Her gün yeni
bir haksızlığa, her gün yeni bir adaletsizliğe, her gün yeni bir traji komediye
uyanır olduk. Ha ha bitecek şu günler derken her geçen gün daha beter bir güne
uyanır olduk. Salgından kurtulmak için çırpındıkça daha bir batağa gömüldük.
Soluduğumuz havada zehirlendik, aşılardaki karmaşadan birbirimize neredeyse
düşman olduk, asgari ücret tespitine seyirci kaldık. Ama en acısı da şu PCR
testlerindeki kaos artık “pes” dedirtti. Doğru düzgün bir açıklama yapmaktan
yoksun hükümet edenler, ancak da birbirlerini suçlayarak, birbirlerine kara
çalarak gündem oluşturdu. Oysa gündem, bir memleketin ahvali, halkın sağlık
durumu, geçim sıkıntısı ve gelecek endişesidir. Kim duyar, kim işitir ki
bunları? Her şeyi sineye çeken bir halk olduk. Aymaz, iflah olmaz, uslanmaz ve
akıl almaz davranış ve tutumlarla gün yiyip-içip, eğlence budalası insan
topluluğu olduk. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi umursamaz tavırlar bizleri her
geçen gün daha da karanlık günlere yakınlaştırmaktadır. Yani ne baştakiler, ne
halk olarak bizler üzerine düşeni yapmıyor. Güzel bir söz var “susmak
kabullenmektir” diye, biz de sustuk, olanları kabullendik ve seyrediyoruz.
Seyirci kalarak sadece sahnede oynanan oyunu izleyebiliriz. Atağa geçmeliyiz,
sesimizi duyurmalıyız, her şeyi bir yana bırakarak birlik-beraberlik içerisinde
hareket etmeliyiz. Keşke, şu gece hayatında toplaşıp meyhanelere gidileceğine,
Meclisin kapısı çalınsa. Eğitimin , Sağlığın, Turizmin, Ekonominin,
İçişlerinin, Tarımın kapısına dayanılsa… “Birlikten güç doğar” diyorlar, boşuna
söylenmemiş bunca özlü sözler. Ama nafile. Zamlara 3-5 gün sosyal medyadan
küfür eder, sonra yolumuza devam ederiz. Akaryakıttan zehirleniyoruz diye
söylenir yine yolumuza devam ederiz. PCR lar ücretli olunca bu haberin
dedikodusunu yapar da yine de hayatımıza hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz.
Biz bu kafayla daha çok şeyler yaşar, her olana boyun eğer ve “gittiği yere
kadar” diyerek kaderimize boyun eğeriz. Toplumlar kendi kaderlerini kendileri
yazarlar. Toplumlar kader birliği içerisinde yaşadıklarını idrak ederlerse
eğer, ortak kaderi paylaştıklarına inanırlarsa eğer, işte o zaman otoritelerden
gelecek haksızlıklara karşı dik duruş sergileyip, hukukun evrensel ilkelerinin
işlenmesi kaçınılmaz olur. Şimdi bir kez daha düşünün, “Susmak kabullenmek mi”
yoksa “Birlikten güç doğar” ilkesi mi gideceğimiz yol ?? Seçenekler önümüzde,
yol tercihi ise bizim elimizde.
YORUMLAR