Mark Buddle ,Avustralya’da Comanchero adlı suç örgütünün lideriydi. 40 milyon dolarlık kokaini ülkeye sokmakla suçlanıyordu. Bir yolunu bulup Avustralya’dan kaçtı. Birkaç ülke dolaştıktan sonra en güvenilir yerlerşim yeri olarak KKTC’yi seçti. Zaten tüm yasadışı işlerle uğraşanların sığınma yeri değil miysi KKTC ? “Tanınmamışlığı fırsata çevirmek” hem bu tip insanların hem de buradaki siyasilerin hayalini kurdukları bir durumdu. Bu konoda hayli ünkü bir ülkeyiz.
Uluslarası suç örgütleri ile mücadele eden güvenlik birimlerinin sözü buralarda geçmezdi. Ya da daha doğru bir ifadetle Ankara yönetimi düğmeye basana kadar buralarda huzur içindeydiler. Ankara’nın düğmeye basma yönetenlerin çıkar sağlayacakları karar olmalıydı. Bu karar şiyasi de olabilir başka amaçlarla da olabilir.
Mark Buddle de KKTC’de yerleşmek ve burada yatırım yapmak için oturma izni aldı. Türkiye’nin düğmeye basmasıyla birlikte yapılan baskın gerçekleşti. Mark Buıddle, oturma izni olmasına rağmen tutuklandı. Türkiye’ye götürülerek oradan Avustralta’ya iade edildi. Geçtiğim günlerde Avustralya mahkemesinde yargılanmaya başlandı.
Hukuk süreci elbette devam edecek ve sonunda mahkeme bir karar verecek.
Asıl önemli olan Mark Buddle’nin tutuklanmasından sonra KKTC’de oturma izni alması için siyasilere rüşvet verdiğini söylemesidir. Bu oturma izni için dönemin İçişleri Bakanı ve diğer yetkililer bir açıklama yapmadı. Bu durumda iddialar yalanlanmadı. Polis bu konuyu araştırmaya değer bulmamış olabilir. Oysa demokratik bir ülkede , hukuk devleti olduğunu iddia eden ülkelrde içişleri bakanı hakkında soruştırma başlatılır ve görevde ise görevdena alınır.
Mark Buddle olayı buzdağının sadece görünen kısmıdır. Bunun gibi yasadışı işlerle uğraşıp “en güvenilir liman” gördükleri KKTC’ye yerleşen onlarca kişi vardır. Bu işerden menfaat rüşvet alan ve aracılık eden siyasiler ve bürokratlar hiç gün ışığına çıkmıyor. Bunun tek sebebi bana göre şöyle açıklanır:
Kirli ellerle temizlik yapılmaz.
YORUMLAR