DOLAR 32,5163 -0.09%
EURO 34,9872 0.39%
GBP 40,8134 0.52%
ALTIN 2.429,480,27
BITCOIN 2064161-4,46%

Vikingler

ABONE OL
14 Mayıs 2017 12:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Yeni BAKIŞ

Yaşadıkları sert
iklimli toprakların, denizci kültürlerinin ve savaşçı ruhlarının bir sonucu
olarak edindikleri ilginç gelenekleriyle çok farklı bir kültüre sahip olan
toplum Vikingler….

Vikingler yılın
büyük bir bölümünü denizlerde geçirmiş savaşçı bir halk. 8-11. yüzyıllar
arasında kuzeybatı Avrupa’da birçok yeri fethedip medeniyetlerini yaymaya
çalıştı, tabi bu fetihleri yaparken yağmaladıkları yerlerde büyük tahribatlar
bıraktılar…

Viking akınlarıyla
birlikte birçok manastır yok oldu. Hayatta kalan ve olaylara tanıklık eden
keşişler Avrupa’nın değişik bölgelerinde trajik ve dramatik şekilde bu akınları
anlatmış ve yüzyıllarca sürecek bir Viking korkusu yaratmışlardır. İşte
korkuların sebebi Vikinglerin gerçek yaşamı…

Orta Çağ tarihinde
Avrupalıların en çok korktuğu uygarlıklardan olan Vikingler savaşçı bir millet
olduğu için hep temsil edilirken boynuzlu başlıklarla tasvir edilmişlerdir.
Ancak akademik çalışmalarda ortaya koymaktadır ki Vikingler savaş alanlarında
başlık kullanmamıştır.

Deniz aşırı koloniler kurdular

Vikingler
denizleri keşfetmekte Avrupalılardan önce davranmışlardır. Deniz aşırı
kurdukları kolonilerle yeni yerleri yerleşime açıp büyük bir yayılma
göstermişlerdir. Amerika’dan, Rusya’ya oradan da Akdenize kadar kurdukları
ağlarla büyük bir ticaret yolu çizmişlerdir.

Vikingler hakkında
bilinen yanlış bilgilerden biride barbar kavim oldukları yönündedir. Ancak
yapılan araştırmalarda tarım ve ticarete büyük önem verdikleri görülmektedir.
Hatta bunu çeşitli ülkelere kurdukları kolonilerde bile görmek mümkündür.
Kurulan koloniler çiftçilik ve tarım ile uğraşarak geçimini sağlamıştır.

Yasa anlayışı
olarak Türklerin İslamiyeti kabul etmeden önceki gibi bir yapısı olan Vikingler
Hristiyanlaştıktan sonra yasalarını Roma ve kilise birikimiyle
birleştirmişlerdir.

Esmer olmak tercih edilen bir özellik değildi

Vikinglerde
siyasal konum ve askeri yetenek göstergesi olarak saç bakımı farklı bir
yerdeydi. Genellikle sarışın olan Vikingler arasında esmer olmak tercih edilen
bir özellik değildi. Bu yüzden esmer olan bazı Vikingler sodyum hidroksit
seviyesi yüksek sabunlar kullanarak saçlarının ve sakallarının rengini açmaya
çalışıyordu.

Avrupa’da
gerçekleştirdikleri fetihler sonrasında Avrupa ve Ortadoğu’da köle ticaretine
yön vermişlerdir. Vikinglerin en büyük gelir kaynaklarından biri olan köle
ticareti Avrupa’ya düzenlenen akınların ekonomik yükünü çekmiştir.

Kadın etkin rolü gereği söz sahibiydi

Kadınların
Vikingler’de ayrı bir önemi vardı. Kadın etkin rolü gereği söz sahibiydi.
Avrupa ve tüm coğrafyalarda kadın ikinci plandayken Viking erkekleri kadınlara
saygı duyuyordu. Bu yüzden kadın erkek ayrımı yoktu. Hatta düzenlenen fetihlere
kadın savaşçılarda katılıp savaşların yönünü değiştiriyordu. Bugün bakıldığında
dahi Vikingler’de kadınların sahip oldukları haklara çoğu ülke kadınları sahip
değil.

Ayrıca Vikingler
hakkında bilinen bir diğer yanlış ve ön yargıda pislik ve leş içinde
yaşadıklarıdır. Gerçek bundan çok farklıdır. Avrupa’da örnekleri yokken
Vikingler kemikten yapılmış tuzak temizleyicisine, tırnak makasına, törpüye ve
tıraş bıçaklarına kadar çeşitli kişisel bakım ürünlerine sahiptiler. Bu durumda
onları Avrupalılardan temiz yapmaya yetiyordu.

