Son durağı neo- liberalizm de bulunan
kapitalist sistemin temel işleyiş prensibinin
ekonomi —> toplum —> doğa olduğunu daha önceleri paylaşmıştık. Son
durağın ana mekanizmasının da ekonominin toplum ve doğa ya hakim olma / ele
geçirme biçiminde işlediğini belirtmiştik. Bu ele geçiriş beraberinde bir dizi
büyük felaketi de oluşturuyor. Bu büyük felaketler birbirine zincirle bağlı.
Irkçı saldırılar , orman yangınları , sel taşkınları , çöken ‘ HES ‘ ler ,
toparak kaymaları…
Bunları birbirine bağlayan ve bu oluşu okumayı
kolaylaştıran bir kavramı “ eko – ırkçılığı “ ve nedenlerini kısa başlıklar halinde paylaşmaya çalışacağım…
1-) Eşitsizlik sistemi olarak ‘kapitalizm ‘
kendinden önceki sistemlerden devralıp çoğalttığı eşitsizlikleri sürdürmek için
halkın rızasını almayı hedefler. Bu zorlaşınca yada imkansız hale gelince resmi ideolojik baskı yolları
ile bunu dener. Sermayenin önündeki tüm engellere savaş ilan eder. Bu savaşın
önemli enstrümanlarından birisi de milliyetçilik temelli ırkçılıktır. Bu anlamı
ile kuramı olmayan ırkçılıktan bahsetmek zor.
2-) Bu kuram dış düşmanı korku , iç düşmanı da
küçümseme / aşşağılama ve diğerlerinin aygıtı haline getirir. Ekonomik maliyeti
( ucuz ve savunmasız kalan iş gücünü ) ve siyasi maliyeti en az hasarla
atlatmayı hedefler. Bu hedef aynı zaman da ekonomik ve sosyal eşitsizliği yok
sayma kaygısını barındırır. Sahte bilinç el altından pazarlanır. Kadınlara
saldırıyorlar , sokakları işgal ediyorlar , her yeri yakıp yıkıyorlar ,
hırsızlar , yol kesiyorlar…Böylece asıl sorunu yaratanlar bu sahte bilincin
ardına gizlenir .
3-) Ekoloji üzerinden oluşturulan ırkçılığın
ana hedeflerinden birisi doğa ve yaşam savunusunu fiili olarak
gerçekleştirenlerdir. Böylece kapitalizmi hedef alan ekolojik mücadeleyi
aşındırmaya , yok saymaya , etkisizleştirmeye çalışır. Ekolojik örgütlülüğü
bozmayı amaçlar.
4-) Bu mantık bir bölgede yaratılan ırkçı
saldırıyı bir başka bölgede yeniden sahneler. Mekan değişse de hedef kitle
aynıdır. Herhangi bir yerde yangın oluşması toprak bütünlüğünün zarar görmesi
vatanın bütünlüğü ve birliği üzerinden kurgulanır. Orman kendi için orman
olmanın ötesinde saldırıya uğramış bir vatan toprağıdır. Müdafaa edilmesi ve korunması gereklidir. Artık o sadece bir
yangın değil çok daha fazlasıdır. Yangının zararı ve yıkımı ikinci hatta üçüncü
plana gerilemiştir.
5-) Ülke kaynakları ( yer altı ve üstü )
sadece kendinde olana aittir. Coğrafi bütünlük “ bizden “ olana “yetecek
kadardır. Bizden olmayan için eko soykırım caizdir.
6-) Eko – ırkçılık sadece insanın doğaya
yabancılaşmasını yaratmaz. Aynı zaman da doğa da insana yabancılaşır. Bir süre
sonra hem üstü hem altı işgal edilmiş doğa kendine de yabancılaşmaya başlar.
Eko ırkçılığın atladığı bir şey var ; doğa unutmaz ve unutturmaz.
7-) Kapitalizm ırkçı değildir. Böyle olsaydı
kendi iç işleyiş yasaları ile çelişirdi. Ama tüm eko – ırkçı ideolojiler
kapitalisttir ve onu savunur.