DOLAR 32,3769 0.17%
EURO 35,0379 -0.17%
GBP 40,9854 0.2%
ALTIN 2.324,840,25
BITCOIN 2264318-0,41%

İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracak

ABONE OL
26 Ekim 2017 09:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Haspolat’ta tahsis edilen ve daha sonra puan karşılığı tapusu verilen arazinin 1999 yılında zorunlu kamu malı olarak elinden alınarak mağdur edilmesinin üzerinden yıllar geçen Haspolatlı Yüksek Ziraat Mühendisi Mustafa Baş’ın arazi mücadelesi, yılan hikayesine döndü.

Yıllarca ilgili çevrelere sayısız dilekçeler vererek yasal hakkını talep ettiğini ancak hiçbirine muhatap bulamadığını dile getiren Baş, “Yasal haklarım çerçevesinde gerekli mercilere gerekli dilekçeleri yazdım, yine yasal süre çerçevesinde cevaplanması gereken hiçbir dilekçeme bir karşılık alamadım” dedi.

Zorunlu kamulaştırma kararından sonra tapulu malı için bilirkişilerin yerinde değer tespiti yapmadan, yetkililerin masa başında cüzi bir miktar tazminat belirlemesini yargıya taşıyan Baş, “1999’dan bu yana hukuksal mücadelem devam ediyor. Ben bütün ilgili çevrelerden arazinin ve tapulu yerimin değer tespitini yaptırdım. Bana sunulan rakam ile gerçek değer tespitinin arasında dağlar kadar fark var. Hakkımı arayacağım” diye konuştu.

 

Özlem ÇİMENDAL

Ziraat mühendisleri ve veteriner fakültesi mezunlarına devlet dairelerinde görev almamaları halinde bölümlerine uygun çalışmalar için kaynak kapsamında kendisine de Haspolat’ta tahsis edilen ve daha sonra puan karşılığı tapusu verilen arazinin 1999 yılında zorunlu kamu malı olarak elinden alınarak mağdur edilmesinin üzerinden yıllar geçen Haspolatlı Yüksek Ziraat Mühendisi Mustafa Baş’ın arazi mücadelesi, yılan hikayesine döndü.

 

Önce tahsis edildi, sonra tapu verildi sonra da elinden alındı

Yıllar önce yasa kapsamında kendisine tahsis edilen daha sonra puan karşılığı tapusu verilen şimdiki Haspolat Arıtma Tesisi’nin olduğu alandaki tapulu arazisinin 1999 yılında zorunlu olarak istimlak edildiğini söyleyen Baş, “Buranın zorunlu olarak kamulaştırıldığı söylendi. Ben de diğer mal sahipleri gibi arazime eş arazi isteminde bulundum. Diğer mal sahiplerine verilen emsalleri de örnek göstererek, ancak başkalarına mallarının karşılığı yine denk şekilde başka bir yerden verilirken bana verilmedi” dedi.

 

“Sayısız dilekçe verdim, karşılık bulamadım”

Yıllarca ilgili çevrelere sayısız dilekçeler vererek yasal hakkını talep ettiğini ancak hiçbirine muhatap bulamadığını dile getiren Baş, “Yasal haklarım çerçevesinde gerekli mercilere gerekli dilekçeleri yazdım, yine yasal süre çerçevesinde cevaplanması gereken hiçbir dilekçeme bir karşılık alamadım. Benim istediğim ya malımın bilirkişilerce belirlenen doğru tutar karşılığı ile tazminatının ödenmesi ya da aynı değerde malıma karşılık başka bir arazi gösterilmesidir” diye konuştu.

 

“Bilirkişi tespiti yapılmadan masa başında ederinin çok altında değer biçtiler”

Haspolat Arıtma Tesisi’nin kurulduğu  alanda geçmişte domuz çiftliği olan ancak kendisine tahsis edildikten sonra tavuk çiftliğine çevirdiği yerin hiçbir değer tespiti yapılmadan masa başında değer biçilerek karşılığının belirlendiğini ve eş değer arsa olarak değil tazminat şeklinde ödenmesinin şart koşulduğunu iddia eden Baş, “Zorunlu kamulaştırmadan sonra diğer mal sahiplerine mallarının ederi ve karşılığı kadar arazi başka bir yerde verildi. Bana da arazi değil, tazminat ödeyeceklerini söylediler. Ancak bilirkişilerinin yerinde tespiti olmadan masa başında biçilen değer malın asıl ederinin çok çok altında ve cüzi bir rakamdı ve ben de kabul etmek istemedim” ifadelerini kullandı.

 

“1999’dan bu yana hukuksal mücadelem devam ediyor”

Zorunlu kamulaştırma kararından sonra tapulu malı için bilirkişilerin yerinde değer tespiti yapmadan, yetkililerin masa başında cüzi bir miktar tazminat belirlemesini yargıya taşıyan Baş, “1999’dan bu yana hukuksal mücadelem devam ediyor. Ben bütün ilgili çevrelerden arazinin ve tapulu yerimin değer tespitini yaptırdım. Bana sunulan rakam ile gerçek değer tespitinin arasında dağlar kadar fark var. Hakkımı arayacağım yıllar geçse de ben göremesem de çocuklarımın hakkı olan bu yanlışı düzeltmek için sonuna kadar çabalayacağım” diye konuştu.

 

“Ombudsman raporu da beni haklı gösterdi”

Hukuksal mücadelede de zaman zaman haksızlığa uğradığından da bahseden Baş, “Konu normal seyrinde ve olması gerektiği gibi ilerlemediği için, yasal haklarım gerektiği şekilde mahkemede savunulamadığı için davayı geri çekerek, dönemin Ombudsman’ına başvurdum. Ombudsman’ın da yaptığı araştırma ve rapor sonucu benim haklı olduğum tekrar raporlanınca konuyu daha üst mercilere taşıyarak tekrar başka avukatlar vasıtası ile davaya yeniden başladık” dedi.

“Konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağım”

Şu anda tek isteğinin arazinin yasal karşılığı ola değerinin ya da arazinin eş değeri şeklinde başka bir yerden arazi verilmesi oluğunu ifade eden Baş, “Ben haksızlığa adaletsizliğe tahammül edemeyen biriyim. Benimle birlikte malları kamulaştırılan diğer kişilere aynı eş değerde arazileri verilirken bana neden verilmiyor. Ya da eş değer arazimin karşılığı masa başında gerçek değerinin çok çok altında belirlenerek beni zorunlu kılmaya çalışıyorlar. Ben Mimarlar Mühendisler Odası’ndan da ilgili diğer birimlerden de yerinde değer tespitini yaptırdım ama yetkili merciler ve bakanlık bunu yasalara uygun olması gerektiği gibi yaptırmadı, masa başında kendilerince belirledikleri bir değer biçtiler ve beni de buna razı olmaya mecbur bırakıyorlar. Hukuksal mücadelem devam ediyor, buradan bir sonuç alamamam halinde bu konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağım” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam