Erdoğan
Türkiye ve "KKTC'yi ateşe attı
Türk
Lirası, tarihin en yıkıcı günlerinden birini yaşadı. TL, dolar karşısında bir
günde yüzde 20’ye yakın değer kaybetti. Döviz büroları tabela kapattı.
Ekonomistler yanlıştan acilen dönülmesi çağrısı yaptı. Erdoğan’ın konuşmasından
sonra ülke adeta yangın yerine döndü.
Bir taraftan da bu topraklarda resmen ayakta
durabilmek için yaşam savaşı halindeyiz. İşin şakası yok. Beri tarafta “KKTC”
meclisinde ipe sapa gelmez anlaşılamayan tartışmaları devam etmektedir.
Öbür tarafta Türkiye kaynaklı acımasız ekonomik sorunlarla boğuşuyoruz.
Bu ada yarısında Türkiye’nin İşgali var, onun
dayattığı işsizlik var. Yoksulluk ve sefalet var. Kovid19 salgını var. Saymakla
bitmez, incir ipi gibi uzayıp giden sorunlar var. Varoğlu var.Bütün bunların en
mühimi ayakta kalabilmeyi başarma halidir.
Ama böyle bir dönemdeyiz ki dikkat ve enerjimizi
kaç parçaya bölebiliriz? Lütfen... kısa bir süre için dahi olsa tek cephede
çarpışalım. Karşımızda acımasız bir rejim ve ona yalakalık yapan siyasiler
gazeteciler var, var oğlu var. Çünkü bilmemiz gereken yaşam savaşı yeni
başlıyor, yani daha yolun başındayız.
***
Sahi Erdoğan tek adam diktatörlük rejimi ekonomide
neyine güveniyor? Bile bile lades mi oluyor, bile bile kendi kalesine gol
atıyor. Bu kadar da olmaz diyenler unutmayın bu krizleri buhrana çeviren
Erdoğan’ın ta kendisi değil mi?
Evet, çok ciddiyim Erdoğan bu akıl almaz tutumunda çok
bilinçli ve kasıtlı olarak hareket ediyor. İnsan ister istemez artık bunu
düşünmeye başlıyor. Hani diyorlar ya,daha kötü günle henüz gelmesi… Hatta daha yolun
yarısına bile varılamadı. Sahi bu kötü günlerin “geride kalması” için ne
yapıldı? Buldum buldum! Erken seçim…
Sterlin, Dolar, Euro kafayı kaldırdı ve inanınız bu
gidişle indirecek gibi de görünmüyor. Sen yine hobi olarak suçluyu içerde değil
dışarıda ara ve bul… Ben size ne olacağını söyleyeyim de ekonomide, sonra “Yok
efendim ben bilmiyordum”, “Vay efendim neden ekmek tekneleriniz battı?” Sakın deme!
***
Peki, ama görmüyor musunuz daha büyük bir buhranla
karşı karşıyayız? Neden? Çünkü bir tünele girmedik zorla sokulduk ve sonunu
göremiyoruz. Sebebi en özet budur. Nerede bitecek, ne zaman düzelecek, nasıl
düzelecek, düzeldikten sonra ne olacak? Bütünbu soruların hepsi yanıtsız.
Yanıtsız çünkü daha önce bu boyutta bir krizle
karşılaşılmadı. Peki, bugünkü krizin özelliği nedir diye soracak olursanız, arz
ile talebin birlikte çöküşü diyebiliriz. Arz, piyasaya sunulan mal ve hizmet,
talep ise bizim bu mal ve hizmeti tüketmemiz. Tüketemiyoruz çünkü cep delik.
Dolayısıyla krizin sebebi görüntüde suçlu olarak bir
tanedir, önümüzde duran bizim köyün delisi dursa da, bu aslında sadece
buzdağının görünen yüzü. Delinin yaptıkları
bardağı taşıran son damla.Üzücü olan adına devlet dedikleri bu ucube
yapınınkendi toplumunu bu ithal ekonomik krizden koruyamıyor olması.
***
Sen, ben, hade neyse de, çoluğu çocuğu olan işsizler,
tek başına zar zor hayata tutunan bireyler, aileler ne yapacak? Baksanıza
çocuğuna ilaç alamayacak kadar zor durumda olan aileler var ne olacak bu
memleketin hali??
Bakıyorum, yakın çevrem de birçok insan karamsar
olduğumu söylüyor, o nedenle varsa eğer iyimser görüşleri de incelemeniz
perspektifinizi genişletecektir.Medyaya da tatmin olma durumu ve spekülasyon,
çarpıtma ya da hamaset tuzaklarına düşmeme görevi düşüyor yine bize.
Türkiye’de ekonomik krize karşı halk ayaklandı..!Peki,
bizimkiler ne yapıyor? Seyre
YORUMLAR