltme yapılmadı”

İsmail Arter, 2018 yılı Kasım ayında yapılan halkı bilgilendirme toplantısında emirnamenin içeriğini gördüklerini ve o günden bugüne kadar sıkıntılı günler geçirdiklerini söyledi. Arter, görüşlerin toplandığını, yapılan düzeltmelerle ilgili bir tatminsizliğin söz konusu olduğunu, çünkü pek de fazla düzeltmenin olmadığını kaydetti. 

“Mahkemeye taşınacak birçok olay ortaya çıktı”

Arter, çıkan emirnamenin kesinlikle geçici olması gerektiğinin altını çizerek, kısıtlamaların imar planı ile düzeltilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Arter, şöyle devam etti, “Ülke fiziki planı hazırlanırken arazisini satan ya da satın alan birçok kişi vardır. Sözleşmeler yapıldı, bankalardan borçlandırıldı. Mahkemeye taşınacak birçok olay ortaya çıktı. Bu da büyük bir sıkıntıdır.

 Bize gelen bilgilere göre, işadamlarının oluşturduğu bir platform var. Durum tespiti için toplanacaklar. Burada hedeflenen emirnamenin tekrardan gözden geçirilmesidir ya da imar planına ağırlık verilerek kaldırılmasıdır. Bu konu Meclise de taşınarak hükümet meselesi haline geldi. Siyasi partiler de işin içine girdi. Ancak ben işin teknik tarafındayım. Tarım arazileri, sulak alanlar korunacak ancak bunlar yapılırken yükseklikten de kısıtlama yapılacak. O zaman ihtiyaçlar nereden karşılanacak? Ben yükselmeye karşı değilim.” 

Arter, imar planı yapan ilk ülkenin KKTC olmadığını belirterek, bunun dünyanın her yerinde olduğunu, bir imar planı hazırlanırken bu kadar sancılı bir dönem yaşanmasının normal olmadığını belirtti. 


“Zarar görenler var”

Arter, büyük bir mağduriyetin olduğunu ifade ederek, “bu dönemde rant sağlayan olacak mı bilemiyorum ama zarar görenler olduğunu görebiliyorum” dedi. 

Arter, Mağusa’nın da Girne gibi olması endişesi taşıyanlar gibi kendisinin de bu endişeyi taşıdığını belirterek, ülke fiziki planının bile bu ülkede daha yeni hayat bulduğunu kaydetti.

 Arter, imar planı ile ilgili çalışmaların yapılması gerektiğini belirterek, emirname dillendirilmeden önce böyle bir sıkıntının yaşanmadığını, herkesin imar planı için bir çalışma yapıldığını bildiğini, bir panik olmadığını söyledi. Arter, bu konu gündeme gelince 5 binlere varan projelerin olduğunu duyduğunu, bunların emirname dışında olduğunun söylendiğini belirtti. Arter, 5 bin projeye bu panik yaşatıldıktan sonra imar planına bir faydası olmayacağını kaydetti.

Arter, birbirinden kopuk çalışmalar devam ederse kaosun devam edeceğini belirterek, bunun da ekonomik bir travma olduğunu söyledi. 

Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Sarpten: Emirnameye olumlu bakıyoruz

Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten ise, emirname tartışmasının bitip imar planının konuşulmaya başlanması gerektiğini belirterek, ilk defa bir emirnamenin içine bir sınır konduğunu, 2019 yılı sonuna kadar imar planının hazırlanmasını zorunlu kıldığını kaydetti. Sarpten, emirnamenin doğru olduğunu düşündüğünü, belirli bir süre olması taraftarı olduğunu, ancak esas olanın imar planı olduğunu kaydetti. Sarpten, bu noktadan sonra emirnameye karşı çıkmanın ülkenin planlanmasını istememek anlamına geldiğini belirtti. 

Hasan Sarpten, müteahhitlerin, inşaatçıların karşı hareket hazırlığında olmalarının görüldüğünü, oysaki bu emirnamenin kısa süre geçerli olacağını anımsattı. 

“Bir yılda yapılabilecekler biraz daha genişletildi”

Sarpten, emirnamenin ilk taslağının kalmasını savunanların da olduğunu, ilk taslakta maksimum 2 kat iken şimdi 4 kat olduğunu söyledi. Sarpten, müteahhitlerin istedikleri doğrultuda bazı değişikliklerin yapıldığını ifade ederek, “bir yılda yapılabilecekler biraz daha genişletildi” dedi. Sarpten,  “Kullanım hakkı yüzde 30’un altındaydı, yüzde 30’a çekildi. 

