Türkçe dilinde
kullanılan bazı kelimelerin anlamları merak ediliyor. Özellikle aslolan
kelimesi pek çok kişinin ilgisini çekiyor.
Aslolan; Aslolan, gerçekte olan durumlar için kullanılan
bir kelimedir. Gerçekte oluşan tüm durumlar, aslolan olarak belirtilebilir.
Yani Aslolan kelimesi, gerçekte olan anlamındadır.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret
eden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Hatay’da yapmış olduğu bir konuşmasında
“Kıbrıs’ta Kıbrıslı diye bir şey yok, Kıbrıs’ta Türkler ve Rumlar vardır” dedi.
Fakat gerçekte yani aslolan bumudur.
Sayın Tatar belki Kıbrıs’la ilgili etnik
yapı konusunda bilgisiz. Veya doğru bilgilendirilmemiş. Aslında bu tip
söylemler genellikle hamaset ve milliyetçilikle anılan söylemler olup her zaman
ayrımcılığı ve çatışmayı amaç edinmiştir. İçinde sömürünün olduğu bütün
yönetimlerin, iktidarların genel eğilimi bu olmuştur. Sayın Tatar’ın atanmış
bir siyasetçi olduğunu ve atayan tarafın da sayın tatarın cumhurbaşkanı olduğu
ülkeyi istila ettiğini ve sömürdüğünü düşündüğümüzde bunundan daha doğru bir
şey olamaz. Aslında sayın tatar kendisini bu makama atayanların
söyleyemedikleri için vefa gereği görevini ifa etmektedir.
Ama gerçekten Kıbrıs’ta durum sayın
Tatar’ın söylediği gibi mi?
Bir kere bir insanın yaşamı boyunca
edindiği her şeyi, yani kültürünü belirleyen şey sadece çoğrafyadır. Yani
milliyet ve etnik entitenin hiçbir anlamı ve önemi yoktur. İşte bu yüzdendir ki
farklı milliyet ve etnik yapıda insanları barındıran çağdaş ülkelerde bu
farklılıklar coğrafyanın sahip olduğu kültürle tolere edilmektedir. Yani,
üstkimlikle.
Amerika başta olmak üzere bir çok çağdaş
ülke vatandaşlarının bu üst kimlik algısını geliştirmiştir. Yani hiçbir
Amerikalı size ben Amerikalı türküm veya rumum demez. Dediği tek şey ben
Amerikalıyım. Ve ne kadar ilgiçtir ki, Amerika birleşik devletleri
kurulacağında bunu da Osmanlıdan almıştır. Çünkü omsanlı imparatorluğu ulus
devlet olmadığından ve tebaa olduğundan, Osmanlı topraklarında yaşayan herkes
“OTOMAN” dı. Osmanlıyı yeniden diriltmeye çalışan Türkiye’nin, sömürgesine
atadığı kişiye bunu söyletmesi kadar büyük bir talihsizlik olamaz. Yani
Kıbrıs’ın bugünkü sömürgecisinin 1571-1878 yılları arasındaki sömürgecisi
Osmanlı’dan ne kadar geride olduğunu varın siz yorumlayın.
Her coğrafyanın dünya yüzeyindeki bulunma
konumuna göre her konuda koşulları vardır. İklim koşullarından jeolojik
yapısına, yer altı kaynaklarından florasına kadar. Ve bu koşullardan dolayıdır
ki canlı hayat ona göre şekillenmiştir. Ve pek tabi canlı hayatın bir parçası
olan insanda bu koşullara göre şekillenip yaşamını idame etmiştir.
Düşünün başınızda bir güneş ve yaşam için
gerekli olan ısıyla enerjisini bize aktarıyor. Ve bu güneş güney Lefkoşa’yı
farklı kuzey Lefkoşa’yı farklı ısıtmıyor. Aynı şekilde ısıtıyor. Bu böyleyken
güney Lefkoşa’da yaşayan bir canlıyla kuzey Lefkoşa’da yaşayan bir çanlının bu
ısıya verdiği reaksiyonun mutlaka aynı olması da kaçınılmazdır. Eğer bu
reddediyorsanız, ya gerçekte cahilsiniz, ya da başka hesaplar peşindesiniz.
İşte küresel sermayenin ürünü olan bütün
kapitalist ülkelerin zaman zaman baş vurduğu bu propaganda toplumlardan bu
aslolanı gizlemek içindir. Ve de elindeki iletişim araçları ve
teknolojiyle de bu başarmaktadır. Ne zaman ki toplumlar bu algı yüklemesini
fark eder ve bunu dikkate almaz işte dünya o zaman muhteşem bir yer olacak.
Evet, aynı güneşle aydınlanıyor Kıbrıs’ın
tümü. Kıbrıs üzerinde yaşayan bütün canlı hayat maki bitki örtüsüyle yaşamını
idame etmek durumundadır. Adanın bütün etrafını çevreleyen Akdeniz’in o
muhteşem sularında ıslanır Kıbrıslıların tenleri. O dağda bayırda otlanan
hayvanın sütünden, aynı şekilde üretiyor ürününü. İşte bu ve bunlar gibi ayni
şeyleri yapan farklı etnik kimlikteki insanlar bu eylemler neticesinde aynı
karakteristik davranışları ve yaşam biçimini geliştirir. İşte bu yüzdendir ki
bütün Kıbrıs’ta yaşayan etnik kimlikler KIBRISLIDIR. Ha bazı etnik kimlikler
buna uyum sağlamasa da,(kendiliğinden değil, bazı güçlerin dayatmasından
dolayı) bu aslolan gerçeği asla değiştiremez.
O aidiyet sorumluluğuyla kendine KIBRISLI
DİYEN VE BUNUNU FARKINDA OLAN HER KIBRISLI BENİM KARDEŞİMDİR. VE ÜST KİMLİK
BİLİNCİYLE YAŞAYAN HER DÜNYALI DA BENİM KARDEŞİMDİR.
Sayın Tatar, bu yöneliminizden anlıyorum
ki çok acil olarak kendinize bir tarih danışmanı atamanız lazım.
Ama, resmi tarihçi değil, gayri resmi bir
tarihçi olması da çok daha önemli.
BİR İNSANIN KİŞİLİĞİNİ BELİRLEYEN, SADECE
VE SADECE COĞRAFYA VE O COĞRFYA ÜZERİNDEKİ KÜLTÜRDÜR. VE ASLOLAN DA BUDUR.
BUNDAN BAŞKA ASLOLAN DA YOKTUR.
YORUMLAR