DOLAR 32,3337 0.24%
EURO 35,0471 -0.25%
GBP 40,8925 -0.33%
ALTIN 2.281,780,20
BITCOIN 22839181,30%

Güney’deki seçimlerin sonucu çok önemli

ABONE OL
10 Aralık 2017 08:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Eniz ORAKCIOĞLU

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Muhittin Özsağlam, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Çipras arasında gerçekleşen görüşmenin Kıbrıs sorununa yansımalarıyla ilgili Yeni Bakış’ın sorularını yanıtladı

 Y.B: Erdoğan-Çipras görüşmesinde gündemdeki konulardan biride Kıbrıs’tı, bu görüşme Kıbrıs müzakerelerini nasıl etkiler, tekrardan masaya dönülürmü, dönülürse olumlu bir hava eser mi?

M.Ö: Kıbrıs sorunu  bilindiği üzere “donmuş bir uyuşmazlık (frozen conflict)” olarak adlandırılıyor, uyuşmazlık devam eden ancak herhangi bir sıcak çatışma olmayan durumun ifadesi diğer bir deyişle.  Erdoğan ve Çipras’ın Kıbrıs konusunu gündeme almaları bizlere şu mesajı veriyor, sorun ortada ve devam ediyor. Ancak müzakeerelerin başlamasına dair ve seyrine ilişkin şu anda net konuşmak doğru olmaz. Güney Kıbrıs’taki Başkanlık seçimlerinin ardından müzakerelerin başlamasına dair ve seyrine ilişkin daha somut verilerle konuşabiliriz. Örneğin Papadopoulos seçimi kazanırsa müzakerelerin yeniden başlaması sıkıntılı olur veya başlasa bile ilerleme kaydetmek zor olur…

Y.B: Çavuşoğlu daha önce görüşmelerin sonlandığını dile getirmiş olsa bile, Erdoğan’ın Çiprasla bu konuyu yeniden görüşmesine nasıl bir yorum getirirsiniz?

M.Ö: Sayın Çavuşoğlu geçmiş dönemdeki müzakere sürecinin sona erdiğini söylemiştir… Bu diplomatik bir açıklamadır, diğer bir meali de şudur ki bir sürecin bittiğini belirtmiştir. Yani İsviçre görüşmelerinin… konjoktüre göre müzakere süreci dediğim gibi yine başlayabilir… Ancak şunu da unutmayalım ki dünyanın gözü bizlerin üzerinde olmasına karşın çok da öncelik verdikleri bir konu değil Kıbrıs sorunu, uluslararası topluluk için sıcak çatışma bölgeleri ve sorunları daha önemli ; Suriye, Filistin-İsrail, Irak vs….

Y.B: Görüşmede yine asker konusu gündemdeydi ve Çipras , Yabancı askerlerin olmadığı bir Cumhuriyet olması isteğinden bahsetti bu konuda neler söylersiniz?

M.Ö: Bu görüş gerek Güney Kıbrıs liderliğinin gerekse Yunanistan’ın geleneksel görüşü sürpriz yok…

Y.B: Erdoğan ise geçmişteki Annan Planı ve referandumda çıkan sonucu hatırlatarak, konuyu son müzakerenin gerçekleştiği İsviçre Cenevre’de Güneyin masadan kalkarak görüşmeleri sonlandırmasına getirdi. Bunun yanında Güneyin hep kaçak yollara baş vurarak olmadı dediğinden de bahsetti. Bu konuşmanın altında ince bir dokundurma varmı? Nasıl yorumlarsınız?

M.Ö: Annan Planı kademeli olarak gerek Yunan gerekse Türk askerinin sayısını azaltmayı öngörüyordu… Sayın Erdoğan da Annan Planı’nın muhtevasına ilişkin bir anımsatmada bulundu. Bu anımsatma bir “fırsatı kaçırdınız” der nitelikteydi…  Aynı şekilde bu yıl İsviçre’de yaşanan sürecin ve çözüm fırsatının da Anastasiadis tarafından heba edildiği vurgulanmıştır…

Y.B: Bundan Sonra Kıbrıs sorununu ve çözümü nasıl görürsünüz? sizce gelişmeler ne yönde olur?

M.Ö: Kıbrıs sorunu önümüzde çöazülmemiş bir sorun olarak duruyor. Ancak önümüzdeki 2.5 ay içerisinde bir gelişme olmasını beklememek gerek. Dediğim gibi Güney Kıbrıs’taki seçimlerin sonucu oldukça önemli. Papadopulos’un seçimi kazanması müzkerelerin yeniden başlamasını ve sürdürülmesini zora sokar, çünkü temelde iki kesimli, iki toplumlu federal bir yapıya karşı kendisi. Anastasiadis’in seçimi yine kazanması halinde ise soru işaretleriyle dolu bir sürece gireceğiz. Anastaisadis bu aşamadan sonra diplomasi masasına ne kadar güven verecek veya aynı parametrelerle mi masaya oturacak… Anastasiadis’in “kadife ayrılıktan” farklı modellere kadar düşünceler içerisinde olduğu diplomatik kulislerde konuşuluyor… AKEL destekli aday Malas ise BM paremetrelerinde iki toplumlu, iki kesimli federal bir yapıyı kurmak bağlamında bir yaklaşıma sahip… Diğer bir deyişle bugünkü parametrelere önem veriyor… Ancak güvenlik konusunda nasıl bir yaklaşım izleyeceği kazanması halinde seçim sonrasında netleşir diye düşünürüm…. Kıbrıslı Türkler olarak Kıbrıs sorununun çözülmesi gerektiğini unutmamalıyız. Çünkü uluslararası alanda sınırlı bir tanınmamız söz konusu bununla birlikte mülkiyet sorunu önümüzde v.s. Ancak sorun çözülmüyor diye de yaşamı donduramayız… Kıbrıslı Türklerin uluslararası alandaki ilişkilerini geliştirmek ve görünürlüğünü artırmak boynumuzun borcu olmalı… Bunu yaptığımız zaman ekonomik girdilerin artacağını ve yaşam kalitemizin artmasına katkı yapacağını unutmamalıyız. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam