Diyelim andığa gitmeye karar verdiniz. Oy pusulasını aldınız ve özgür iradenizle
oyunuzu kullanmak içim size gösterilen paravanın arkasına geçtiniz. Eğe bir
partili iseniz kendi partinize mührü basarsınız.
Ondan sonra parti içindeki adaylardan size
göre en faydalıları tercihle öne
çıkarmayı diğerlerini daha az faydalı gördüklerinizi de öylece bırakırsınız.
Eğer güvendiğiniz adaylar farklı partilerde aday olmuşlarsa onları da tercihlerinizle belirlersiniz.
Vatandaşlık görevini yaptığınız için gönül
rahatıyla paravanın arkasından çıkar ve oyunuzu sandığa atarsınız. Şimdi
sonuçlarını çıkmasını bekleyeceksiniz. Televizyonun karşısında gönlümüzdeki partinin ya da adayların kazanıp
kazanmadığını heyecanla bekleyeceksiniz.
Belki seçtiğiniz parti ve adaylar seçimi kazanıp mecliste bir koltuğa
oturacaklar. Ya da seçimi hiç istemediğiniz parti veya adaylar kazanacak.
Bundan sonra eğer hükümeti tek başına
kuracak çoğunluk elde eden bir parti yoksa koalisyon hesapları yamulacak.
Siz de kendi partinizin nu koalisyonda ya yer
almasını ya da hiç sevmediğiniz bir partiyle koalisyona girmesini
istemeyeceksiniz. Bir şekilde hükümet isteseniz de istemeseniz de kurulacak.
Şimdi seçim öncesi sıkıntılardan siz kurtarıp kurtaramayacağına bakmak gerek.
Ne de olsa büyük umutlarla seçime gidip
oyunuzu kullandınız.Bu filmi çok gördünüz değil mi? Hâlâ görmekten bıkmadınız.
Öyle mi?
Türkiye’de ekonomik bunalımın sonucu olarak
Türk Lirası’nın hızla değer kaybetmesini buradaki hükümetten bekleyecek
misiniz? Seçim yasakları nedeniyle Erdoğan ve AKP iktidarının vatandaş yapma
isteklerini geri çevirmesini yapacak bir hükümet kurulduğunu görecek misiniz?
Kıbrıs sorununun çözülmesi için hükümetin
Erdoğan iktidarının “iki devletli çözüm “ tezini terk edip BM
parametrelerinde federal bir çözüme
hazır olduğunu açıklayan bir hükümet kurulacak mı?
Laik eğitim sistemimizi tehdit ederek din
eğitimine ağırlık verilmesini isteyen Erdoğan ve AKP iktidarının daha fazla
İmam Hatip Lisesi açma isteklerine dur diyebilecek bir hükümetin kurulacağına inanıyor
musunuz?
Daha birçok sorunun çözümsüzlüğünün devam
edeceğini , bunun da Türkiye’deki Erdoğan ve AKP iktidarının isteği
doğrultusunda olduğunu hâlâ anlamayan
varsa seçime gidip oy kullanabilir.
Burada yapılan seçimle bir şeylerin değişmeyeceğini hâlâ
anlamayanlar var. Biz seçimi boykot edelim derken bu gerçekleri ve çıkış yolunun çözüm ve birleşik bir Kıbrıs’ta
egemen olmak olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
İki devletli çözüm modelini terk etmeyerek
Kıbrıs Sorununu çözümsüzlüğe mahkum etmek bu seçimlerle perçinleştirilmek
istenmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin etkin müdahalesi içinde yapılacak
seçimlerle bir yere varamayacağımız görmek gerek.
Siz hâlâ
annenizin dizinde oturmayı mı seçeceksiniz. Size kolay gelsin. Biz
yolumuza devam edeceğiz.
Bu seçimleri Boykot etmekle başlıyoruz.
YORUMLAR