ABD, 20 yılın ardından Afganistan’dan
çekiliyor. İşgal ederken verdiği ‘sözlerin’ hiçbirini yerine getirmedi. Aksine
bombalarla yıkılmış, yeni çatışmalara gebe bir ülke bıraktı. “Türkiye, ABD’nin
jandarması sıfatıyla Afganistan’a gitmemeli. Çocuklarımızın yaşamı işgal
güçlerinin vekili sıfatıyla tehlikeye atılmamalı”.
ABD ve NATO, 20 yıl aranın ardından
Afganistan’dan çekiliyor. 20 yıl önce Afganistan’a giderken verdiği ‘sözlerin’
tamamını yerine getirdi. Yüz binlerce ölü, evini terk etmek zorunda kalan
milyonlarca insan, binlerce sakat ve bombalarla yıkılmış bir ülke bıraktı. Ne
yok edildi ne de bölgedeki diğer gruplar etkisizleştirildi.
ABD ordusu hızlı bir şekilde çekilmeye devam
ederken Taliban, ülkenin yarısını kontrol altında tutmaya, yeni yerleri almaya
ve saldırılar düzenlemeye devam ediyor. Afganistan Hükümeti cumhurbaşkanı Eşref
Gani ile Taliban arasındaki Katar’ın başkenti Doha’da yapılan barış görüşmeleri
de tıkanmış durumda.
Birleşmiş Milletler’in Afganistan temsilcisi
bu hafta yaptığı açıklamada Taliban’ın 370 bölgenin en az 50’sini ele
geçirdiğini ve bazı vilayetlerde başkentleri kontrol altına alabileceği
uyarısında bulundu. Öte yandan bazı etnik grupların silahlanması sebebiyle
ülkede iç savaş riski hiç olmadığı kadar ihtimal dahilinde.
ABD’nin Afganistan’da başlattığı “en uzun”
savaşı, başlangıcında bir hesaplaşma savaşıydı. ABD ile yakın bağları olan
Suudi bir milyarderin oğlu tarafından finanse edilen Afganistan’daki islamcı
örgüt El-Kaide, ABD topraklarına, 3 bin kişinin hayatını kaybettiği, ölümcül
saldırılar düzenledi.
Bu saldırıların karşısında ABD emperyalizmi,
küresel çaptaki hegemonyasını sürdürmek, stratejik çıkarlarını korumak adına
askeri gücünün caydırıcılığını yeniden bölgeye sürdü. 2001’de George Bush
yönetimi Afganistan’ı işgal ederken meselelerinin sadece El Kaide’yi durdurmak
ve bunu Taliban’a ödetmek olmadığını sık sık dile getirdi.
Bu işgal ‘sözde’ Afgan halkının insan
haklarıyla ilgiliydi. Örneğin, Taliban’ın kızların okula gitmesine izin
vermediği, yasal haklarını yok saydığı, bir erkek olmadan kapıdan dahi
çıkamayacağı gibi mevcut insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılacağı iddia
edildi.
Peki bugün Afganistan’da ne değişti? Taliban
ülkenin yarısını kontrolediyor. Başkent Kabil dışında, kızların üçte ikisi hâlâ
ilkokul eğitimine erişemiyor. 20 yıldır süren savaş, kadınların ve kız
çocuklarının hayatını iyileştirmediği gibi daha fazla yoksulluk ve şiddet
sarmalının ortasında bıraktı.
Savaş sırasında on binlerce insan hayatını kaybetti,
kıtlığın eşiğine geldi. Saldırılar sırasında kimyasal atıklarla kirlenen su
kaynakları bulaşıcı hastalıkların artmasına neden oldu. Milyonlarca insan evini
terk etmek zorunda bırakıldı.
ABD
emperyalizmi savaş istiyor
Afganistan’dan 20 yıl aranın ardından
çekiliyorlar. Joe Biden’ın müjdelediği bu çekilme ne yeni yönetiminin “barış”
yanlısı tutumu ne de emperyalizmin değişen karakteri. Ortadoğu’daki askeri
yenilgileri ile boğuşurken, kendisini yeni bir savaş cephesine yönlendiriyor.
Bunun somut örnekleri var. Biden’ın kısa süre
önce Pentagon için savunma harcamalarında büyük bir artış planlayan 750 milyar
dolarlık bütçeyi senatoya önermesi. Bir diğer yandan Biden’ın Dışişleri Bakanı
Anthony Blinken’ın, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Afganistan’dan
çekilmenin ABD kaynaklarını Çin’e odaklamanın bir parçası olduğunu ifade
etmesi. ABD emperyalizminin dış müdahaleci, saldırgan politikaları değişmedi,
hâlâ aynı, sadece isimler değişti.
20 yıllık
bu acımasız savaş sırasında 150 bin kişi hayatını kaybetti. 47
bini sivildi. 2 milyonu aşkın Afgan göç etti. Yüz binlerce kişi sakat kaldı.
Artık yetmedi mi?
YORUMLAR