Ve sonunda Boykot diyerek Sol’u da parçalamayı
başardınız diyenlere yaşadığımız gerçekleri görmeleri için ben biz ne
yapabiliriz? Ancak biz de sorabiliriz, hangi solu parçaladık? Birlik halinde
sol mu vardı bu ada yarısında? Ben bu karagözlüğe daha ortak olmam! Bizde de
sol mol yoktur..
Solu kullanarak rant, çıkar ve menfaat sağlayanlar vardır.
Kişilerin davranış ve yaptıkları yanlışların
sonuçlarından yine kendilerinin sorumlu tutulacağını dile getiren bir atasözü
olarak kullanılır. Her kişinin sorumluluklarını bilmelerine ve oluşabilecek
olumsuzluklardan kişinin sorumlu olacağını anlatmaktadır.Her koyun kendi
bacağından asılır.
Aynı zamanda kimsenin hatasının ve kusurunun
başka bir kimseyi ilgilendirmediği dersini de vermektedir. Herkesin sadece
kendi yaptığından sorumlu olduğunu belirtmektedirler. Bu durum kesilen
koyunların bacaklarından asılarak işlem görmesine benzetilmektedir.
Bir koyun kesildiğinde kendi bacağından
asılır, yanlış bir davranış sonucunda oluşan durumun hesabını da o davranışta
bulunan kişinin kendisi vermek zorundadır. Herkes yaptığının hesabını verir
sonucu çıkarılmaktadır. Nerede yaşarsan yaşa yaptıklarından dolayı herkes kendi
yaptığından sorumludur, herkes kendi hatası ve davranışının sonucu olan cezayı
kendisi çeker.
***
‘Siz kendinizi değiştirmedikçe sizi kimse
değiştirmez’ Unutmayınız, her koyun
kendi bacağından asılır'. Yaşadığımız bu coğrafyayı farklı özellikleriyle
düşünürsek ona tutsak, rehine alınmış durumdadır diyebiliriz.
Her nerede yaşar, yaşatılırsan sen de bir
hayvan gibi varlığını sürdürebilmek içi mücadele verildiği ölçüde varlığını
sürdürebilirsin. Düşünceler ve farklılıklar da öyledir. Ancak kendilerini
duyurup tanıttıkları ve toplumdan destek bulabildikleri ölçüde var olurlar.
Bu hal evrensel bir kanundur. O halde
kardeşlerimizi uyarma gereği duymamamızın sebepleri bunlar ve bunlara bağlı
olarak uyarı ve önerilerimiz dikkate alınmaz ise sonucuna da katlanacak.
Ülkenin içine atıldığı durumu unutma, bunun
sonucunda da kişinin kendisini unutması, kimseyi umursamama anlamında
bireyselleşme ve yabancılaşmadır. Yabancılaşma yani kendini bilip, yurttaşları
ile birlikte olması gereken alandan çıkıp kendini kaybederek yalnızlaşır.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışma, her koyun
kendi bacağından asılır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, herkesi hoş gör
gibi ifadeleri unutup slogan atmaya başlar, Kıbrıs’ta barış engellenemez.
Belki, tahammül eder, sabreder, içine atar ama
o kötülüğün yok olması, ona düşen kardeşlerinin dahi kurtulması için kendine yaraşır
en güzel yolla çaba gösterir. Bu en güzel yolda, hoyratça başkalarına sataşıp
kendi egosunu tatmin etme yolunu seçer.
Siz yaşadığınız hali değiştirmedikçe kimse sizi
ve bunun anlamı şudur: Eğer siz iyi bir halde iseniz, bu iyi hali hak etmenize
sebep olan özelliklerinizi koruduğunuz sürece bu iyi halde olmaya devam
edersiniz. Yok, eğer kötü bir halde iseniz, bu kötü hale düşmenize sebep olan
özelliklerinizi değiştirmedikçe de bu kötü halden kurtulamazsınız.
Peki, bizim mevcut halimiz ne? Bize
yaşatılanları unuttuk, işgal koşullarında yaşamak da bize kendimizi unutturdu.
Belli belirsiz tavırlar bizi bir adım ileriye götüremiyor. Biz kimdik, nasıl
idik, nasıl olduk? Düşünmemiz gereken noktalar bunlardır.
O halde elinden alınan ve senin de unuttuğun
kimliğine ve gerçek Kıbrıslı olmana dönmek değil mi verilen mücadelemiz? Bu da
önce insanın böyle bir derdi olmasıyla başlar. Ya onların dertleri bile yoksa!
YORUMLAR