Son
yıllarda bir ülkeyi işgal etmenin adı “Barış Harekatı” olsun. Ya da barış
sembolü olan sözcüklerle ifade edilmeye başlandı. Biz “Barış harekatı”
ismine yabancı değiliz.
Türkiye garantörlük göreviyle yaptığı harekata bu adı vermişti. Görevini
kötüye kullandı. Kıbrıs Cumhuriyeti2nin toprak bütünlüğünü sağlamak yerine bölmeyi tercih etti.
ABD, Irak’ı işgal etmek için her türlü
provokasyonu yaptı, “Saddam’ın elinde biyolojik Silah var”. İddiasıyla sözde insanların
yaşam hakkını sağlamak için Irak’ı işgal etti. Irak’ın toprak bütünlüğü ortadan
kaldırıldı.
Yalanları
zaman geçince ortaya çıktı. Geriye yıkılmış ve bölünmüş bir ülke ve
milyonlarca insanın acı çekmesi kaldı.Türkiye Suriye sınırlarını aşıp Suriye’ye
asker gönderirken” bek sorunu var” diyerek girdi.
Girdiğine pişman edildi. Suriye topraklarının
güvenliği sağlanamadı. Milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya göç etmeye
başladı. Sonuç yine acı ve gözyaşı. Bir ülkenin parçalanmasına zemin hazırlamak
oldu.
Şimdi de Ukrayna krizi. Dünya emperyalizminin
en büyük temsilcisi olan ABD ve onun önderliğindeki NATO kendi çıkarları için
savaş çıkarmanın senaryosunu yazdı.
Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci öncesi
iki Almanya’nın birleşmesine onay veren Rusya, karşılığında NATO’nun Rusya’ya karşı ilerlemeyeceği sözünü
aldı. Almanya birleşti fakta NATO sözünde durmadı.
Estonya, Litvanya ve Letonya önce AB üyesi
sonra da Nato üyesi yapıldı. Bu ülklere Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya
da eklenince Rusya haklı olarak kendini Nato tarafından tehdit edilir hisseti.
Bunda da haklıdır.
Şimdi de özellikle ABD ve Birleşik Krallık
tarafından cesaretlendirilen Ukrayna’daki Neo Naziciler ülkenin doğusunda
Rusların yoğunlukta yaşadığı Donetsk ve
Luhansk kentlerini tehdit etmeye başladı.
Bu kentlerde yaşayan özellikle kadın ve
çocuklar Rusya’ya sığınmaya başladı. Savaşı körükleyen ABD ve Birleşik Krallık
kendi iç işlerinde kaybetmekte oldukları popülaritelerini tekrar kazanma
pelinde. ABD’de yaklaşan parlamento seçimlerinde Biden’in politikaları
sorgulanmaya başlandı.
Tipik
ABD başkanları gibi içerdeki
durumu düzeltmek için her zaman başvurdukları taktik savaş çıkarmaktır.
Şimdi de Bide bunu deniyor.
Rusya da yine adına “barış gücü” dediği
askerleriyle Ukrayna’ya girmiştir. Çok önceden beri kendi ülkesinin NATO
tarafından tehdit edildiğini söyleyen Rusya
artık bardağın taştığını söyleyerek bu harekatı başlattı.
Almanya ve Fransa bu savaştan en çok zarar
görecek ülkelerin başında gelmektedir. Özellikle Avrupa’ya giden Rus doğal gazı
hem siyasi hem de ekonomik olarak bu ülkeleri derinden etkilemektedir. Bu
nedenle savaşın engellenmesi için uğraşıyorlar. Ancak ABD’yi bu konuda ne kadar
ikna edebilirler ki?
Emperyalizm içimde bulunduğu ekonomik
buhrandan çıkmanın yolunu her zaman savaş çıkarmakta bulmuştur. Bu defa da bunu
uygulamak istemektedir. 3. Dünya savaşının eşiğine gelinmesi konusunda
çekinmemektedirler.
YORUMLAR