Hiçbirimiz böyle büyük doğmadık. Biz de
çocuktuk bir zamanlar... Anımsıyorum da, savaş yılları olmasına rağmen
çocukluğumuzda en büyük gereksinmemiz bir tutam ilgi, bir yudum sevgiydi
sadece. Gerisi boş...
Bir damla gözyaşı ve umutla yoğrulmuş sevgi,
hırçın yaralı bir çocuk kalbini iyileştirip yarınları değiştirmeye yeterli
miydi? Umut' un umudu hiç tükenmedi. Asla pes etmediler. Umuda giden ışıklı
yolda, birlikte yürüyüp başardılar.
Onlar, ‘’her yüreğin kendi şarkısı’’nı söylediğini
biliyorlardı... Kendi şarkılarını söylemeye devam ettiler, kimse dinlemese de…
Ve bir gün baktılar ki herkes onları dinliyor ve ayakta alkışlıyor...
Ve unutma! ’’Gözlerinde büyüttüğün en büyük
hedef, ufalanıyorsa ufuk çemberinde, dönüşüyorsa incir çekirdeğine, avuçlarına
alıp dizebiliyorsan ipe ve çekebiliyorsan tespih niyetine işte, bu senin
zaferindir.’’ "Karanlık olduğunda
mumdan bir güneş yarat kanatların kırılmasın.
Bireysel olamaz “Çözümün Topyekûn Mücadele ile
Sağlanacağına İnanıyoruz” başka yolu yoktu.
Kıbrıs’ın kuzeyinde irade, egemenlik ve
yönetim Ankara’daki Erdoğan rejiminin elinde ama ülkede sanki bütün bunlar
gerçek değilmiş, ülkede demokratik bir düzen varmış gibi partilerimiz her
zamanki gibi “seçim kampanyalarına ”yoğunlaştı.
Benim de seçime katılan partiler arasında
milletvekili adayları dostlarım var tümü birinci seçkin insanlar, Avukat,
Doktor, bilim adamı , Ekonomist, Esnaf, Taşeron, Müteahhit de olsa benden OY
YOK
Toplumun halini soran yok.
Dolar-Euro esnafı bitirdi, işletmeleri yok
etti, ticaret erbabını yaktı. Kazanacağım umudu ile borçlanarak yatırım
yapanlar yanıyor… Yetmedi yeni kredi
peşinde… Bankalar her zamanki gibi bu durumu fırsata çevirerek kârlı çıkma
derdinde…
Türkiye’de sıkışan Erdoğan son kozlarını
oynayarak şimdilik dövizde yaşanan yükselmeyi tersine çevirip kurlarda düşüş
yaşanmasına rağmen, elektrik, su, gaz,
odun, telefon ve tabii ki temel gıda maddeleri ile akaryakıt zamlanmaya devam
ediyor.
Toplum olarak her şeyden şikayet ediyoruz ama
harcamalarımızdan kısma yoluna gitmeyiz, baksanıza sokaklarda araba park edecek
yer zor bulursunuz, trafik keşmekeşi devam ediyor. İnsan biraz ayağını
yorganına göre uzatır, üşümesin diye…
Trafikte saygı kalmadığı gibi ne şehir içinde
ne de dışında kontrol yok. Saygısızca araç kullanmak, öndeki küçük veya hanım
sürücüyü sıkıştırmak, taciz etmek serbest…
Suç işleyince de arkadan dokunup kaçmak marifet sayılıyor.
Hastaneler ağzına kadar dolu. Eczanelerde ilaç
fiyatları almış başını gidiyor, sakın hasta olmayan, peki ama sürekli çeşitli
ilaç almak zorunda olan vatandaş ne yapsın? Özel hastanelere gidecek hali de
yok ölün diyor yöneticiler, siyaset oy kavgasında ve kaygısında gün geçiriyor…
Çeşitli marketlerden alınan fiyatlar.
Bu zamlara ses çıkarmayan İşverenler. Asgari ücretlinin cebine girecek 5 kuruşa göz
diktiler.
#Kuzu
et 180 TL
#Süt
12 TL
#Yumurta 40 TL
#Dış
macunu 120 TL
# Tüp
gaz 190 TL
#Somun
Ekmek 4 -5 TL
# yoğurt 3 kg 99 TL l
#patates 19 TL
#salata 23 TL
#çocuk bezi 139 TL
#hellim 75 TL
#boldo pirinç 26 TL
#bolipif 29 TL
#Damacana sise 18 TL
Daha
saymakla bitmez ve bizlere emekçilere asgari ücrete zengin işverenlerin itiraz etmesi yaşamıdır.
YORUMLAR