Boykot ada yarısında dalga dalga yayılıyor ve
bu yayılış sol kesimde korku ve panik yaşanmasına neden oluyor. Ada yarısında
gerçekten demokratikleşme isteniyor saydı ve Türkiye siyasilerinin seçimlere
müdahalesi istenmiyorsaydı geçen
“cumhurbaşkanlığı seçiminde yapılan bariz müdahaleye karşı etkin bir karşı
çıkış ortaya koyabilirlerdi.
Bu seçimlerde gerçekten 'demokratik'
kuralların egemen ve geçerli olduğu bir seçim olacak mı? İster tek partili,
ister çok partili, yani ittifak yapılarak girilen seçimlerde de hiç bir zaman
'demokratik' bir seçim yaşanmamıştır bu ülkede." Yine de yaşanmayacak
diyorum.
Sizin 'Demokrasi' ve 'Demokratik Seçim' den ne
anladığınızı doğrusu pek net olarak bu ortaya koyduğunuzu ben anlamadım. Ancak,
size herhangi bir konuda kesin yargılı yazmadan önce biraz araştırma yapmanızı
öneririm” sadece.
Benim "Demokratik bir seçim"den anladığım ise
en doğrudan tanımıyla şudur: Temsili bir demokrasi modelinde temsil etmeye aday
olanların, onların temsil edeceği kesimlerin oylarıyla belirlenmesi, herhangi
bir müdahaleden bağımsız ve tam demokratik bir seçim sürecinin yaşanmasıdır.
Yani propaganda ve kamuoyunu etkilemede tam bir
eşitliğin sağlanması, seçmenlerin de kendilerini temsil edeceği partileri, kişileri
doğrudan ve özgürce seçebilmelerine olanak tanınması, bu bağlamda hiç bir
düşüncenin seçimin tümü göz önüne alındığında temsilcisiz kalmaması bir seçimi
"demokratik" kılan unsurlardır.
Başka bir deyişle benim anladığım anlamda
"demokratik" bir seçimde; yalnız, seçmenlerin tercihlerinin
seçilenlere aynen (ya da yaklaşık) yansıması seçimin demokratik olmasını
sağlamaz. Hele hele de nüfus yapısının ortada olduğu bu ada yarısında.
Bir seçimin demokratik olabilmesi için bir adayların
belirlenme sürecinin bir de seçim sürecinin (propaganda ve toplumu etkileme
aşaması) olabildiğince eşit ve demokratik olması da gerekir. Peki, bu ada
yarısında böyle bir şey var mı? Siz görünüz mü? Ben görmedim çünkü hiçbir zaman
olmadı.
Dedim ya be refikler, bizim ülkemizde
"demokrasi" yalnızca "GÖSTERMELİKTİR". Ben dahil hiç kimse seçmene ve onun kararının
doğruluğuna inanmaz. Tercihini özgürce ortaya koyduğuna da inanmaz, satın
alınan iradeye siz inanır mısınız? Hele hele de TC elçiliğinin seçim merkezi
olarak kullanıldığı bir yerde…
Raporlara da yansıdığı üzere, bazı seçmenler satın
alınan iradeleri nedeniyle salt gösterilen adaya oy atmadıklarını unuttuk mu? Pek
çok seçmen de seçim öncesinde tehdit edildikleri için kendi adayının kendisini
yansıtmadığını ifade etmek zorunda bırakılmıştı.
Bu ülkede gerçek tam da şimdi yapılacak seçimde "sol",
gerçek "emekçi" kesimin neden demokratik arena da temsil edilmediğini
sorgulayanlar önce buralara bakmalılar. Eğer burada yaşanan eşitsizlikler
düşünülürse; örneğin seçimde kaç emekçi, işçi bir partiden aday gösterildi mi?
Seçime gireceğini ilan eden partiler listelerine birkaç kişi serpiştirebilirdi.
İşte aday listeleri de kesinleşerek seçim kuruluna verilip ilan edildi. Bu listeleri de incelediğim zaman ülkemizde yapılacak
göstermelik seçimin hiç birinde "demokrasi"nin hiç söz konusu
olmadığı sanırım herkes tarafından kabul edilecektir.
Bu ülkede demokrasi en çok uygulandığı zamanda bile
"yarım", hatta "çeyrek"tir, uruptur. Hiç bir şeyin
yarısı o "şey" değildir. Benim düşünceme göre "Çeyrek
demokrasi" de ne yazık ki "demokrasi" değildir. O yüzden benim
tercihim bu göstermelik seçimde sandığa gitmemek yönündedir, benim protestomun,
tepkimin ve bu düzene kızgınlığımın cevabı ”BOYKOT”
YORUMLAR