“Alkol sosyalleşme ve mutlu olma aracıdır, siz alkolü
kontrol ettiğiniz sürece”
Çok uzun zamandan beri eşimle birlikte bir
yerlere gidip zaman geçirmemiştim, ta ki akşama kadar. 14 Şubat bizim evlilik
yıldönümümüz. Fakat pazartesine düşmesi nedeniyle kutlamamızı biz bize geçirmek
için 12 Şubat’a aldık. Tenha mı tenha ve de salaş bir yer seçtik kendimize
Gönyeli’de. Çok da kıymetli bir dostun
oğlu ve karısıyla birlikte çalıştırdığı bir yer. Onların üzerlerine sinmediği
hiçbir şeyi sizlere yedirmezler. Az sayıda kalan prensip sahibi bir aile.
Bizim gibi başkaları da vardı mekanda. Hepsi de
birbirinden güzel insanlar. Hatta 8 kişilik bir masa vardı ki, beni çok mutlu
ettiler. Mutluluğumun nedeni; hem kuzeyden hem güneyden gençlerin bir arada
olmaları.
Bir diğer masa ise bir gurup yine Gönyelili’nin
oluşturduğu ve müzisyen arkadaşlarını da getirdikleri masa. Malum, biliyorsunuz
önce mezeler ve mezelerle birlikte tüketilen içkilerle başlar gece.
Derken müzisyen arkadaşlar, kanun ve
darbukayla geceyi süslemeye başladı. Sevgili dostum hasan’da sürekli masalarını
takviye ediyordu. O kadar içten ve bir o kadar da samimiyetle.
Harika bir gece geçiriyorduk.
Çünkü bütün masalar ayrı olsalar bile adeta
birleşmişlerdi.
Fakat yukarda bahsetmediğim bir masa vardı ki
içime çok ciddi şüpheler düşürmüştü.
Üç kişiydiler biri Kıbrıslı diğer ikisi ise Türkiyeli.
Fakat aralarında hareketlerinden ve tavırlarından da anlaşılacağı bir şekilde
çok da iyi bir samimiyet vardı. Fakat ilerleyen süreçte alkolünde verdiği
tesirle olsa gerek bizim Kıbrıslı inanılmaz derecede coşmaya ve masanın
dominantı olduğunu göstermeye başladı.
Eşime bir ara masalarla ilgili sosyolojik bir
analiz yaptım. Yemek yemeden, içi içmeye, aralarındaki sohbetlerden müziğe
eşlik etme biçimine kadar. Nerdeyse benimle aynı fikirdeydi. Fakat bu üç
kişilik masa her ne halse bize bir türlü güven vermiyordu.
Gece ilerlerken maalesef olanlar oldu.
Hem de öyle bir noktada oldu ki, inanılır gibi
değildi. Herkesin yani nerdeyse bütün masaların ayakta oldu ve oyun havasının
oynandığı bir noktada. Daha ne olduğunu anlayamadan yumruklar havada uçuşmaya başladı.
Büyük bir şaşkınlık ve sükunet içinde hem
olayı izliyoruz hem de çıkış nedenini anlamaya çalışıyoruz.
Böyle bir durum karşısında insan ne yapabilir
ki. Hem de boktan bir sebepten çıkan kavga için. Ama sevgili dostum hasan ve
oğlunun kavgaya müdahale ediş biçimde bile aynı bize sunduğu yiyeceklerdeki
hassasiyeti vardı.
Kavganın çıkış nedeni maalesef o bizim
Kıbrıslı dediğim ile 8 kişilik masa da bulunan biri arasındaki sözlü atışma.
Biri diyor ki anama sövdü. Diğeri de diyor ki o anama sövdü. Velhasıl kelam kim
kime ne demişse demiş ama olan maalesef mekana oldu. O bizlere her şeyi büyük
bir hassasiyetle sunan insanların mekanı, mutfakları da dahil olmak kaydıyla
darmadağın.
Yaş ortalamasına baktığım zaman 25 ile 30 yaş
arası insanlar.
Nasıl bir sorumsuzluk ve nasıl bir aymazlıktır
ki o işyerine o mekana böyle bir şey yapılabiliyor.
Her ne kadar bir mekana giderken o mekanın
size karşı sorumlulukları varsa sizlerin de o mekana karşı sorumluluklarınız
vardır. Felaket günlerden geçtiğimiz bu günlerde ve bir çok işletmenin kapısına
kilit vurduğu bir zamanda, zar zor işletmesini yaşatmaya çalışan insanlara
bundan daha büyük bir saygısızlık ve sorumsuzluk yapılamazdı.
Ama olay sırasında kavga edenlerin yönelimleri
o kadar sorumsuzcaydı ki, mekan bir anda darmadağın olmuştu. Maalesef herkes en
küçük bir kıvılcımla patlamaya hazır. Çünkü ülkemizin gerek eğitim sistemi
gerekse de aile anlayışı o kadar değişmiş ki, adeta kriminalite olağan hale
gelmiştir.
Olaylar hafif yatışır yatışmaz hesabımızı
ödeyip oradan ayrıldık. Fakat aklımız yine ordaydı.
Daha sonra tekrar telefon açıp olayla ilğili
bilgi aldığımızda, polisin geldiği ve tutuklama yaptı ve de zabıt tutuğunu
öğrendik.
Maalesef benim ülkemde de kriminalite aynı
Türkiye’de olduğu gibi bir kültür haline gelmiştir.
1996 Yılında sayın Ahmet Altan’ın bir makalesi
geldi aklıma (BU ÇOK GİZLİ BİR UYGARLIKTIR). Ordan size bir kesit sunmak
isterim.
ÇÜNKÜ BİRİLERİ BİR ZAMAN BİZDE NE VARSA SİZDE
DE OLACAK DEMİŞTİ.
“İKRAMI AŞIRI DERECEDE SEVERLER, BU NEDENLE, LOKANTADA
HESABI ÖDEMESİNE İTİRAZ EDEN ARKADAŞININ KULAĞINI KESENLER YALNIZCA BU
UYGARLIĞIN MENSUPLARI ARASINDAN ÇIKAR”
Kim bilebilir ki daha neler göreceğiz diye.
Tekrar geçmiş olsun sevgili Galatasaray’lı
Hasan dostum.
YORUMLAR