1
Nisan’da Turizm açılıyor (muş). Sayın Başbakan geçenlerde basına böyle bir
bilgi verdi. Okuduğum zaman ilk önce Nisan 1 şakası sandım. Ama sonra baktım ki
ciddi ciddi bir açıklama bu. Doğrusu pek bir merak ettim bu açılım nasıl olacak
diye. Biraz araştırdığım zaman Turizm sektörlerinde böyle bir bilginin
olmadığını, hatta böyle bir çalışma olmadığını öğrendim. Keşke açtım demekle
açabilseydik, keşke lafla peynir gemisi yürüseydi. Pek tabii ki şu an pandemi
oteli olarak hizmet veren otelcilerimizden bir ses seda yok, onlar hallerinden
memnun. Peki ya diğer oteller, ya butik oteller, ya seyahat acenteleri, ya
rehberler, ya ulaşım sektörü, hepsi bu yıldan da ümidini kesmiş gibi. Çok mu
zordu 2020 Mart’ından bu güne gelene kadar turizmde bir plan hazırlayıp bir yol
haritası belirlemek, hiç sanmıyorum. Çünkü turizmde yetişmiş vizyon sahibi
insanlarımızı bir araya getirip bir çalışma istenseydi eğer, şimdi yaz sezonu
için hazırlıklar tamamlanmış olur ve 2021 yılı “akmazsa damlar” misali
ekonomiye biraz rahat bir nefes aldırırdı. Bir avuç toprak parçasında yaşayan
350-400 bin nüfuslu bir Ada’yız. Eğer aşılanmada bir plan yapılıp halkın %70’i
Mayıs 2021 sonuna kadar aşılanmış olsaydı Turizm’de bir canlanma olabilirdi.
Bir diğer konu seyahatlerde aşı karnesi koşulu aranacak deniliyor.
Bizim
Ada’ya Avrupa’dan gelen turist bacağımızın 2. Doz aşı alımı Temmuzu bulacak
diyor bilir kişiler. Türkiye bacağında ise aşılanmanın 65 yaş üstünde 2. Dozun
Eylül-Ekim aylarında tamamlanabileceği gelen bilgiler arasında. Nisan’da açılım
olacak ise, gelecek olan turistin aşıları tamam olmayacak. Biz halk olarak
henüz aşılanma oranında %10-11 civarlarında seyrediyoruz. Peki ama hal böyle
iken nasıl açılıp da turizm yapacağız? Ya da Ada’ya hangi koşullarda turist
kabul edebileceğiz? Bir diğer konu, pandemi öncesinde bile bilet fiyatlarında
gözle görülür bir artış var iken, yaz sezonuyla birlikte Ekonomik sebeplerden
dolayı bu artış daha bir göze batacak. Hal böyle olunca da gelebilecek olan
turist kitlesinin kimler olabileceği yine akıllarda birçok soru işaretinin
oluşmasına sebebiyet veriyor. Gelelim Bafra Bölgesi Turizm Otellerine,
neredeyse 1 yıldır tamamen kapalılar. Hiç biri pandemi oteli olarak da
çalışmadı. Kanımca sadece bu bölge için bile bir alternatif turizm planı
yapılıp sadece bu bölge yaz sezonuna açılabilirdi. Böylece ekonomik açıdan da
bir nebze de olsa rahat bir soluk alınırdı diye düşünüyorum.
Yani
siz hükümet edenler hep “karnımız tok sırtımız pek” olsun istiyorsunuz da bu
işler öyle sözle, süslü cümlelerle olmuyor işte. Her şey gün gibi ortada.
Aslında memleketin hali ortada. Ben hep söylüyorum “biz hep rastgele yaşayan
bir toplumuz” diye. Küçük bir Ada ülkesiyiz. Sahip olduğumuz toprak parçası ve
nüfusumuz belli. Okur-yazar oranımız yüksek. Dahası her konuda yetişmiş vizyon
sahibi insanlarımız var, gençlerimiz var, aydın kişilerimiz var. Fakat bu
insanları elinizin tersiyle itip, her şeyi kendiniz bilir edasıyla yapmaya
çalışıp biz halkı bu günlere taşıdınız. Hiç birinizin halkın ekonomik durumu ya
da psikolojisi hakkında en ufak bir fikri yok. Siz halkınızı her geçen gün
biraz daha fakirliğe ve gelecek endişesine ittiniz. Farkında mısınız? Siz eğer
iyi idare ediyor olsaydınız biz bu salgında bu kadar yalaş bulaş olmayacak ve
hatta temizlenmiş bile olacaktık. Pandemi otellerine ödenen paralarla halkın
ihtiyacı olan tüm aşılar alınır ve aşılanma en azından %50’lerin üzerine
çıkardı. Birilerine rant için halkı yine ezip geçtiniz. Farkında mısınız?
“Ekonomik kriz var, devletin kasası boş” diyorsunuz, fakat siz halen daha atamalarla
meşgulsünüz. Ve bu atamalarla bir miktar daha müşavir yaratıp devlete külfet
yaratıyorsunuz. Farkında mısınız? Her bir bakanlar kurulu toplantısı sonrası
yaptığınız açıklamalar anlaşılır gibi değil. Anlaşılamamaktan öte, alınan
kararların içerisinde bir dizi tutarsızlıklar var ve siz bunu ya görmezden
geliyorsunuz ya da halkın bu kaosta aklından şüphe duymasını istiyorsunuz.
Farkında mısınız? Aslında bence siz her şeyin farkındasınız. Ancak sizin
derdiniz toplumun sağlığından, Ada’nın geleceğinden, Turizmden, Ekonomiden,
Eğitimden, daha büyük hem de çok büyük. Sizin derdiniz koltuk savaşları. Ancak
bilmelisiniz ki La-Edri’nin de dediği gibi “Makamlar insanlara değil, insanlar
makamlara şeref kazandırır”. Saygılar.
YORUMLAR