Sevgili dostum Yılmaz Parlan, Serdinç Maypa’la yaptığı bir sohbette söyledikleri oldukça düşündürücü ve meselelerimizin temel nedenin ortaya koyuyor.
İşgali hedeflemeyen
Rejimi hedef almayan
Stabil para birimini konuşmayan
Kıbrıs sorununu çözmek için uğraşmayan
AB ailesine gerçek anlamda sıcak bakmayan hiçbir eylemi dikkate almıyorum
Yeni bir dönemeçteyiz
ÇATI da ZEMİN de çökmüştür
Klasik yöntemlerle çözümü mümkün değildir
Enflasyonist bir sürece girildi
STAGFLASYON sürecindeyiz
Her şey pahalı olacak ama hiç bir şey satılmayacak
Dünya değişiyor
Ona göre adımlar atılması gerekir
Oyun bitti
Bu ay sonu kırılma noktası olacak
Elektrikte Bin TL ödeyen en az 3 bin TL ödeyecek
Kimse bunu ödeyemez
Maaşların 3'de ikisi Benzin, elektrik ve tüp gaza gidiyor
Sosyal çöküntü ay sonu itibarı ile tavan yapacak
Kıbrıs sorunun çözümü ve AB üyeliği dışında çözüm aramak inan hayal bile değil
Tercih bizim!
Her cümlesinin altına imza koyacağım bir yorum. Fakat “tercih bizim” değil “tercih sizin” olmalıydı.
Benim gibi sevgili Yılmaz Parlan da bu ülke gerçeğin en iyi bilenlerden ve aynı zaman da en doğru şekilde ifada eden insanlardan bir tanesi.
Bu gerçeği ifade edebilen insan sayısına baktığımız zaman maalesef iki elin parmaklarını geçmiyor. Geçmediği sürece de bu ülke gerçeğini kimsenin anlayamayacağı ve de bir çözüm üretilemeyeceği da en önemli gerçeğimiz.
Her geçen gün insan kalitesinin düştüğü bir ülkede biz olabilmenin koşulları da zorlaşıyor.
Her toplum ne ekerse onu biçer. Biz de ne ektikse onu biçiyoruz. Aslında ortada ne Kıbrıs meselesi var ne de ekonomik kriz var ortada olan tek şey ganimet ve ganimetin şekillendirdiği davranış biçimleri var. Böyle de olunca pek tabi toplum olmadan uzaklaşıp kişisel yaşamaya başlıyorsunuz. Yani güneydeki mal da benim kuzeydeki malda. İşte bütün mesele bu
Evet bunun neticelerini çok kısa bir süre sonra herkes görecek. Mart sonu itibarıyla ödenecek yeni tarifeli elektrik faturaları her kesin hatırı sayılır miktarlarla karşı karşıya kalmasını sağlayacaktır. Bu da yaşam standardımızın daha da aşağıya çekilmesine neden olacaktır. Satın alam gücümüzü eritecektir. Ayrıca çocuklarınıza özellikle eğitim anlamında imkan bulamazken biryandan da tasarrufa mecbur bırakılacaksınız. Hani sizler kimseye boyun eğmeyen yurtsever milliyetçi insanlardınız. Ne oldu vatanseverlik ve milliyetçilik ganimeti alana kadar mıydı?
Evet sizlerin milliyetçiliği ganimeti alana kadardı. İşte bu yüzden hiçbir şekilde “biz” olamadık ve de olamayacağız. Hele bu ülkenin kuzey yarısında oluşturduğunuz sistemin içinde bunun mümkünatı asla ve kati şekilde mümkün olmayacaktır.
Çok üzgünüm sevgili Yılmaz Parlan ama bizim en büyük gerçeğimiz de budur.
YORUMLAR