Bugünün
dünden farkı, yarının da, bugünden farkı olmayacak. Neden mi? 2020 yılında “bu
günleri çok arayacağız” demiştik. 2021 yılına girdik, yarıladık, şimdi de
bitirmek üzereyiz. Geçip giderken bu yıl, 2020 yılını aramadık mı sizce?
Aradık. Çünkü koca bir yılı geride bırakırken, zamları en derinden hissettik,
siyasettin gerçek yüzünü iğrene iğrene izledik. Siyasetçilerin türlü
entrikalarına belgeler sayesinde şahit olduk ve bilinmeyen yanlarını,
pornografi içeren görüntülerinden öğrendik. Üstüne üstlük, yüzleri kızarmadan
halkın karşısına çıkabilecek kadar pişkin olduklarını gözlemledik. Devletin
başının turist Ömer gibi, diyar diyar gezdiğini ve ülkesinden bir haber
olduğunu ekranlarda izleyip durduk. 2020 de koltuklarına yerleşen zat-ı
muhteremlerin, dilinden hiç eksiltmedikleri bir dizi yalanlar yumağı ile
sarıldık sarmalandık. Dövizin uçmasıyla, gelen zam furyasıyla bizler boğuşup
dururken, efendiler yurt dışı seyahatlerinde selfie çekip en lüks otellerde
keyif yaptılar. Yanı 2021 yılı, yaşananlar ile, 2020 yılını solladı ve bize net
bir şekilde gösterdi ki, geçmiş yıl iyi günlerimiz idi. Peki ya gelecek olan
2022’den ümitlerimiz var mı? Sizi bilmem ama, ben artık “ümidini kesme
yurdundan” sloganına kör ve sağır oldum. Bu siyaset anlayışıyla, bu
siyasetçilerle, halkını hiç düşünmeyen bu insanlarla gidilecek bir yol,
varılacak bir hedef ve gelecek güzel günlerin olmadığını gayet açık ve net bir
şekilde biliyorum ve dahi görüyorum. 90’lı yılların siyasilerine, gelmiş geçmiş
Cumhurbaşkanlarına baktığım zaman, halkın bu dönemin insanlarına saygısı vardı,
sevgisi vardı. Toplum tarafından, saygı kazanımları vardı. Elbette, o dönemde
de yanlış yürüyen işler vardı. Ancak, terazide bir denge vardı. Şimdilerde ne
terazi kaldı, ne saygı kaldı, ne de ar-namus kaldı. “Biz büyüdük ve kirlendi
dünya” mı demeli? Yoksa, “Siyasetçiler, siyasetleriyle her yeri kirlettiler” mı
demeli?
YORUMLAR