Bu ada yarısında köşe yazarlığı boyut atlamaya
başladı. 'Yazar'lar, ne yazacağını bilemez halde, ortalarda kafası kesilmiş
tavuk gibi bir sağa bir sola koşuşturuyorlar. Siyasilere ve ya beslendikleri
patronlara yağ çekme onursuzluğu içinde rejimle birlikte onlar da çirkefe
battılar…
Ne leş, çıkarcı, menfaatçi ve aptal adamlardan
oluşuyor şu “KKTC” medyası. O yüzden birkaç cesaretli isim çöldeki serap gibi
sırıtıyor medya denen bu çirkef yatağında. Yaşana, dolana, iftiraya yazarlık
diyorlar, pisliğe battıklarının bile farkında değiller…
Kendisi de ahlaksızlığın, yolsuzluğun parçası
olmuş bir medya ve ona para için hizmet eden yazarçizerler sadece yolsuzluk ve
hırsızlığı meşrulaştırmaya yarar, başka bir şeye değil. Ruhunu kokuşmuş,
kokuştuğu ölçüde zorbalaşmış bir kukla yapıya satmış veya kiralamış herkese.
***
O veya bu sektörde, başta da satılmış,
acentelik yapan medyada, para ve avanta uğruna gazetecilik mesleğini beş paralık
eden basındaki patronlara. Memlekette aklını, vicdanını kaybetmiş, pusulası
şaşmış, kendisini 'önemli' sayan ne kadar işbirlikçi yazar varsa, hepsine.
Geriye doğru sayıyoruz, başka deyişle
kötülüğün galip galip geldiği ve iyilikleri yok ettiği, bu güruhun umurunun
teki bile gerçekçi değil. Onlar için varsa da para yoksa da para, helal mi
sanıyorsunuz?
Biriktirilmiş çöplükten ne kaparlarsa götürüp,
memleketin doğa ve insan kaynağının iliğini emip, başka diyarlarda aileleriyle
birlikte yaşayacakları kısa bir mutluluktan başka şey düşünmüyorlar. Çünkü çoğu
bu çirkefin içinde yolsuzluklar çarkının gönüllü neferleri oldular.
***
Peki ya siyasiler, sizler hala daha bu
toplumun karşısına çıkmaktan utanmıyor musunuz? Buradan açıkça yazıyor,
programlarımda söylüyorum. Bu memlekette ekonomi hasta mı, değil mi
tartışmalarını... O lider ne dedi, onu derken aslında ne demek istedi
kıvırtmalarını... Yağcılık
çekme ve yalakalıklarını...
Ülkeyi gerçekten şimdi kim yönetir ve seçimden
sonra kim yönetecek ki diye lafa başlayıp da son 45 yıldır memleketi soyan
zihniyetlere gidip işi bağlayan, sözde zeka oyunlarını, sahtekârlıkları...
Hâlâ daha nasıl çalabiliriz bir kez daha bu
seçim badiresinden diye çabalayanların boşuna çırpındıklarını. Beyninde,
ruhunda bir tek gerçek bilgi bile taşımayan sağlı sollu siyasilerin toplum
içinde önlenemez düşüşlerini...
***
Bütün bunlara tanıklık edip izlerken
tiksiniyorum. İçim kalkıyor, midem bulanıyor, kusmak geliyor. Dünyanın en
önemli ülkeleri dahi bu adına “cumhuriyet” denen kokuşmuş yapıyı izledikçe yakında
onlarda safra atacak, merak etmeyin.
Ve de geçmişten günümüze kadar sağdan ve
soldan hükümete gelenlerin bu topluma layık olabilecek yönetimleri kurarak, kimseye
muhtaç etmeyecek bir düzeni kuramadınız ya,
toplum sizin gibi siyasilerden hesap soracak, bunu da bilin. Çünkü bu hesap sorma bizim genlerimizde var,
bunu da unutmayın.
Görmez olurlar mı? Bal gibi biliyorlar. Ama
talan kültürü bu. Umurlarında değil. Ne dedik?
Yolsuzluk medyada kiralık olan yazarlardan kokmaya başlar. Kendisi de
ahlaksızlığın yolsuzluğun parçası olmuş bir medya sadece yolsuzluk ve
hırsızlığı meşrulaştırmaya yarar, başka bir şeye değil.
YORUMLAR