DOLAR 32,4874 0.1%
EURO 34,8780 0.4%
GBP 40,7262 0.61%
ALTIN 2.483,730,89
BITCOIN 1986144-4,29%

Kıbrıs buzdolabına giremez

ABONE OL
27 Temmuz 2017 05:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Vural, Kıbrıs sorununun çok uzun süreli  askıya alınmayacağını vurgulayarak, “Bunun elbette nedenleri vardır. Örneğin, birinci neden, Türkiye’nin yeni parametrelerden bahsetmiş olmasıdır. Şu anda ufukta görünen Türkiye’nin federasyon dışında bir modeli telaffuz etme hazırlığıdır. Bu yönde atılacak herhangi bir adım uluslararası toplumun hareketlenmesi için yeterli olacaktır” dedi.

 

Vural “Belki Türkiye’den bakıldığı zaman çok net olarak görülmeyen şey Kıbrıs’ın AB üyeliğidir. Bu da Kıbrıs sorununun çok uzun süre için buzdolabına kaldırılmasını engelleyen ikinci bir faktördür. BM ve diğer aktörler muhtemelen ortalığın yatışmasını bekleyecektir” şeklinde konuştu.

 

“Bölgedeki sıcak gelişmeler de Kıbrıs sorununa olan ilginin devamı için yeterli düzeyde motivasyon sağlayan üçüncü bir faktördür. Bölgede güçler dengesi yeniden kuruluyor ve bu yapılırken başlıca uluslararası aktörler istikrarlı bir Kıbrıs’a ihtiyaç duymaktadır. Çünkü Kıbrıs’ta olası bir istikrarsızlık dönemi, bölgedeki yeniden yapılandırma çabalarına biraz da batı ekseninden uzaklaşma sinyalleri vererek dahil olan Türkiye’nin batı kurumlarıyla ilişkilerini ciddi derecede sarsacak bir nitelik taşımaktadır.”

 

“Kıbrıs kamuoyunun meselenin buzdolabına konmasına yönelik girişimlere karşı göstereceği tepkiyi de artık hesaba katmamız gerekiyor. Kıbrıslıların çözüme ilgisi devam ettikçe BM’nin ilgisi devam edeceğe benzemektedir. Yani Kıbrıs penceresinden bakıldığı zaman da ‘BM’nin çözüm sürecinden umudunu kestiği’ söylenemez.”

 

 

Eniz ORAKCIOĞLU

 

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Vural, Kıbrıs sorununda gelinen noktayı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin ‘yakın bir gelecekte gelişme beklemiyoruz’ sözlerini Yeni Bakış’a değerlendirdi.

 

“Kıbrıs sorunu  uzun süre buzdolabında beklemez”

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yücel Vural, Kıbrıs sorununun çok uzun süreli  askıya alınmayacağını vurgulayarak, “Bunun elbette nedenleri vardır. Örneğin, birinci neden, Türkiye’nin yeni parametrelerden bahsetmiş olmasıdır. Şu anda ufukta görünen Türkiye’nin federasyon dışında bir modeli telaffuz etme hazırlığıdır. Bu yönde atılacak herhangi bir adım uluslararası toplumun hareketlenmesi için yeterli olacaktır. Belki Türkiye’den bakıldığı zaman çok net olarak görülmeyen şey Kıbrıs’ın AB üyeliğidir. Bu da Kıbrıs sorununun çok uzun süre için buzdolabına kaldırılmasını engelleyen ikinci bir faktördür. BM ve diğer aktörler muhtemelen ortalığın yatışmasını bekleyecektir” şeklinde konuştu.

 

“BM’nin çözüm sürecinden umudunu kestiği söylenemez”

Eide’nin BM Güvenlik Konseyi’ne sunacağı rapor önümüzdeki süreç üzerindeki etkisi ve BM’nin yeni bir metodolojiye dönük yaklaşımını göstermesi bakımından önemli olduğunun altını çizen Vural, “ Sayın Eide tarafların tutumlarını içeren tabloya BM cephesinden bakarak yakın bir zamanda ciddi bir gelişmenin olmayacağını ifade etmiştir. Bu gerçekçi bir tespittir. Ama bölgedeki sıcak gelişmeler de Kıbrıs sorununa olan ilginin devamı için yeterli düzeyde motivasyon sağlayan üçüncü bir faktördür. Bölgede güçler dengesi yeniden kuruluyor ve bu yapılırken başlıca uluslararası aktörler istikrarlı bir Kıbrıs’a ihtiyaç duymaktadır. Çünkü Kıbrıs’ta olası bir istikrarsızlık dönemi, bölgedeki yeniden yapılandırma çabalarına biraz da batı ekseninden uzaklaşma sinyalleri vererek dahil olan Türkiye’nin batı kurumlarıyla ilişkilerini ciddi derecede sarsacak bir nitelik taşımaktadır. Ama daha fazla muhtemel olan şey BM’nin daha aktif bir rol üstlenmek üzere tarafların eylem ve girişimlerini beklemesi ve ‘çözüm metodolojisine ilişkin bazı ciddi revizyonları benimsemesidir. Son olarak, Kıbrıs kamuoyunun meselenin buzdolabına konmasına yönelik girişimlere karşı göstereceği tepkiyi de artık hesaba katmamız gerekiyor. Kıbrıslıların çözüme ilgisi devam ettikçe BM’nin ilgisi devam edeceğe benzemektedir. Yani Kıbrıs penceresinden bakıldığı zaman da ‘BM’nin çözüm sürecinden umudunu kestiği’ söylenemez” dedi.

