Gün içinde ayakta fazla kalanların
hastalığı olarak bilinen varisler
şiddetli ağrı, kaşıntı gibi şikayetlerin yanında estetik görünüm açısından da
sorunlara neden oluyor. Varis tedavisinde son yıllarda ön plana çıkan damar içi lazer
uygulaması sayesinde bu sorundan ağrı ve iz olmadan kurtulmak mümkün
olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü’nden Prof. Dr.
Mert Köroğlu, varis ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Kadınlar daha fazla risk altında
Kalp her
atımında bir miktar kanı atardamarlar ile dokulara göndermektedir. Vücuttaki
kirli kan toplardamarlar aracılığı ile kalbe taşınmaktadır. Toplardamar
duvarında oluşan yapısal bozukluklar, kirli kanın yer çekimi etkisiyle geri
akmasını engelleyen kapakların hasarlanması gibi nedenlerle damarların
genişleyerek büyümesi ve kıvrımlı bir şekil almasıyla varisler
oluşabilmektedir. Toplumda %15-25 oranında görülen varisler, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme oranı artan varisler, cilt yerleşimli
olabildiği gibi cilt altı derin yerleşimli de oluşabilmektedir.
İşiniz ayakta durmanızı gerektiriyorsa daha dikkatli
olun
Varis oluşumunda ailesel yatkınlık söz
konusu olmakla birlikte öğretmenler, kuaförler, diş hekimleri, garsonlar gibi
uzun süre sabit olarak ayakta durmak zorunda olan meslekleri olanlar risk
grubundadır. Uzun süre ayakta kalmak gerekiyorsa arada dinlenmek, bacak
kaslarını güçlendirecek egzersizler ve kilo vermek uzun vadede varis oluşumunun
önüne geçebilmektedir.
Uzun süre ayakta kalınan günlerde özellikle gün sonunda ağrı,
kaşıntı, yanma, karıncalanma, seğirme, gece krampları ve ödemlere neden
olabilen varisler kozmetik bakımdan da hastaları rahatsız etmektedir. Ağrılar
ve kozmetik endişenin yanında özellikle geç dönem varis hastalarında renk
değişikliği, geniş ancak derin olmayan yaralar oluşabilmektedir. Ayrıca, şiş,
koyu renkli ve düz olacağı yerde sıklıkla kıvrımlı, büküntülü ve anormal
derecede genişlemiş varislerde iltihap ve pıhtı oluşması, akciğere pıhtı atması
gibi sorunlara neden olabilmektedir. Varis kanamaları çok ender de olsa yaşamı
tehdit edici boyutlara varabilmektedir.
Bacak kaslarını çalıştırıp damar elastikiyetini artıran
egzersizler varis şikayetlerinin azalmasına neden olurken, hastalığın da
ilerlemesini yavaşlatabilmektedir. Kan dolaşımını düzenleyen, özellikle aynı
ritimde devam eden yürüyüş, yüzme, koşu, dans, ip atlamak, bisiklete binmek
gibi aktiviteler varis hastalarına özellikle önerilmektedir. Ancak karın içi ve
varisli bölgedeki basıncı artıran;
Ağırlık kaldırmak
Halter
Ikınma hareketini çok fazla tetikleyen zorlayıcı karın
hareketleri
Karın içi basıncı çok arttıran plates
egzersizleri
Ani deparların gerektiği voleybol, futbol, basketbol gibi sporlardan
uzak durulması gerekmektedir.
Varis tedavisinde son yıllarda damar içinden uygulanan lazer
uygulamaları ön plana çıkmaktadır. Doppler ile hastalıklı damarın
belirlenmesini ardından ultrason eşliğinde iğne ile damarın içine
girilmektedir. Damar içinde uygun yere yerleştirilen fiber yardımıyla uygulanan
lazer işlemi, kontrollü olarak damarın içten tıkanmasını sağlamaktadır. Lokal
anestezi altında 30-60 dakika süren uygulamanın ardından 1-2 saat dinlendirilen
hastalar yürüyerek taburcu edilebilmektedir.
İşlemin herhangi bir kesi olmadan ince bir iğne girişiyle
yapılması hastalara kozmetik yönden büyük avantaj sağlamaktadır. Ağrısız ve
issiz gerçekleştirilen damar içi lazer uygulaması, sağlam dokuların korunması
bakımından da tercih edilmektedir. İşlem sonrası herhangi bir hareket
kısıtlamasına gerek olmayan damar içi lazer uygulamasında hastalığın tekrar
etme ihtimali son derece düşüktür.
Varisleri besleyen damarlar lazer ile ortadan kaldırdıktan sonra
aynı seansta kalan tüm varislerin içine de damar yoluyla girilerek köpük haline
getirilen ilaçlar verilmektedir. Köpük haline getirilen ilacın damara girişi ve
ilacın damarda yayılımı ultrason ile takip edilmektedir. Bu işlemle damar için
lazer uygulamasının etkinliği en üst seviyeye çıkartılmaktadır.