DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
GBP 40,7959 -0.56%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2032946-2,30%

Beslenmenizi yavaş yavaş düzene sokun!

ABONE OL
26 Haziran 2017 10:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Özlem ÇİMENDAL

Diyetisyen Eda Kurtoğlu, danışanın bir an
evvel kilo vermesini sağlamakla iyi bir diyetisyen olunamayacağına dikkat
çekerek, “Danışan bir an evvel 10 kilo vermek istiyorsa hemen ona bu kiloları
verdirmek iyi bir diyetisyenin yapmaması gereken bir davranıştır” şeklinde
konuştu.

“Şok diyetlerin
zararları danışana anlatılmalı”   

Sadece bir an evvel zayıflamaya yönelik
yazılan diyet listelerinin danışanın sağlıklı yaşam için uygulayacağı hayat
felsefesi haline gelemeyeceği uyarısında da bulunan Kurtoğlu, bu tarz
uygulamalarla danışanların hayatları boyunca sağlıklı beslenmenin ne demek
olduğunu öğrenemeyeceğine de işaret etti. Kurtoğlu: “Eğer herhangi bir hastalık
öncesi acil kilo verdirilmesi gerekiyorsa danışanın, yani şok diyet bile
uygulanacaksa bunun sonucunun ne olacağı danışana anlatılmalıdır.”

“Ne kadar yavaş kilo verilirse, geriye
dönüşü de o kadar geç olur”

Zayıflamak için başvurulan yöntemlerde ne
kadar yavaş kilo verilirse o kadar geç geriye dönüş gerçekleşeceğine de dikkat
çeken Kurtoğlu, şok diyetlerin daha sonra tekrar kilo alma riski taşımasının yanı
sıra sağlıklı bir zayıflama yöntemi olmadığına işaret etti. Kurtoğlu, “Aslında
her şey kafada bitiyor. Psikolojik olarak danışana da bunu açıklayarak
anlattığınız zaman, sağlıklı beslenmenin bilincine varıp, bu beslenme şeklini
hayat felsefesi haline getireceklerdir” dedi.

“Hiçbir diyetisyen danışanı görmeden diyet
listesi çıkarmamalı”

Hiçbir diyetisyenin danışanı görmeden gerekli
tahlilleri ve ölçümleri yapmadan sadece danışanın söyledikleri ile yola çıkarak
herhangi bir diyet programı çıkarmasının mümkün olmadığının da altını çizen
Kurtoğlu, “Danışanın söylediklerinden yola çıkarak, program hazırlayamazsınız.
Kilosunu boyunu, yağını doğru bilmeyebilir. Bu da aslında diyetisyenin
sağlıksız bir diyet yazmasına neden olabilir” ifadelerini kullandı.

“Her diyet kişiye özeldir”

Her diyet listesinin kişiye özel çıkarıldığına
dikkat çeken Kurtoğlu, zaman zaman sosyal medyada vatandaşların ya da spor
hocalarının diyet paylaşımları yaptıklarına değinerek, toplumun yanlış ve
sağlıksız yönlendirilmesi tehlikesine işaret etti.

“Kişide var olan hastalıklar da
belirleyicidir”

Danışanın hastalıklarının da dikkate
alınmasının önemine değinen Kurtoğlu, “Mide rahatsızlığı olan bir danışana biz
normal bir bireye yazdığımız diyet menüsünden daha farklı bir menü yazmamız
gerekir. Sadece hastalık değil, kalori bazında da danışanı iyi tanımalıyız”
dedi. 

“Kilo verdirmek yerine kilo
aldırabilirsiniz”

Danışanla bire bir diyaloğa girmeden, gerekli
test ve ölçümleri yapmadan uzaktan veya online yapılan diyet listelerinin
sadece zayıflamaya yönelik listeler olacağı hatta zayıflamanın da ötesinde
bazen kilo bile aldırabilecek listelerin ortaya çıkabileceği uyarında da
bulunan Kurtoğlu, “Bu durum da sağlıksız bir diyet sağlıksız bir beslenme şekli
ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

“Her şey gıdalardan geçiyor”

İnsan hayatında gıdaların önemine dikkat çeken
Kurtoğlu, “Her şey gıdalardan geçiyor. Bazen strese girdiğimizde çareye ya
yemekte ya da yememekte buluyoruz. Gıda zehirlenmesinden, metabolizma
sorunlarına kadar geniş bir yelpazeyi etki alanına alan bir olgu gıda konusu”
diye konuştu.

