Yanlış biliyorsunuz, sandığa gidilip sözde
seçime katılma oranı yükseltilirse UBP ve onun gibi olan partiler güçlenir diye
kampanya yapıyorlar ya inanmayın yalandır. Çünkü toplumda artarak devam eden
boykota katılım sol ve ya demokrat olduğunu söyleyen partiler arasında paniğe
neden oldu
Burada kurdurulan ve dünyanın tanımadığı bu işgal
ve asimilasyon rejiminde yaşayanların, rejime sahip çıkıp özgür iradeleri ile
kendilerini yönetenleri seçtikleri yalanı inandırıcı olmadığını sağ partilere
oy verenler de yaşayarak gördüler. Sağ seçmende boykot o yüzden soldan fazla
olursa şaşmam.
Evet iddia ederek söylüyorum, toplumumuz bugüne
kadar, adına önce "OTONOM", daha sonra "FEDERE DEVLET" ve
en sonunda da "KKTC"dedikleri bu ucube yapıda sadece Türkiye
yönetimlerinin istekleri doğrultusunda çalışan milletvekili ve yöneticiler seçtirilmiş
olduğunu da gördü.
Şunu da gördü sağ partilere oy verenler, Kıbrıs
sorununun çözülebilmesi için yapılan tüm görüşmelerde ve pazarlıklarda Kıbrıslıların
hakları değil, Türkiye'nin çıkarları, hakları masada talep edilmiştir, Rum
tarafından.
Kıbrıslıtürklerin ada üzerinde yönetimden
kaynaklanan %30 haklarını da gasp ederek (serbest dolaşım, yerleşme, mülk
edinme, vatandaşlık, vs.) gibi her şeyi uluslararası hukuka kabul ettirmeye
uğraştılar. Başaramayınca "egemen iki eşit devlet" tehdidini Erdoğan
adına masaya sürdüler.
Asla kabul görmeyeceğini bile bile
"KAYYUM"olarak atadıkları Ersin Tatar bu işler için kullanılmak üzere
keşfedildi ve asimilasyona uğramış seçmen yapımız ile seçimi ona kazandırdılar.
Ben kabul etmedim ama Mustafa Akıncı ile meclisteki statükocu sol partiler onu
kabul edip meşrulaştırdılar ve dünya da onu muhatap kabul etti, ediyor.
Bir
mucize olmazsa artık son aşamaya geldik. Görüşmeler anlaşmamak, zaman kazanmak
ve buraya daha fazla nüfus taşıyıp kendini Kıbrıslıdan çok Türkiyeli olarak
gören yeni bir Kıbrıslı Türk halkı oluşturmak için sürdürüldü. Uygulanan
soykırım ve yıldırma politikası gereği olarak evlatlarımız, torunlarımız göç
ettirildi. Hala daha ettiriliyor, giden geri gelmiyor.
Bizimkilerin yerine "TÜRKLÜĞÜNDEN"
hatta müslümanlığından emin oldukları yeni tip Kıbrıslılar yarattılar. Ankara
dayatmalı "TAKSİMİ" hatta "İLHAKI" yerli işbirlikçi
kuklaları da kullanarak dünyaya tehdit olarak kullanıyorlar.
Karşı görüşte olduklarını gördükleri zaman da Toplum
liderlerinin üzerini çizdiler, itibarsızlaştırma, ve akıtılan büyük paralar
karşılığında seçim yolunu kullanarak operasyonları ile yönetimden
uzaklaştırdılar. Toplumumuz bunu da net ve şeffaf olarak gördü.
Bugüne kadar bizi yönetmeleri için
seçtiklerimiz, Türkiye'nin onayını almadan hiçbir adım atmadılar. Adına "
İktisadi Kalkınma Planı " dedikleri protokoller bile bizim seçtiklerimizin
görüşlerini alma nezaketi gösterilmeden Ankara'da hazırlanıp törenlerle
imzalattırıldı.
Çok güvenerek seçtiğimiz ve hükümete
getirdiğimiz sol partilerimiz bu protokollerde düzenleme yapmak için ısrar
edince hükümetler bozduruldu ve işbirlikçiliği ispatlanmış partilere kurdurulan
yeni hükümetlere imzalattırıldı.
"Orada ne varsa burada da olacak, KKTC
Halkı'nın milli geliri ve refah düzeyi artacak" deye deye bizdeki hayat
standardını Türkiye'deki seviyeye çektiler. Kaç seçimdir KURTARICI diye
seçtiklerimiz sadece kendi yakın çevreleri ve partilileri için çalışmak hariç,
hiçbir adım atmadılar. O yüzden yapılanların tümünü bir potada topla ve gereği
olan, Egemen ve işgalci Türkiye yönetimine 1 Kırmızı kart göster.
BU
KARANLIKTAN AYDINLIĞA, İÇİNDE ZORLA TUTULDUĞUMUZ BU SÖMÜRGE REJİMİNİ REDDEDEREK
ULAŞABİLİRİZ. BU DA ANCAK BOYKOTLA MÜMKÜNDÜR. AKSİ DURUMDA SONUMUZ BÖLÜNME VE
İLHAKTIR.
YORUMLAR