Türkiye’de Türk Lirası’nın bir gecede
dolar karşısında 4-5 lira değer kazanması “Erdoğan mucizesi” diye
anlatılıyor. Tabi bunu yandaş basın ve
yalaka köşe yazarlarından okuyabilirsiniz.
Yeni modeli açıkladığı gece neler olduğu pek
bilinmiyor. Ancak tahmin edebileceğimiz gibi o akşam hiç uyumayıp doların Türk
Lirası karşısında değer kaybetmesini
nöbette bekleyenler bunun karşılığını da milyonlarca donlar kazanarak aldılar.
Uykusuz kalmaya değdi mi. Elbette değdi. Bu
sürede kimler nöbetteydi, bu vurgunu kimler yaptı hiç açıklanamıyor.
Bilinmesine rağmen açıklanmıyor. Gece olduğu için bu işlemler online bankacılık üzerinden yapılmıştır. Bu
da bankalar tarafından bilinmektedir. Büyük bir vurgun.
Bir de olayın diğer boyutu vardır. Erdoğan
Türk lirasına güvenmeyip dövize güvenen vatandaşları için bir yem hazırladı.
Madem ki Türk lirasına değil de örneğin
Dolar’a güveniyorsunuz ben de size Türk
lirası mevduatlarınızı dolar kuruna göre garanti ediyorum.
Balıkçılar hangi balığı avlamak için oltaya
hangi yemi koyacaklarını çok iyi bilirler. Daha önce yastık altındaki doları,
altını bozdurun diye çoğu yapan Erdoğan’a güvenmeyen vatandaşa başka bir yem
gerekirdi. O yem bulundu. Dolara endeksli mevduat hesabı.
Vatandaş hesabındaki veya yastık altındaki
1000 dolarını 1 dolar = 12 TL
kurundan bozdurup 12 000 lirayı bankaya 3 aylık faize yatırdı
diyelim. Faiz %15 olduğuna göre 3 ay
sonra 450 lira faiz alacak. Aynı vade sonunda dolar 12.45 olursa başabaş olur.
Eğer kur 12.45’ten büyükse bu fark merkez bankası tarafından vatandaşa verilecek.
Bütün ekonomistlerin üzerinde anlaştığı bu
farkın merkez tarafından ödenmesi Devlet gelirlerinin bu yolla harcanması
demektir ki bu da farkın vatandaşın vergileriyle ödeneceğidir. Devlet bunu
vatandaştan almayacağını söylerse o zaman da karşılıksız para basacak demektir
ki bu da enflasyonu artırır.
Her deprem ve yangın felaketi sonrası
vatandaşa yardım yerine IBAN numarası gönderen devlet bu parayı ödeyecek
durumda değildir. Bu hesap yapılırken bana göre
vatandaşlar için hazırlanan yem
çok lezzetli görünse de aslında vatandaşın daha da fakirleşeceğini
gizlemektedir.
Bütün hesaplar dolar kuru üzerinde
endekslenmiş görünüyor. Oysa enflasyon kur ve faizi getirisinden fazla ise
fakirleşme devam edecek demektir. Türkiye hem sanayi hem de tarım üretiminde
dışa bağımlı bir hale getirildi.
Sanayide hammadde genellikle dışlardan döviz
ile alınacaktır. Tarımdaki yanlış politikalar nedeniyle üretimdeki kayıplar da
yine dışarıdan karşılanmaktadır. Bu ihtiyaçların fiyatı ise dünya borsaları
tarafından belirlenir. Siz dolar kurunu sabit tutsanız bile dışarıdan
alacağınız ayçiçeği tohumu dolar bazında pahalı olunca insanlar yurt içinde de
ayçiçeği yağını daha pahalıya almak zorunda kalacaktır.
Erdoğan’ın “mucize” diye yutturmaya çalıştığı
bu yem vatandaşın elindeki son
dövizleri, altınları da ellerinden almaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bunun
kokusu 3-4 ay içinde ortaya çıkacak. O gün kafalarımızı taşlara vurmamak için
iyi düşünüp öyle adım atmak gerekir.
YORUMLAR