Basının temel görevi, insanların çevresinde olup bitenleri gözlemleyerek, toplumu ilgilendiren gelişmeleri okuyucuya anlaşılır çerçevede sunmaktır. Bu durum aslında insanların kendisini etkileme potansiyeli olan olayları bilme arzu ve ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
Temelde bölgesel konuları ele alan yerel basın, bilgilendirme görevini öncelikli olarak bağımsız ve tarafsız yerine getiren kitle iletişim araçları olması gerekiyor. Yerel basın, aynı zamanda demokratik süreçlerin ilk basamağı olan yerel yönetimlerin sorunlarını da bağımsız olarak toplumla paylaşmak sorumluluğuna sahiptir.
***
Dolayısıyla yerel basın, demokratik toplumlarda vazgeçilmez konumda bulunmaktadır. Dedim ya demokratik ve hatta özgür olan toplumlarda bu böyledir ya da böyle olmalıdır. Ama siz aldattınız. Hiçbir şey mezara kadar saklı kalmazmış, bu ada yarısında.
Evet, gerçekten de bir kez daha suç üstü yakalandınız. Resmen toplumun gözü önünde çırılçıplak kalakaldınız. Sizi sahiplenen ve bu günlere getiren topluma ihanet ettiniz yine, bir kez daha, gördük ki bir zaman sonra kaybetme korkusu baş gösterdi ve ardından kırdığınız toplumun kapısına dayandınız.
***
Kapı aralandı, şimdi ne yapacaksınız? İhanetin ardından, kapı aralığından, birbirine bakan bir aldatan ve aldatılan... Aldatan da aldatılan da kapı aralığından birbirine bakıyorsa iyileşmek ve toparlanmak için hâlâ bir umut vardır, zedelenmiş olsa da.
Aldatan, sen bu süreçte suçluluk ve utançtan kaçmaya, kendi ruhunu kurtarmaya çalışmış olabilir. Kapı aralığının öteki tarafında acılar içinde kıvranan ve uğradığı ihanet karşısında daha da deliye döner, kendine acır, onuru zedelenir ve kapıyı kapaması gerektiğini düşünür.
***
Oysa her ikide bir aldatan, bulunduğu yerin anlamını kavramalı, o aralıktan girebilmek için önce ve sadece aldatılanın ruhunu iyileştirmesi gerektiğini anlamalı, dinle beni, hayatı ilkeler için değil, mutlu olmak için yaşayanlar var ya, yüzlerine tükürmek gerek.
Ama hem ilkesiz hem de mücadelesine inançsız olan kimse de ne mutlu olur ne de mutlu eder, dedi Milka. " Doğru. Ama bizimki gibi insana değer verilmeyen zalim bir ülkede inançları için kendini mahvetmek akılsızlıktır. Büyük ilkeler, inançlar, onlar zengin ülkelerin insanları için mi yalnızca.
***
Hiçbir zaman pişman olacağın şeyler yapmamalısın bir sürü hata yapar pişman olursun affederler fakat bir gün o kadar pişman olursun ama son pişmanlık fayda etmez ne yaparsan pişman olursun. Sadece hayata karşı değil sevgiye karşı da nankörsünüz.
Dünün satır aralarında kalan sorunlarından, kesinlikle dillendirilmemesi gerektiği halde bir türlü sarf edilen cümlelerden, yıllar sonra keşke yapsaydım diye düşüneceğimiz eksik tecrübelere kadar uzayıp giden, ilginç bir süreç?Pişmanlık´!!!
***
Hayatımız boyunca defalarca hissettiğimiz, tekrar olmasın diye çabaladığımız, fakat yakamızı kolay kolay kurtaramadığımız, can yakan bir süreçtir pişmanlık? Çoğu zaman yapmadıklarımız, bazen ise yaptıklarımızın ortaya koyduğu yıkımların yakıp kavuran sonuçlarıdır, düşünüp hayal ettiklerimizi, gerçekleştirmemenin verdiği pişmanlıkla, Pişmanlıklarımızla.
Yine de her şeye rağmen umudumuz vardır ve elbet ki bu karanlıklar aydınlanacak. Elbet bu ülke barışı çağıran zeytin dalları ve barışı savunanların ülkesi olacak.
YORUMLAR