Viking halkları
kabile olarak bölünmüş halklardı. Küçük kralların yanında bir büyük kral olur o
da Viking halkını bir araya getirmeye çalışırdı. Küçük krallıklar birbirleri
arasında savaşa girse de bir dış güce karşı savaş olduğunda büyük kral’ın
çağrısına cevap verip aynı saflarda savaşmışlardır.

Gemi ve balta olmazsa olmaz

Bir önemli noktada
Vikinglerin genişlemesini sağlayan ünlü ve hızlı gemileriydi. Bir Viking
savaşçısı için gemi ve balta olmazsa olmazdır. Hatta Vikingler için
öldüklerinde küçük bir tekneye eşyalarıyla konup okyanusa salınması ayrı bir
onurdur. Çünkü Viking inanışına göre o tekne ölen Vikingi diğer hayata
taşıyacaktır. Vikingler hakkında daha fazla bilgi öğrenmek istiyorsanız sizde
tarih akışıyla orantılı ve büyük bir çalışma sonucu ortaya çıkan Vikings
dizisini izleyerek Vikingler hakkında daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz…

Ragnar Lodbrok

Son zamanların
popüler dizisi Vikingler’i seyreden herkes Ragnar Lodbrok’u çok iyi tanıyor.
Gerçekten öyle mi? Ragnar tarihte gerçekten var olmuş mudur? Ya da dizideki her
olay tarihte gerçekleşmiş midir? Cevap, hem evet hem hayır.

Birçoğumuz
Ragnar’ı dizide seyrettiğimiz kadarıyla biliyoruz. Dizide olayların gerçekle
birebir örtüşmesi beklenemez. Ancak özellikle, dizideki Ragnar’ın tarihteki
Ragnar karakteri ile aynı görülmesinden, dizideki olayların hepsinin gerçekte
yaşanmış olduğuna inanılmasından dolayı böyle bir yazıya gereksinim
duyulmuştur.

Dizideki Ragnar

Başlarda sadece
basit bir çiftçi, Şef Haraldsson’un gemileriyle, onun emrinde mevsimlik
yağmalara katılan bir başarılı Viking, Lodbroklar hanesinin reisi. Kendi
kendine hayaller kurup kaderini gördüğüne inanan, mükemmel bir kral olacağının
kaderinde yazılı olduğunu düşünen bir İskandinavyalı. Savaşa ve şan şöhrete
olduğu kadar bilgiye de aç biri.

Bir zamanların bu
sıradan çiftçisi ve mevsimlik yağmacısı Ragnar, zamanla gücü ele geçirir,
yağmalardan bir kenara atarak kıt kanaat biriktirdiği paralarla dostu Floki’ye
bir gemi yaptırıp batıya başarılı akınlar düzenler (793’te Kuzey Britanya’da
Lindisfarne Manastırı’nı, 845’te Paris’i yağmalar). Daha sonra Kattegat’ın
jarlı (bir nevi kontu), hatta tüm Danimarka’nın kralı olur. Ragnar’ın bu kâşif
ruhu ve başarıları nedeniyle bazı güçler önünü kesmek için karşısına çıkar.

Sık sık gözüne
göründüğünü sandığı Odin’den ilham almakta, onun soyundan geldiğine
inanmaktadır. Odin, bilgi için bir gözünü feda etmişti; Ragnar daha fazlasını
vermeye razı.

Tarihteki Ragnar

Lodbrok ya da
Lothbrok aslında bir lakap ve ‘’kaba, tüylü pantolonlu’’ anlamına geliyor.
Ragnar’ın Sagası’na göre Ragnar Lodbrok (Eski Kuzey dilinde: Ragnarr Loðbrók)
bu lakabı karısı Thora’nın gönlünü kazanabilmek için büyük bir yılanı
öldürmesinden sonra almıştır.

Sagada
anlatıldığına göre Ragnar, Danimarka’da ve tüm kuzeyde egemenlik sahibi
tarihsel bir kişilik olan Kral Sigurd Hring’in oğluydu. Buna göre Ragnar güçlü
kuvvetli, iri yarı, iyi görünümlü ve zeki, adamlarına karşı adaletli fakat
hasımlarına karşı oldukça acımasızdı.

Ragnar’ın yılanı öldürmesi

Ragnar hakkında
anlatılan hikâyeler Ortaçağ İzlandasında oldukça meşhurdu. Gerçek bir insan
olduğuna, hatta soylu İzlandalı bir aileden geldiğine inanılırdı. Ragnar’ın
Hristiyanlık öncesinde Norveç, İsveç veya Danimarka’nın soylu bir ailesine
mensup biri olabileceğini görüyoruz. Ancak gerçekten var olup olmadığı bile
kesin olarak söylenememektedir. Avrupa edebiyatında yaygın olarak yer aldığına
göre muhtemelen böyle bir karakter var olmuştu, ancak kesinlikle sonradan
birçok kahramanlık anlatıları ona yakıştırılıp yarı efsanevi bir karakter
haline getirildi.

