DOLAR 32,4713 -0.06%
EURO 34,7042 -0.79%
GBP 40,4948 -0.81%
ALTIN 2.436,310,02
BITCOIN 20668330,12%

“Kıbrıs sorunu tarihinin en kritik dönemecinde”

ABONE OL
4 Ağustos 2018 07:35
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

Alithia gazetesi, Eylül-Ocak döneminin, Kıbrıs sorununun
mevcut çerçevede çözümü için son çaba, başarısız olunması halinde ertesi
gününün çok zor olacağına işaret etti. Gazete, Rum Müzakereci Andreas
Mavroyannis’in, içinde bulunulan zamanı “çok kritik” diye nitelediğini
vurguladı.
Haberi “Dönem Sonunun 5 Ay Öncesi mi?” başlığıyla aktaran gazeteye göre Rum
yönetimi, Kıbrıs sorununun son yılların en kritik dönemecinde bulunduğu ve
Kıbrıs sorununun,  2004 referandumunun da ötesinde, tarihinin belki de en
kritik aşamasında bulunduğu görüşünü pek çok ve değişik şekillerde ortaya
koyuyor. Aynı şekilde uluslararası toplum da “Kıbrıs sorununun şu veya bu
şekilde kapatılması gerektiği” görüşünü pek çok ve farklı şekillerde
belirtiyor.
Gazete, görüştüğü bir diplomatik kaynağın “Kıbrıs sorununda olguların doğal
gelişmesi meselesi de vardır. Sonu gelmez çabalarla prosedür 45’inci yılını
dolduruyor, uluslararası toplum da 1977’den beri masada bulunan formülle
çözülemeyen bir çabaya desteğini sürdürmeye niyetli görünmüyor” dediğini yazdı.
Rum yönetiminin gerçeği, BM Barış Gücü’nün görev süresini uzatan rapordan
anlamış göründüğüne dikkat çeke gazete bunun, Rum Müzakereci Andreas
Mavroyannis ve DİSİ Başkanı Averof Neofitu’nun “belki de en tehlikeli kavşakta
bulunulduğu” ortak mesajını verdiklerinin açıklamalarından anlaşıldığına işaret
etti. 


Eylül-Ocak dönemi kritik


Gazete “Güvenlik Konseyi, görev süresini uzatmaya şart koştu ve bir dahaki
uzatmanın, bugüne kadar öğrendiğimiz şartlarda olmayacağını ima etti. Güvenlik
Konseyi yıl içerisinde, en azından Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün görev süresinin
uzatılmasına ilişkin yeni görüşmenin başlayacağı Ocak 2019’dan önce önemli
gelişmeler görmeyi bekleyecek” ifadelerine yer verdi.
Habere göre BM Genel Sekreteri’nin geçici görevlendirdiği Özel Danışmanı Jane
Holl Lute’un Ada’daki iki taraf, garantörler ve Brüksel’le temaslarını Eylül
başlarına kadar tamamlaması bekleniyor. Ardından Genel Sekreter’e bilgi
verecek. Genel Sekreter, BM Genel Kurulu çerçevesinde Eylül sonunda iki liderle
de görüşme fırsatı bulacak. O dönemden, Güvenlik Konseyi’ne Kıbrıs’la ilgili
raporunu sunacağı 15 Ekim’e kadar, izlenecek prosedüre karar verecek. 
Ocak ayına kadar her şey yolunda giderse, yeni bir uluslararası konferansı da
içermesi muhtemel yeni bir prosedür olabileceğine işaret eden gazete “bütün
müdahiller, gayrı resmî bir ocak takvimi olduğunu biliyor. Yeni çaba başarısız
olursa Kıbrıs sorunu, uluslararası toplumun ne tepki vereceğini kimsenin
bilemeyeceği başka bir boyuta girecek. Gerçekte, kesin olan tek şey BM Barış
Gücü’nde değişiklik yapılacağıdır” ifadelerine yer verdi.


Lute, Genel Sekteri ikna etmek için
ikna olmak istiyor”


Gazete Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in dün RİK’e yaptığı açıklamada,
içinde bulunulan zamanın, Kıbrıs sorunu açısından, bugüne kadar bilinen dönemin
sona ermesine damgasını vuracak kadar kritik olduğu görüşünü yinelediğine
işaret etti.
Habere göre Mavroyannis “Sayın Lute, Genel Sekreter’i ikna etmek için,
(Guterres’in) Kıbrıs sorununa yeniden müdahil olmasının çözümü gündeme getireceği
özlü olasılığı bulunduğuna ikna olmak istiyor. Sayın Lute çabalarımızdan kuşku
duymuyor ancak bizi geçen yıl başarısız olanın bu yıl başarılı olacağına
inandıran şeyin ne olduğunu soruyor” dedi.
Mavroyannis, BM’nin bu yaklaşımının, “çözüm yerine çıkmazla karşı karşıya
getirecek bir prosedüre girme tehlikesi konusunda Rum tarafını koruma
niteliğinde olduğu” görüşünü de ortaya koydu. 
Fileleftheros “Aynı Prosedür mü, Yeni mi?” başlıklı haberinde, Yunanistan
Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın Lute ile 11 Eylül’de görüşmek üzere
randevulaştığını yazdı, Mavroyannis’in RİK’e dün yaptığı açıklamadan detaylara
yer verdi.
BM’nin yaklaşımı aslında Rum tarafı
açısından “koruma niteliğinde”

Habere göre “Başarısızlık lüksü yok” vurgusunu yapan Mavroyannis, BM’nin yaklaşımının
aslında Rum yönetimi açısından bir koruma niteliğinde olduğunu belirtti, “Çünkü
bizi çözüm yerine çıkmazın resmîleşmesine götürecek bir prosedüre girme riski
çok büyüktür. Çünkü Sayın Lute, biz sadece, çözümü gündeme getirme dinamiğini
barındıran bir prosedürün eşiğindeysek katkı koyup yardım edeceğiz diyor”
ifadelerini kullandı.
Mavroyannis, Genel Sekreter’in sadece Crans-Montana’daki görüşmede ifade edilen
prosedürden değil genel olarak prosedürden söz ettiğine dikkat çekti.
Mavroyannis “Yani, taraflar uzlaşırsa başka bir şey, başka bir prosedür
olabilir” izahında bulundu ancak bunun, masada başka bir şey olduğu anlamına
gelmediğini de ekledi. 
Lute’a verilen cevap


Rum tarafına (Lute tarafından), başka bir şey isteyip istemediğinin ve iki
devletli uzlaşı çözümünün kendi düşünceleri mi olduğunun sorulup sorulmadığı
sorusuna karşılık Mavroyannis “Hayır, bize tam olarak böyle sorulmadı” dedi,
şunları ekledi: 
“Bize sadece, başka düşünce ve önerilerimiz olup olmadığı soruldu ve bir uzlaşı
prosedürü sonucu olabileceğine inandığımız önerilerimiz varsa söylememiz
istendi. Biz çok net cevap verdik. Bizim için Kıbrıs sorununun çözüm çabası,
Güvenlik Konseyi’nin koyduğu parametreler içerisindedir, bunun dışına
çıkılmasını kabul etmeyiz. Çabanın Crans-Montana’da kalınan yerden devam
etmesinde ve Genel Sekreter’in orada (Crans-Montana’da) görüşülen paketinin
idamesinde ısrarlıyız. Başka hiçbir alternatif önerimiz yoktur, olmasını da
istemiyoruz dedik.” 
Çıkmaz ilan edilirse…


Kıbrıslı Rum Müzakereci Mavroyannis, çıkmaz ilan edilmesi olasılığı
sorulduğunda, Crans-Montana’yı izleyen dönemdekine benzer bir duruma
(toparlanma süreci) işaret etti. “Genel Sekreter şimdi de toparlanma sürecinin
devam ettiğini söyleyecek” kanaatini dile getiren Mavroyannis, “Sorun, bu toparlanma
döneminin, uzayıp sağlamlaştığında özlü çıkmaza sürüklemesidir” dedi. 
Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün görev süresinin bir sonraki uzatma aşamasının çok
daha zor olacağına işaret eden Mavroyannis, Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin
ve diğer uluslararası aktörlerin; siyasi prosedürde hiçbir şey olmazken (Barış
Gücü’nün) olduğu gibi devam edemeyeceği” yaklaşımında olduğunu söyledi.
Andreas Mavroyannis, son dönemde kullandığı bir terim olan“dönem sonu” tezinde
kinayeli bir şekilde ısrar ederek “Bu da halihazırda karşımızda olan, gelecek
Ocak ayında daha da şiddetle karşımızda bulacağımız bir sorundur. Barış
Gücü’nün varlığından değil işgal bölgelerindeki, Türkiye’yle entegrasyon
şartlarındaki dramatik gelişmelerden etkilenecek bir prosedür olacak“ dedi. 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam