Üretim durdu!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Melin DOBRAN

Ulukışla köylüleri, bölgedeki en büyük sorunun kuraklık olduğunu ifade etti. Bu konuda hayvancının ve üreticinin sıkıntı yaşadığı belirtildi. Dönümlerce ekin ektiğini dile getiren çiftçiler, kuraklıktan dolayı zararda olduklarına dikkat çekti. Hayvancılar ise, son dönemlerde dövizin yükselmesinden dolayı yem fiyatlarında artış olduğunu belirtti. Mandıra yolunun toprak olduğunu anlatan hayvancılar, bu yolun asfaltlanması gerektiğin ifade etti. Köy içindeki yolların oldukça bozuk olduğunu dile getiren vatandaşlar, yolların tamir edilmesini istiyor. Köyden çıkışlarda araçların trafikten dolayı zorlandığını belirten köylüler, kavşağa çember ya da radar konulmasını istedi.

Köylü ne dedi?

Celalettin Çağlayan “Kuraklıktan dolayı üretim durdu”

“Köydeki en büyük sorun kuraklıktır. Bu yüzden hayvancı ve üretici sıkıntı yaşıyor. Son zamanlarda dövizin yükselmesinden dolayı yem fiyatları da arttı. 50 kiloluk 1 torba yem, 60 lirayken şu an 90 lira oldu. Sattığımızın karşılığını devletten alamıyoruz. Ben çiftçiyim ve dönümlerce ekin ektim. Kuraklıktan dolayı zarardayım. Üretim durdu. Mandıraları köyün dışına çıkardılar ama yolu topraktır. Bu yolun asfaltlanması gerekiyor. Kışın çamur oluyor ve hayvancı mandıraya gitmekte zorlanıyor. Uzun zamandan beri bu sorunun çözülmesini bekliyoruz.”

“Köyün çıkış yoluna radar konmalı”

“Köy içindeki yolların birçoğu bozuk. Hem çukurlu hem de bazı yol kenarları toprak ve çakıldır. Yolların tamir edilmesini istiyoruz. En azından çukur ve bozuk olan yerlere yama yapabilirler. Bunun yanı sıra köy içinde kaldırım da yok. Köyden Lefkoşa’ya doğru olan çıkış yoluna ya çember yapılsın ya da sabit hız radarı konsun. Bu yoldan çıkmak büyük sıkıntıdır. Sabah trafiği yoğun olduğu için özellikle büyük araçlar, köyden çıkmak için zor anlar yaşıyor. Daha önce söz konusu kavşakta kazalar oldu. Yetkililerin bu konuyla ilgilenmesini istiyoruz.”

Bayram Ali Gümüşsoy “Mesarya bölgesinin ortasına hastane yapılmalı”

“Köyde sağlık ocağımız yok. Sağlıkla ilgili bir durum olduğu zaman ya Lefkoşa ya da Gazimağusa hastanesine gidiyoruz. Köyden hastaneye gitmek yaklaşık 40 dakikamızı alıyor. Burada yaşlı olan insanlar var, arabası olmayan insanlar var. Bu içinde bulunduğumuz mesarya bölgesinin tam ortasına hastane yapılmalıdır. Hem zaman yönünden kazanmış oluruz hem de trafiğe takılmadan bir an önce hastaya müdahale edilir. Diğer devlet hastanelerine gittiğimizde yoğunluktan dolayı bazen doktora bakınamıyoruz. Fazla sayıda hasta olmasına rağmen doktor sayısı azdır. Buraya bir hastane yapılırsa, bölge halkı bu sıkıntıdan kurtulur.”

“Bölgenin en büyük kilisesi bizim köydeki kilisedir. Kilise ne yazık ki harap haldedir. Ara sıra bölgeye gelen ziyaretçiler oluyor. Bölgeye gelen Hristiyanların ayin yapması için bu kilisenin köye kazandırılması gerekiyor. Bir tadilat yapılsa iyi olur. Camimiz yeni yapıldı. Daha önce cami yerine bir başka binayı kullanıyorduk. Bölgede halı saha var ve kullanılabilir durumdadır. Gençler için sosyal aktivite merkezine ihtiyaç vardır. Gençler zaman geçirebileceği bir yer istiyor. Mevcut çocuk parkımız vardır ancak biraz bakım istiyor.”

Mustafa Ölmez “Kırsal kesime devlet el atmalıdır”

“Bölgede kırsal kesim arsası sorunu vardır. Arazi var ancak devletin el atması gerekiyor. Geçmişte verildi, yakın zamanda da verildi ama mevcut sayıya göre verilmedi. Kıraç bir yerdir. Hem askeri bölgenin içinde var hem de dışında. Şu an asker orayı kullanmıyor. Kırsal kesimin alt yapısı da yoktur. Ayrıca bölgedeki otların temizlenmesi gerekiyor. Köyün yeşil alana ihtiyacı vardır.”

Yusuf Dal “Tarımda su sıkıntısı var”

“Türkiye’den gelen suyu içmek için kullanıyoruz ama tarım alanında su sıkıntımız var. Biz mesaryanın ortasındayız. Yaşanan su sıkıntısından dolayı köylü de hayvancı da çiftçi de mağdur durumdadır. Arpa buğday ekiyoruz ama yaklaşık 4 senden beridir mahsul alamıyoruz. Biz bu durumdan dolayı hem maddi hem de manevi anlamda olumsuz yönde etkilendik. Devletin verdiği katkı yetersizdir. Hükümetin yaptığı zamlardan dolayı köyde hayvancılık yapan 40 kişiden, 5 kişi kaldı. Resmen mandıralar boş kaldı.”