1 Mayıs yasağının meşru olmadığını belirten
siyasi parti ve STÖ temsilcileri, “pandemi grevi” olarak tanımladıkları bu
yılki kutlamalar için alanlarda olacaklarını söyledi.
Türkiye'de 1 Mayıs İşçi Bayramı bu yıl da
pandemi ve ekonomik krizin gölgesinde karşılanıyor. Salgın nedeniyle geçen yıl
pek çok yerde kitlesel kutlamalar yapılmasa da milyonlarca işçi ve emekçi
bayramı kutladı.
Sendikalar ve siyasi partiler, bu yıl sokağa
çıkma yasakları nedeniyle 1 Mayıs’ı 30 Nisan’da alanlarda kutlayacaklarını
açıkladı. Birçok ilin valiliği ise kentlerdeki eylem ve etkinlikleri 17 Mayıs’a
kadar yasaklaması dikkati çekti.
ESP: Hakkımız olanı istiyoruz
Uzun bir süredir iktidarın emek karşıtı
politikalarına karşı işçilerin direndiğini belirten Ezilenlerin Sosyalist
Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, “1 Mayıs aslında işçi sınıfının
ekonomik mücadelesinin politikleşme sürecidir. Biz sosyalistler başta olmak
üzere herkese görev düşüyor. 1 Mayıs’ta sınırlandırılmaları, yasaklamaları
tanımayacağız, tanımamalıyız.
Bu tablonun sorumlusu işçi sınıfı, kadınlar ya
da mücadeleyi yürütenler değil. Neredeyse her kentte kongreler yapan AKP’nin
kendisidir. Bu sorumluluğunun bir şekilde hesabını vermesi gerekiyor.
Bu anlamda da bir hesaplaşma anı 1 Mayıs. Biz
hakkımız olanı istiyoruz. Biz zaten işçi sınıfı olarak servislerde yan yana
geziyoruz. Zaten egemenler açısından bir risk yok. Bizim açımızdan bir risk var
ve bizim üzerimizden bir politika yapıyorlar” dedi.
Kaldıraç: Engel olamazlar
Virüsten ölmek ile açlıktan ölmek arasında bir
seçime zorlanan işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının daha da katlanılmaz hale
geldiği bir ortamda 1 Mayıs’ın karşılandığını dile getiren Kaldıraç Dergisi
Temsilcisi Hakan Dilmaç, “Tam da, birliğe, mücadeleye ve dayanışmaya ihtiyacın
hiç olmadığı kadar yakıcı bir hal aldığı dönemdeyiz.
İşçiler bugün kelimenin gerçek anlamında hayatta
kalma mücadelesi veriyor. İşçiler-emekçiler, açlık korkusu ile salgına rağmen
çalışıyor ve ölüyorsa, işsizlik, geçim nedeniyle intiharlarda ciddi bir artış
varsa, işçiler sermayenin karına kurban ediliyorsa, bunun dile gelmesine, bu
sesin sokaklarda, fabrikalarda, işyerlerinde, mahallelerde, duvarlarda,
duraklarda, işçi havzalarında yankılanmasına kimse engel olamaz” diye belirtti.
Devrimci Parti: Yasaklara uymamak meşrudur
Birleşik Devrimci Parti Merkezi Yürütme Kurulu
(MYK) üyesi Erdoğan Çakmak da övünerek “lebalep kongreler” yapan AKP
hükümetinin olası 1 Mayıs yasaklarının kesinlikle dikkate alınmaması
gerektiğini söyledi. Çakmak, “Bu tarihi günlerde proletarya sosyalistlerine ait
devrimci iradeyi göstermek her zamankinden önemlidir. Hükümetin niyeti işçi
sınıfının sesini duyurmasını engellemek olabilir ama böyle bir yasaklama
girişiminde işçileri ve tüm toplumsal kesimleri bu yasaklara uymamaya çağırmak
meşrudur. İşçilerin, kitlelerin gözünde de bu meşrudur” ifadelerini kullandı.
Alınteri: Pandemi grevi
Yasaklara karşı bu yıl ki 1 Mayıs’ı “pandemi
grevi” olarak tanımlayan Alınteri Temsilcisi Mürüvvet Küçük de, tüm işçileri
greve katılmaya ve alanlarda 1 Mayıs’ı kutlamaya davet etti. Küçük, şöyle devam
etti: “1 Mayıs günü de başta Taksim olmak üzere işçileri bulundukları her yerde
bu yasakları tanımamaya, sokaklara çıkmaya bulundukları her yerde eylemlerle
tepkilerini ifade etmeye çağırıyoruz.”
TÖP: Alanlarda olacağız
Haklarını ve halk sağlığını sonuna kadar
savunacaklarının altını çizen Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu
Üyesi Perihan Koca ise, şunları söyledi: “Yerellerde yürüttüğümüz eylem ve
etkinlikler, emek forumları, emek kürsüleri ve çeşitli yan yana gelişlerle
çalışmalarımız sürüyor.
Yaşamın tüm alanlarını emekçilerin, işçilerin taleplerinin
kürsüsüne dönüştürmek için kollarımızı sıvamış durumdayız. Tarafımız işçi
sınıfının, ezilenlerin tarafıdır. 1 Mayıs’ta insanca ve güvenceli bir yaşam
için, emeğimiz, özgürlüğümüz ve haklarımız için alanlarda olacağız.”
YORUMLAR