DOLAR 32,5020 0.16%
EURO 34,7605 0.07%
GBP 40,6114 0.36%
ALTIN 2.606,63-0,65
BITCOIN 2024685-1,06%

Tehlikenin boyutu büyük !

ABONE OL
7 Eylül 2016 10:30
0

BEĞENDİM

ABONE OL
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2023/03/alt.jpeg
https://yenibakisgazetesi.com/wp-content/uploads/2024/03/300-x-250-1.jpg

 

Özlem ÇİMENDAL

KKTC’deki tatlısu kaynaklarının bilinçsizce tüketildiğini vurgulayanKıbrıs Türk Tabipler Birliği Çevre Sorumlusu Teksen Köroğlu, küresel iklim değişiklikleri ve doğal dengenin de bozulmasıyla birlikte çevre ve halk sağlığının tehdit altında olduğunu kaydetti.

 

“İnsan sağlığı ve çevre artık ön planda olmalı”

KKTC’de  insan sağlığı ve çevrenin ön plana çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Köroğlu, “Dünyanın bizim bir parçamız olduğunu ve etrafımıza vereceğimiz her zararın aslında kendimize verdiğimiz bir zarar olduğunun bilincine varmalıyız. Hiçbir şey insan sağlığından daha önemli olmaz” şeklinde konuştu.  

 

“Ölümlerin dere ağzında görülmüş olması endişe vericidir”

Ülkedeki göletlerin bir bir kurumaya başlamasıyla balık ölümlerinin de gerçekleşmeye başladığını ifade eden Köroğlu, dere ağızlarındaki ölümler için endişelenmenin de yanlış olmayacağı görüşünü dile getirdi. Köroğlu, “Son Bafra köyü sahilindeki balık ölümlerinin dere ağzında görülmesi önemlidir. Bu bölgedeki deniz suyu, balık ve çamur örneklerinden alınarak tahlil yapılması ve çıkan sonuçlarının şeffaf şekilde açıklanması gerekmektedir” dedi.

 

“Örnek sonuçları şeffaf şekilde açıklanmalı”

Alınan örnek sonuçlarının acil ve şeffaf şekilde paylaşılması çağrısında da bulunan Köroğlu, “Eğer denizde bir kirlilik varsa bu açıklanmalıdır. Çünkü o bölgede balık çiftlikleri de vardır. Bölgede eğer bir sorun var ise bu halk sağlığını ciddi oranda tehlikeye atan bir durumdur” diye konuştu.

 

 

“Doğanın dengesini bozmanın örneklerini yaşıyoruz”

Balık ölümlerinin dere ağzında görülmesinin, deniz tatlısu geçişlerindeki doğal denge sorunu nedeniyle gerçekleşebileceğine de değinen Köroğlu, “Alınan numunelerin incelenerek sorunun kaynağı bulunmalıdır. Geçen aylarda Kanlıköy, Hamitköy göletlerinde de benzer balık ölümleri gerçekleşti. Tüm bunlar doğanın dengesinin bozulması nedeniyle gerçekleşen olaylardır” ifadelerini kullandı.

 

“Bölgedeki arıtma tesisi 10 yıldır çalışmıyor”

Bafra bölgesindeki arıtma tesisinin 10 yıldır çalışmadığından da bahseden Köroğlu, aynı şekilde Girne’deki arıtma tesisinin de yetersiz olduğunu ve kanalizasyonların denize akıtıldığını söyledi.

 

“Kanalizasyonlar denize akıtılıyor”

Köroğlu, arıtma tesislerinin çalışmaması ve yetersiz olmasının ve kanalizasyonların denize akıtılmasının denizlerin kirlenmesindeki en önemli neden olduğunu kaydetti.

 

“Yönetimlerde hesap sormanın kural olması gerekmekte”

KKTC’de doğal ortamları koruyarak, doğaya sahip çıkma yerine, aksine bozmak için çabalandığına dikkat çeken Köroğlu, “Hükümetler geçici, devletlerdir kalıcı olan. Yönetimlerde hesap sormanın kural olmaması nedeniyle görev ve sorumluluklarını yerine getirme noktasında görevli olan kişiler gerekli adımları atmamakta. Oysa hesap vermenin kural olduğu bir düzen kurabilsek, bu mevkilerde oturan kişiler hata yapmanın bedelini ödeyeceği için hata yapmaktan biraz da olsa çekinirler” dedi.

 

“Ne denizimizde ne suyumuzda ne de yollarımızda hayır kaldı”

KKTC’de çevrenin bilinçsizce yok edildiğini savunan Köroğlu, “Çarpık ve uygunsuz yapılaşmadan tutun da altyapı eksikliğine kadar ülkeyi talan ettik. Ne yollarımızda hayır kaldı ne dağımızda ne suyumuzda ne de denizimizde” şeklinde konuştu.

 

“Ülkeyi heba ediyorlar”

Köroğlu, “Bu ülke bizim, hava, suyu, denizi bizim. Bunları hükümetlerin sahip çıkarak koruması gerekmektedir. Biz elimizi taşın altına koyarak çevresel duyarlılığa hassas icraatlar yapmaya çalışırken, devlet kademelerinden bunu göremiyoruz. Aksine ülkeyi boşa heba ediyorlar” ifadelerini kullandı.

 

“Denetimsizlik ve beceriksiz yönetim en büyük sorun”

Göletlerin kuruyarak canlı ölümlerinin yaşanmasının denetimsizlikten ve beceriksiz bir yönetim, idareden kaynaklandığını ifade eden Köroğlu, “Göletler denetimsiz ve kontrolsüz kullanılmaktadır. Bunların önlemi de alınmadığı için bugün bu sonuçlarla karşı karşıyayız. Yönetimlerin bu beceriksizliği bugün bu sonu getirmektedir” dedi.

 

“Su seviyeleri korunmalıydı”

Göletlerde belli bir seviyedeki suyun korunması gerekliliğinin altını çizen Köroğlu, “O canlıların ölmemesi için suyun belli bir seviyede korunması gerekmektedir. Ama biz ne yapıyoruz, suları dibine kadar boşaltıp, bütün doğal dengeyi ve canlıları yok ediyoruz. Bu çok basit bir tespitle ortadan kaldırılacak bir olaydır. Hatta Çevre Dairesi’nin orada ölçüm yaparak su takviyesinde bulunmalıdır” dedi.

 

“Halk sağlık sorunları yaşanabilir”

Göletlerin kuruyarak ya da dere ağızlarında balıkların ölmesinin sonuçlarının çevreyi etkileyebilecek önemli sağlık sorunlarının da fitilini ateşlediğini söyleyen Köroğlu, “Ciddi halk sağlık sorunları yaşanabilir. Çevre ve halk sağlığı beraber düşünülmesi gereken konulardır. Bir Kızılderili atasözündeki gibi, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde insanoğlu paranın yenmeyecek bir şey olduğunu öğrenecek” ifadelerini kullanarak, şu anda içinde bulunulan durumu özetlediğini söyledi. 

 

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

kıbrıs reklam