Diyet yapmanın bir yaş sınırı olmadığını
çocuğa ve yetişkine uygulanan diyet biçiminin tamamen birbirinden farklı
olduğuna işaret eden Kurtoğlu, “Yetişkin ve çocukların diyet hesaplama
yöntemleri farklıdır” dedi.

“Oruç tutanların metabolizması tüm gün
açlığa alıştı”

Ramazan sonrası beslenmeye de değinen
Kurtoğlu, “Ramazan sonrası oruç tutanların metabolizma tüm gün boyunca bir şey
yememeye, akşam ve gece yemeye alıştığı için, aşırıya kaçmadan üç ara üç de ana
öğün ile beslenme yavaş yavaş düzene sokulmalı. Bizim kahvaltılarımız da
oldukça az olduğu için bunlara dikkat edilmeli. Bayram dolayısıyla da her
davete gidildiğinde şekerli gıda tüketiminde artış söz konusu olacaktır. Ancak
her gittikleri evde tatlıları yemesinler kendilerine bir kriter koysunlar ”
dedi.

“Mangalcılar kebapları sınırlayıp, salata
ile desteklemeli”

Kıbrıs kültürünün olmazsa olmazı neredeyse her
hafta sonu yakılan mangalın zararlarına da dikkat çeken Kurtoğlu, beslenme
alışkanlığının bir kültür olduğunu ve aslında anne karnında başladığını
söyledi. Kurtoğlu, “Çocuk için anneyle birlikte değişim başlamalı. Sadece
anne-babayla da bitmiyor aslında. Değişim küçük yaşlarda başladığı için
okullarda, gazete ve radyolarda sağlıklı beslenme ile ilgili açıklayıcı ve
bilgilendirici bazı etkinlikler ya da farkındalık oluşturacak girişimlerde
bulunulabilir. Mangal alışkanlığı olanlar da 3 şiş et değil de 1 şiş ile
sınırlandırıp yanında bol salata ile destekleyebilirler” diye konuştu.

“Günlük et tüketimine de ihtiyacımız var”

İnsan metabolizmasının günlük et tüketimi
ihtiyacı olduğunun da altını çizen Kurtoğlu, “Bu da kişinin kalorisine göre
değişen bir miktardır. Herkesin günlük et tüketim miktarı farklıdır. Bu sadece
kırmızı et değil, tavuk, balık da olabilir. Yine sebze-meyve ve tahıllar için
de aynı şey geçerlidir” dedi.

“Hamileler için de diyet programları var”

Hamile kadınlar için de hamileliğin ilk
aylarından itibaren kişiye özel diyet programları çıkarıldığından da bahseden
Kurtoğlu, günümüzde artık annelerin çok kilo almadan da sağlıklı
beslenmelerinin yanında sağlıklı bebeklerin de gelişimini sağlayabildiklerini
kaydetti. Kurtoğlu, “Çıkarılan diyet programında bebeğin ve annenin alacağı
kilo miktarı çıkarılır. Böylelikle çok fazla kilo alınmazken, normal doğum ise
anne doğumda zorlanma yaşamaz” diye konuştu.

“Fiziksel aktivitelerimiz azaldı, basit
kürlerle bunu önleyebiliriz”

Teknoloji çağı ile birlikte fiziksel aktivitelerin
azaldığı ve hazır yiyeceklerin çoğaldığını da anlatan Kurtoğlu, “Aslında hep
vakit yok bahanesine sığınıyoruz ama bu aslında doğru değil. Evde ya da
işyerlerimizde de çok kısa sürelerde hazırlayacağımız sağlıklı kürler mevcut,
hazır yemek için harcadığımız vaktimizin üçte birini bu sağlıklı kürleri
yapmaya harcayabiliriz. Yeter ki isteyelim ve niyet edelim” ifadelerini
kullandı.    

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam