Başta AKP olmak üzere Osmanlı hayranı şeriatçı
çevreler oldum olası 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan hiç hoşlanmazlar. Bunu
sebebi bu tarihin onlar için Osmanlı İmparatorluğunun yıkılış tarihi olmasıdır.
Bu nedenle törenlerin yapılmasını
engelleyemeseler bile ya çeşitli bahanelerle katılmıyorlar ya da daha sönük
törenlerle durumu idare etmeye çalışıyorlar.
Geçmişte KKTC’de de yapılan gösterişli
törenler yerine artık daha kısa ve daha sönük törenler yapılıyor. Erdoğan ve
AKP’ye yaranma çabasıdır bu.
TC elçiliğinin düzenlediği cumhuriyet
resepsiyonu da eminin bu düşüncelerle zorunluluktan istenmeye istenmeye
organize edilmektedir. Bu yıl 19 Temmuz’da KKTC’ye gelen Erdoğan’a CTP ve
TDP’nin gösterdiği haklı tepki anlaşılan bir yere not edilmiş. Bu nedenle
resepsiyona davet edilmediler.
Eski cumhurbaşkanlarından Mehmet Ali Talat ve
Mustafa Akıncı da aynı gerekçelerle davet edilmediler. Dindar ve kindar bir
nesil yetiştirmek için yola çıkan Erdoğan’ın bu özelliği mutlaka vardır.
Bu nedenle kendisine karşı yapılanları unutmaz
ve bunun intikamını mutlaka alır. Erdoğan’ın bu özelliği insani ilişkilerde
bile görülmektedir. Kılıçtaroğlu’na yapılan linç girişiminde bile partililerine
geçmiş olsun denmemesi için mesaj gönderen bir kişidir Erdoğan.
Erdoğan iktidara geldiğinde onun değiştiğini
sananlar ve “yetmez ama evet” diyerek destek verenler şimdi gerçekleri görerek
pişmanlık duymaya başlamışlardır.
Şimdi 15 Kasım törenlerine Erdoğan’ın da
katılması beklenmektedir. Yine gelecek. Konuşmalarında eskisi gibi Maraş’ın
açılımından, iki devletli çözüm modelinden, federasyonun olmayacağından
bahsedecek. Yeni hükümetin oluşmasını
dizayn edecek, emirler verecek ve çekip gidecek.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Şimdi
resepsiyona kabul edilmeyen ve yok sayılan kişiler ve siyasi partiler saflarını
netleştirmelidirler. Artık Erdoğan iktidarda olduğu sürece iktidarda olma
hayalleri kurmasınlar.
Ona yanaşmak, af dilemek ve önünde eğilmek
yıllarca Kıbrıslı Türklerin temsilciliğini yapmış kişilere ve siyasi partilere
yakışmaz. Kıbrıslı Türklerin onurlu duruşlarını, onların temsilcisi olduklarını
göstererek daha önce aldıkları kararların arkasında durmalıdırlar.
Anlaşılan odur ki Erdoğan bu kişilerin ve
partilerin üzerlerini çoktan çizmiştir. Ev kedisi gibi sahibinin paçalarına
sürünerek bir şeyler elde etmek ne insan onuruna ne siyasi ahlaka uyar.
Şimdi birlikte mücadele etmenin ne kadar zorunlu ve
gerekli olduğunu artık anlamışlardır.
YORUMLAR