Biz
Kıbrıslı Türklerin kendine has bir yaşam tarzı, kendine has bir kılık-kıyafeti,
kendine has konuşması ve kendine has bir kültürü vardır. Geçmişten bu güne bu
böyle olmuştur ve bundan sonra da böyle devam edecektir. Bizde değişim, iyiye,
güzele, medeniyete ve uygarlığa doğru yol alır. Bizim için aile, toplum
içindeki en küçük bütündür. Bu bütünlük ile, çekirdek ailemizle yaşam tarzımız,
yaşantımız, hiç kimse tarafından sorgulanamaz ve hiç kimse tarafından
yönlendirilemez. Biz çocuklarımıza din baskısı uygulamayız, biz çocuklarımıza
belli kurallar çerçevesinde serbestiyet veririz, onların en iyi eğitimi
almaları için, tabiri cayiz ise, saçımızı süpürge ederiz. Onların gelişiminden,
yetişkin birer birey olmalarına kadar her türlü maddi ve manevi desteğimizi
üzerlerinden eksik etmeyiz. Kızlarımızın başını bağlayıp küçük yaşlardan
evlendirmeye kalkmayız. Erkek çocuklarımızı erken yaşlarda işe salıp, git para
kazan ve evi geçindir demeyiz.
Bizde
kadın ve erkek eşitliği vardır. Bizde kadına el kalkmaz. Bizde kadına küfür
edilmez. Bizde kadın el üstünde tutulur. Bizde erkek atadır, sözü sözdür, ancak
kadını onun karşısında eğilip bükülmez, köle gibi kullanılmaz. Bizde tecavüz
yoktur, bizde bademleme yoktur. Bizde kadın da erkek de çalışır. Ev geçindirmek
ikisinin yükümlülüğündedir. Şöyle bir geçmişe 74 öncesine uzanacak olursak; bu
ülkede tecavüz yoktu, bu ülkede kadın istismarı yoktu, bu ülkede kadına şiddet
yoktu, bu ülkede din okulları yoktu, bu ülkede uyuşturucu yoktu, bu ülkede
kaçakçılık yoktu, bu ülkede fuhuş yoktu, bu ülkede kumar yoktu, bu ülkede yolda
yürüyene cinsel taciz diye bir şey asla yoktu. O yıllarda, bu ülkede
çocuklarımız kız-erkek sokaklarda oynayan özgür çocuklardı. Kapı-pencerelerimiz
açık, güvenli ve huzurlu bir yaşam vardı. Kadın sığınma evine gerek yoktu,
ihtiyaç da yoktu. Hapishanemiz vardı ama içerisinde belki 3-5 tane mahkum
bulunurdu. Aile birliği her zaman bütün ve boşanmalar tek-tüktü. 74 sonrasına
bakacak olursak, ganimet sarhoşları türedi. Adaya uyuşturucu geldi, fuhuş
geldi, casinolar oluşturuldu, kumar başladı. Ardından sanal bet ofisleri
türedi. Üretim durdu, tüketim arttı. Halkın alım gücü giderek düştü, Türk
lirası eridikçe eridi. Ailelerde geçim derdi baş gösterdi. Bankalara olan döviz
borçları dövizin yükselmesiyle birçok aileyi perişan etti. Kumar ve fuhuş
birçok ailenin dağılmasına sebep oldu. Farklı kültür çatışmaları beraberinde
birçok sorun getirdi. Çocuklarımıza iş imkanı giderek daraldı ve işsizlikten
çocuklarımız yurt dışına göç etti. Hatta birçok aileler tası tarağı toplayıp
Ada’yı terk etti. Şimdi içinde bulunduğumuz duruma bakacak olursak toplum
olarak o kadar çok sorunlarımız, ülke olarak o kadar çok ele alınacak konularımız
var ki….Bunların sebep ve sonuç ilişkisine bakmak gerekir. Aile çalıştayı da ne
imiş. Siz önce bu topraklarda doğup büyüyen ve yetişen vatandaşlarınızın
haklarını korumayı, adaleti sağlamayı öğrenin de bırakın aile çalıştayı
yapmayı. Kıbrıslı Türklerin Aile Çalıştayına ihtiyacı yoktur
YORUMLAR