 

“İki eğilim vardır”

Uzun bir süreden beri Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’yi etkisi altına alan başlıca iki eğilimin olduğuna vurgu yapan Vural, “Birinci eğilim, Kıbrıslı Türkler ve Türkiye için ortak bir yol haritası önermektedir. İkinci bir eğilim ise, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar için ortak bir yol haritası önermektedir. Bu iki kesim arasında biryandan ötekini savrulanlar da vardır ve bunlar dönemin özelliklerine göre bir tarafa daha fazla yakınlık göstermektedirler. İki eğilimi temsil ettiği karşıt yaklaşımlar çok ciddi bir çelişkinin var olduğu anlamına gelmektedir. Birinci eğilim, karşı olmasına rağmen federasyon modelini kabul ettiğini zaman zaman deklere ederek bu çelişkiyi hafifletmiştir. Ayni şekilde ikinci eğilim de Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasında oluşturulacak iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonun Türkiye aleyhine olmayacağı fikri üzerinden giderek sözünü ettiğim çelişkiyi törpülemiştir. Ama bunalım dönemlerinde veya barış sürecinde karşılaşılan zorluklar gündeme geldiğinde bu çelişki daha belirgin bir hal almaktadır” diye konuştu.

 

“Yeni yol haritası ciddi sakıncalar içermektedir”

Yeni bir yol haritasından söz eden kesimlerin bunu Crans Montana’daki başarısızlığa ve bu başarısızlıkta Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’a atfettikleri sorumlulukla izah etmeye çalıştıklarını belirten Vural, “Dolayısıyla bu kesim suçlama oyununda rol üstlenmekte ve artık yeni bir yol haritasının çizilmesine vurgu yapmaktadır. Ama Crans Montana başarısızlığı henüz ortaya çıkmadan da bu eğilimin güçlü bir şekilde ifade edildiği ve yeni bir yol haritasına ihtiyaç olduğu dile getirilmiştir. Bu yeni yol haritası arayışı Kıbrıs sorununun çözümünde bir ray değişikliği talebi anlamına gelmekte ve çok ciddi sakıncalar içermektedir. Doruk anlaşmaları, BM Güvenlik Konseyi kararları ve son on yılda yapılan açılımlar ortada dururken ray değişikliğinden bahsetmek bir siyasi macera arayışından farksızdır.

 

“Çabalarda eksiklik/noksanlık göremiyorum”

Vural; sözlerine şu şekilde devam etti; “KKTC’nin şimdiye kadar diplomatik olarak tanınmamasının nedeni iyi tanıtım yapılmaması veya bu yönde siyasi irade eksikliğinden kaynaklanmıyor. Aslında bu tanınmanın elde edilmesi için gerek Türkiye, gerekse KKTC elinden gelen azami çabayı göstermişlerdir. Sayın Denktaş bu çabayı doruk noktasına ulaştırmış ve hatta ‘sadece 1 (bir) günlük tanınmanın bile yeterli olacağı tezini işleyerek muhatap aktör ve devletleri ikna etmeye de çalışmıştır. Ben bu çabalarda herhangi bir eksiklik/noksanlık göremiyorum. O nedenle KKTC’nin Kıbrıs adası üzerinde kurulu ikinci bir devlet statüsünü elde edememesinin nedenlerini devletlerarası siyaset ve hukuk alanlarında aramamız gerekmektedir.”

 

“KKTC’nin tanınması önünde çok güçlü bir duvar örmüştür”

Vural, sözlerine şu şekilde son verdi; “Kıbrıslı Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti BM üyesi bir devlet olarak uluslararası hukuk önünde korunmaktadır. KKTC’nin tanınmasını üye devletlere yasaklayan BM Güvenlik Konseyi kararı ortada dururken lobi çalışmaları aracılığıyla KKTC’nin tanınmasının mümkün olduğunu ileri sürenlerin bu söylemeleri sadece kişisel/grupsal mali çıkarlarla alakalı olduğu ölçüde bir anlam kazanmaktadır. Kıbrıslı Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs Türk toplumuna dönük çok ciddi bir hata yapmadıkça bu korumanın devam edeceği anlaşılmaktadır. Ayni şekilde bir AB üyesi olarak Kıbrıs Cumhuriyeti benzer bir korumaya tabii olmaktadır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye Katılım Antlaşmasına ekli 10’uncu Protokol de KKTC’nin tanınması önünde çok güçlü bir duvar örmüştür. Keza devletlerarası siyasete egemen olan eğilimlere bakıldığı zaman da KKTC’nin tanınması yönünde herhangi bir siyasi dinamiğin mevcut olmadığı anlaşılacaktır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam