“Okullarımızda
çocuklarımızın kafasına tavanlar dökülüyor. Hastanelerimizde yatan hastalar
ilaç bulamıyor. İnsanımız Türkiye’den ithal edilen acımasız hayat pahalılığı
altında ezdiriliyor. Ama bu ülkede açlık sınırı altında yaşayan binlerce insan
varken atanmış “KAYYUM” Tatar külliye diye tutturdu” Olmaz demeyin burası
korsan devlet”KKTC”dir.
Bir diyeceğimiz var…
Edip Akbayram - Yanmam mı gerek dörtlüsünde ne diyor?
Ey suskun,
duyarsız, tepkisiz toplum
Hep bu
kabuklarda sinmen mi gerek?
Zulüme baş
eğdin kimdendi korkun?
Onca serden
sonra dönmen mi gerek?
Peki bu ada yarısında yaşayan ezilen emekçiler olarak
hala oy vererek kendimizi yakmaya devam mı edeceğiz? En azından yakılanlar
olarak buna benzin dökmeyelim. Ülken yandı, sen yandın bari gelecek kuşakları
yakma…
Bu bölünmüş adada her yeni güne yeni daha çok artan
sorunlarla başlıyoruz, her dakika yeni haksızlıklar bekliyor bizi. Biliyoruz
ki, her başardığımızın semeresi sevgi ve takdir olmuyor. Biz yol aldıkça,
hatırı sayılır düşman da geride bırakıyoruz. Kendisine yetemeyenlerin çok derdi
vardır mutlak bizimle.
Her başarı öykümüzün, her soruna dokunuşumuzun, her
düzelttiğimiz mecranın karşısında olanlar da var. Okumuştum bir yerde “Sen büyüdükçe gerçek düşmanların, sahte
dostların olacak” diye. Biz dostu da düşmanı da aynı saygıyla selamlıyoruz.
Mesela yani, olmaz ama eğildiysek bir gün birinin
karşısında, o gün başardıklarına saygımızdandı. Gücün, paranın, şirretin,
kendini bir halt sananların önünde eğilmedik. Şimdi yeni bir kararın
arifesindeyiz.
Acıyacak kimilerinin sol yanı belki.
Oysa yüreği güzel dostları da var bu gazetenin.
Gördükleri yerde saygısını, takdirini dillendirenleri, arayıp bizim köye de
gelin. Sorunlarımız çok ve sadece sizin gazete yazıyor diyenler de var.
İçi acıyanlara da selam niyetine olsun bu “BOYKOT”
kararımız. Biz kimseye düşman değiliz, kinimiz de yok başkalarına. İsyanımız
işgale ve kuşatmayadır.
İşimizi en iyi şekilde yaparken, bu ciddiyete,
titizliğe, sözünün eri olmaya dayanamayıp yarı yolda dökülenler de oluyor, emeklerimizi
acımadan çeşitli zorunluluklardan yüreğimizi avucumuza içine alarak kalan
emekçilerimiz de.
Bizim gündemimiz arasında elbette ki işsizlik, hayat
pahalılığı, borç batağı da vardır. Canımızı yakan işgalcimizin, sermayenin ve
bu kuşatmanın zincirleridir. Yüzde 99’u 99 parçaya bölen sahte ayrışmalara son
verelim.
İşgalci, sömürücü ve asalak azınlığa karşı birleşelim.
Gündemimizi ülkenin gündemi yapmak, canımızı yakan zincirleri kırmak için
”BOYKOT” hep beraber kararımızı uygulamaya koyalım.
Ve şimdi hepsi! Yaklaşan seçimlerde kazanacak olan
hangi patron temsilcisinin yöneteceğini, hangisinin toprakların yağmalanmasına,
ihalelerin dağıtılmasına refakat edeceğini seçmemizi istiyorlar.
Ne onların kavgasını seyredeceğiz ne bize dayattıkları
ölümlerden ölüm beğeneceğiz. Bizim kavgamız kurtuluş, özgürlük kavgasıdır. Ezen
ve sömürenlerin sağında solunda saf tutmak yerine işçi ve emekçilerin öz
çıkarları etrafında saflarımızı sıklaştırmalıyız. Üzerimize gelen fırtınaya
kalkan olalım
YORUMLAR