Bir aylık süredeki başvurular da kabul edildi. Emirname ilk taslağına göre biraz gevşetilmiştir. Bir yıl sonra emirname yerine bir imar planı konmalıdır” diye konuştu. Sarpten, ülkede hem plan isterim hem de emirname ortadan kalkmalıdır demenin tutarlı bir yaklaşım olmadığını söyledi. Sarpten, bugün müteahhitlerin emirnameye karşı çıkarak, “bize sınır koymayın biz istediğimiz yapılaşmayı yapalım” demek istediklerini kaydetti. 

“Üç haftada 500’e yakın başvuru”

Sarpten, üç haftada 500’e yakın başvurunun olduğunun söylendiğini ifade ederek, bunun emirnamenin olumsuz bir noktası olduğunu kaydetti. Sarpten, “Emirname daha erken çıkıp çalışmaların tamamlanması gerekirdi” diyerek, şöyle devam etti, “imar planları 30 yıldan sonra yeni tartışılmaya başlandı. Bu durum bugüne kadar yapılan yanlışların getirdiği noktadır.

Bu noktadan sonra imar planının arkadan gelmesi kaçınılmazdır. 

Çıkan bu emirnameyi bizler olumlu olarak görüyoruz. Bu noktadan sonra tartışma artık imar planının nasıl olacağı yönünde olmalıdır.” 

Şehir Plancıları Odası Başkanı Refikoğlu: Yüzlerce dosya alelacele projelerle hak kazandı

Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu, 17 Kasım’da yapılan halkı bilgilendirme toplantısında söz konusu emirnameye destek olduklarını belirterek, iki gün önce yayınlanan emirnamenin iyi olmakla birlikte bir takım yanlışların olduğunu kaydetti. 

Refikoğlu, “Kafamızda bazı soru işaretleri oldu” diyerek şunları söyledi, “birincisi emirname hemen çıkarılması gereken bir şeydir. Ancak üzerinden bir ay geçti. Bu bize göre bir olumsuzluktur. 

İkincisi ise verilen haklardır. Bilindiği üzere imar planı çalışmaları başladığından itibaren bu bölgeye büyük bir saldırı başladı. Emirnamenin yapılacağı duyulduğu andan itibaren ise saldırı daha fazla arttı. 

İmar yasası 55/89, bu gibi konularda hak verilecekse inşaat ruhsatını almış, inşaat yapmaya hazır dosyalara hak verebilirsiniz diyor. Ancak bu emirnamede görülüyor ki mimar mühendis odaları birliği vizesine başvurmuş dosyalara bazı kriterler konularak hak verildi.

 Kaç tane olduğu konusunda kesin bir bilgim yok, araştırıyoruz, ancak yüzlerce olduğu söylenmektedir. Yüzlerce dosya alelacele naylon projelerle hak kazanması için vizeye verildiği noktasındadır. Bu hakkın verilmesi hem yasa dışıdır hem de imar planı çalışmalarına büyük zarardır.” 

“Süre verilmesi tehlikeli” 

Refikoğlu, böyle bir durumda dünyanın en iyi imar planı yapılmış olsa dahi planın zarar göreceğini belirterek, “dere yatağının yakınında fasıl 96’ya göre inşaat yapılabilir, herhangi bir yeşil alan vermek zorunda değilsiniz, yol payı vermek zorunda değilsiniz ve de altyapısı olmayan bir yere inşaat yapabilirsiniz” diye konuştu.

Merter Refikoğlu, bu nedenle biz hak vermenin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüğümüzü, gerekmesi durumunda kaldırılmasını ve yasada olduğu gibi uygulanmasını talep ettiklerini kaydetti. 

Refikoğlu, emirnamenin en sonuna konulan sürenin de olumsuzluk içerdiğini ifade ederek, bunun çok tehlikeli olduğunu söyledi. Refikoğlu, ülkedeki hükümetlerin ömrünün ne yazık ki 1 buçuk yıl olduğunu söyleyerek, 4’lü koalisyon hükümetinin bir yılını neredeyse doldurduğunu, bir hükümet değişikliği ile imar planı istemeyen bir hükümetin iktidara gelmesi durumunda sürenin geçmesiyle imar planının kaldırılacağını yerini yine fasıl 96’ya bırakacağını kaydetti.  

Refikoğlu, imar planının ne olduğunu tam olarak idrak edememiş olan belediyelerin imar planı sürecinde de sıkıntı yaratması durumunda sürenin uzayacağını, yine en başa dönüleceğini belirtti. 


Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam