Son günlerde koronavirüse yakalanan insanlara öcü gibi bakılıp dışlama alışkanlığı gittikçe artıyor. Unutulmamalıdır ki bu bir bulaşıcı hastalık ve her an herkese bulaşabilir. Koronaya yakalanan insanlara sanki de zombilenmiş gibi bir çerçeve sergileniyor ve bu hastalığa yakalananlar sanki utanılacak bir şey yapmışlar gibi kendilerini kötü hissetmeleri sağlanıyor. Bu da yetmezmiş gibi bazı kişiler koronaya yakalananları aşırı derecede dışlıyor, hasta olan kişilerin istemeden de olsa psikolojileri bozuluyor. Bunun üzerine bir de insanlar tarafından psikolojik baskı uygulanarak kendilerini çok daha kötü hissetmesine sebep oluyor. Hiç kimse böyle bir hastalığa yakalanmak istemez, ancak bu kimsenin elinde olan bir şey değildir. Özellikle korona hastalığına çok dikkat edilmesine rağmen kolaylıkla ve hızlıca yayılan bir virüs olduğu tespit edilmiştir. Herkesin elinden geldiğince dikkat etmesi lazım ve sosyal mesafeyi koruması lazımdır. Son zamanlarda insanların gelişi güzel davranması büyük bir sorumsuzluktur ve kendilerini riske attıkları yetmezmiş gibi herkesi de riske atmaktadırlar.
Şimdi ise en büyük endişe okulların açılacak olmasıdır. Okullar açılsın mı açılmasın mı diye tartışmalar sürüyor. Burada tartışma gerektirecek bir şey yok. Okullar açılırsa ve okulda bir çocuk hasta olursa tüm çocuklara bulaşması an meselesidir. Bu hepimizin çocuğu olabilir. Okulda tüm gün boyunca çocukları maskeli oturtmaları farklı bir risktir. Tenefüste maske ile koşmaları daha büyük bir risk. Düşünün okullar açıldı mı çocukların çoğu birbirinden nezle kapıp da tüm evdeki çekirdek aileyi bulaştırır. Okulların açılmasıyla böyle bir risk almaya değer mi? Bence değmez. Çoğu kişi çocuğunu okula gönderecek değildir. Kimse kusura bakmasın, ancak hiç kimse çocuğunu sokakta bulmadı. Eğitim Bakanı 2-3 gün önce açıklama yaparken her aile kendi çocuğundan sorumludur demişti. Yani çocuğunuza bir şey olursa hastalık kaparsa sorumlusu annesi ve babasıdır diyor. Bu kadar sorumsuzca bir eğitim bakanı varken okullara kimse çocuğunu gönderecek değildir. Düşünün Güneyde okuyan yakın tanıdığım birisinin çocukları bulunmakta ve bana oradaki önlemleri anlattığı zaman keşke bizde de aynısı olsa diyorum.
Büyük bir sınıfta sadece 6 öğrenci var ve tüm çocuklar yiyeceklerini evlerinden getiriyor. Böyle bir önlem alınırsa aileler gönül rahatlığıyla çocuklarını okula gönderir. Eğitim Bakanı’nın bu yüzden büyük önlem alması gerekir, eğer önlem alacak durumda değilse uzaktan eğitime devam etmek zorundadır. Aynı şekilde özel okullar da bu yıl ticareti ve para kazanmayı bir kenara bırakmaları gerekir ve sadece uzaktan eğitim vermelerine yoğunlaşmalıdırlar. Ücretlerini alsınlar, ancak ücretler alınırken her şey göz önünde bulundurularak rakamı belirlesinler. Seçim konusuna gelince, bunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu kadar dolaşan siyasetçiler yakında hastalık kaparsa hiç şaşmam. Böyle bir durumda ülkenin genelini hastalığa bulaştırırlar ve sandığa gidecek birisini bulamazlar.