Vazgeçmek,
hayattan kopmaya, boyun eğmeye, haklarından feragat etmeye yol açacak. Bu
anlamda vazgeçmek, insan onurunun korunmasından, yaşamdan, gitgide
geleceğimizden vazgeçmeyi dayatacak. O yüzden de bu ada yarısında ısrarla ve
inançla vazgeçmeyeceğimizi haykırmak yaşamsal bir öneme sahip.
Bu dünyada hem gururlu hem de onurlu
vatandaşlar bir arada aynı ay ve güneş altında yaşıyor. Ancak kimse gurur ve
onur siyaseti arasındaki farkı ve siyasi derinliği maalesef gündeme getirmiyor.
Bundan dolayı gururlu yaşamak ile onurlu bir şekilde yaşamak sürekli birbirine
karıştırılıyor.
Gurur üzerine kurulu siyaset onurlu bir yaşamı
baskı altına alıyor, hatta çoğu zaman onurlu yaşama hakkını insanların elinden
alabiliyor. Bu konuyu biraz da açacak olursak gururun arkasındaki kibir kokan
siyaseti görmek zor olmayacaktır.
***
İçi boş kendine güven üzerine kurulan, kendini
diğer insanlardan üstün gören gurur siyaseti kendi ile gurur duyan ya da kendi
dışındaki insanlarla gurur duyan yaklaşımları benimsiyor. Bugün zengin ya da
erkek olmakla övünen birçok insanı görebiliriz. Bu kimliklerden gurur duyan bu
kesimler kendini başka birinden ya da başka bir toplumdan kendini üstün görme
kibri ile var olabiliyor.
Kendinden ya da ondan bundan gurur duyanlar
başkalarını dinlemek ya da başkaları ile empati kurmaktan uzaklaşıyor kendi
bencil dünyalarına hapsoluyorlar. Bazı bildik siyasiler onurlu bir yaşam için
mücadele eden insanlara karşı kibrinden burnun ucunu bile göremez oldu.
Böylece ne kadar büyük bir siyaset adamı
olduklarını sık sık tekrarlamış oluyorlar. Sadece bizim siyasiler mi
gururlananlar hayır Türkiye’de Erdoğan kibir ve gurur siyaseti tarihi yazmak
için çaba harcıyor. Bazı Türkiyeli siyasiler gibi bazı Kıbrıslıtürk siyasiler de
onurlu bir yaşam siyaseti ile gurur siyasetini birbirine karıştırıyor.
***
Zenginlerin
gurur dolu siyasetine ne demeli; biz çalıştık kazandık bundan da gurur
duyuyoruz. Bu söylemin arkasında çalışmanın ve kazanmanın gururunu savunan
liberal ekonomik kışkırtmaları görüyoruz.
Yoksullar tembel ve hırsız; zenginler çalışkan
ve gururlu söylemi, içi boş kibir ekonomisinin çarpıtmasından başka ne olabilir
ki?
Türkiye
toplumundan “KKTC”ye taşınan erkeklik gururuna ne demeli? Birçok erkek,
erkekliğin bir gurur meselesi olduğunu söyler. Öyle ki bu erkeklik kadınları ve
eşcinselleri öldürecek kadar gururludur.
Kadınlar ve eşcinseller ne kadar onurlu ise
erkeklikle beslenen erkek de o kadar gurur dolu görünüyor. Gurur siyaseti
devlet, din, milliyet, cinsiyet farkı gözetmeden her yeri sarıp sarmalıyor,
onuru ile ayakta kalmak isteyen onurlu bir şekilde yaşamak isteyenler bunu doya
doya yaşayamıyor.
***
Seks işçilerine, çocuklara, kadınlara,
yoksullara, eşcinsellere, dullara ve bekârlara yaşam hakkı tanınmıyor. Gurur
siyaseti kibir dolu yaklaşımı ile barışı değil savaşı besliyor, körüklüyor.
Oysaki onur siyaseti kimseyi kimseden üstün
görmeyen herkes için onurlu bir hayatı savunuyor. Irkçılığa, militarizme,
cinsiyetçiliğe, sömürüye ve yoksulluğa karşı ortak bir ses çıkarıyor.
Topraktan
geldik toprağa gideceğiz.
Mühim
olan, çamurlaşmamak!
Hz.
Mevlâna
YORUMLAR