Karşılaştırma

Diziye göre
muhtemelen otuzlu yaşlarında olan Ragnar, 793 senesinde Northumbria’ya yağma
düzenler; Anglo-Sakson Kronikleri’nde ise Ragnar’dan ilk olarak 845 senesinde
bahsedilir. Bu durumda tarihte Northumbria’ya yağma düzenleyen Vikinglerin
arasında Ragnar’ın yer alması mümkün gözükmemektedir. Diziye göre Ragnar hem
793’teki Lindisfarne Manastırı’na saldırmış, hem de Paris kuşatmasını düzenlemiştir.
Doğal ki arasında elli iki sene olan bu iki olaya da katılmış olması mümkün
değil. Küçük bir hesaplama yapalım. Ragnar, Lindisfarne Manastırı’na gittiğinde
oğlu Björn kaç yaşındaydı? 12. Bunu 1. sezonun 1. bölümünde Ragnar’ın kendisi
söylemektedir. Björn doğduğunda Ragnar’ın 15 yaşında olduğunu kabul edelim. Bu
demek oluyor ki Ragnar 793’te manastıra saldırdığında 27 yaşındaydı. Bu durumda
845’te Paris’e saldırdığında 79 yaşındaydı. İzleyiciyi hayal kırıklığına
uğratır mı bilmem, ama Ragnar Lindisfarne Manastırı’na saldırmış olması mümkün
değil. Çok güçlü ihtimalle Paris kuşatmasında bulunmuştur, zira kaynaklarda
geçiyor. Peki dizinin senaristi Michael Hirst mümkün olmadığı halde neden
Ragnar’ı Lindisfarne Manastırı saldırısında gösterdi? Şunları söylüyor:

“Ragnar karakterim
çok meraklı, kâşif ruhlu biriydi. Bana ve izleyiciye takip edilmesi gereken
biri olduğunu ispatlamak zorundaydı. Yani bir yerlere gitmek, bir şeyler yapmak
zorundaydı ve aynı şekilde birinin onu durdurması gerekiyordu. Yani tamamen
drama yaratmaya çalışıyorduk.”

Anglo-Sakson
Kroniklerinde Ragnar’ın üç oğlu olduğundan söz edilir: Halfdan, Ivar ve Ubba
(Hubbe). Kroniğe göre Sjaelland ve Uppsala’dan [burada, diziyle kroniğin
örtüştüğünü görüyoruz] gelen Ragnar’ın gemisi savruldu ve East Anglia’ya vurdu.
Hükümdarın maiyetinde ağırlandı, fakat iç siyaset onun tutuklanıp
Northumbria’ya götürülmesine yol açtı. Burada kral Aella tarafından engerek
yılanları ile dolu bir kuyuya atılarak öldürüldü. Metinden, Ragnar’ın ölümü ile
ilgili de bilgi edinmiş oluyoruz. Tarihte onun ölümüyle ilgili bir başka
rivayet de Paris’i istila etmeye çalışırken koleraya yakalanıp öldüğü
şeklindedir.

Sagalara göre
Ragnar üç kere evlenmiştir. Savaşçı kadın (Skjaldmö) Lagertha, Aslaug ve Thora.

Ragnar hakkında
bilgi edindiğimiz bir diğer tarihi kaynak Danimarkalı Saxo Grammaticus’un
yukarıda da değindiğimiz Gesta Danorumudur. Bu eser Ragnar’a, İskandinavya’daki
krallar arasındaki iç mücadeleleri anlatırken değinir. Ragnar’ın büyük yılanı
nasıl öldürdüğü ve Lodbrok lakabını nasıl aldığından da bahsedilir. Gesta
Donarum’da Ragnar adı altında anlatılan hikâyeler, olaylar onu tek bir kişi
değil de birkaç karaktermiş gibi düşündürmektedir. Yine aynı eserin 9.
kitabında Ragnar’ın 9. yüzyıl Dan kralı Godfred ile akraba olduğu yazılıdır.

Sonuç olarak
dizideki Ragnar karakteri ile tarihte anlatılan Ragnar karakteri arasında
örtüşmeyen noktalar mevcuttur. Bunların idrakinde olarak diziyi seyretmek hem
daha çok zevk verecek, hem de kurguyla gerçeğin ayrımını yapabilmemizi sağlayacaktır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam